ANNE - BABA EL KİTABI
ANA-BABA OLMANIN TEMEL ILKELERI
Kimse kimseye yasamayı öğretemez. Çocuğunuza hayatı hazır bir reçete olarak sunamazsınız.
Çocuğunuzun hayat yolunu çizemezsiniz, ona ancak kendi yolunu çizebileceği bir harita verebilirsiniz.
Çocuğunuzun yetiskinliğinde size gösterecegi ilgi ve yakınlık, sizin kendi anne-babanıza gösterdiğinizden fazla olamaz. Buna mezarlık ziyaretleri de dahildir.
Sevginin büyükten küçüğe, saygının küçükten büyüğe yöneleceği doğru değildir. Büyügün küçüge gösterecegi saygi, küçüge saygılı olmayı öğretir.
Çocuğa saygi demek, onun bağımsız bir varlık olduğunu kabullenmek demektir.
Fazla sevginin çocuğunuza zarar vereceğini düşünmeyin. Sevginin fazlası zarar vermez. Zararla olan yanlış sevgidir.
Çocuğunuza birçok şeyi şartlı olarak verebilirsiniz. Ancak sevginiz “şartlı” değil, “kayıtsız saatsiz” olmalıdır.
Çocuğunuz en çok, sevgiyi hak etmediğini düsündüğünüz sırada sevgiye ihtiyaç duyar.
Çocuklarınıza vereceğiniz en değerli hediye ilgi ve zamanınızdır.
Çocuğunuza canla hayvan (kedi, Balık, kus, köpek) alin. Bir canlıyla ilişki, onda sevgi ve sorumluluk duygularını sözlerle sağlanamayacak ölçüde geliştirir.
Ender durumlar dışında, anne-baba daima ayni tarafta olmalıdır. Böylece çocuk, anne-babanın zaaflarından yararlanmak gibi bir yola basvurmayı öğrenmez.
Hoşgörü, çocuğunuzu sizin istediğiniz gibi davranmaya iteklendirir.
Hoşgörü, karşımızdakini istediğimiz gibi olmaya zorlamak denil, kendi istediği gibi olmasına imkan vermektir.
Hoşgörü ile büyüyen çocuklar, sabırlı ve hoşgörülü olmayı öğrenirler.
Anne-baba olmanın en zor tarafı, bir şeyin nasıl doğru yapılacağını bildiği halde, yanlış yapılmasına sabır göstermektir.
Amaçlar, uğurlarında adım adım çaba harcanırsa ve düzenli olarak o yönde gayret gösterilirse gerçekleşir. Mutlu ve sağlıklı çocuklar yetiştirmek bilinçli bir zaman yatırmı gerektirir.
Çocuğunuza öğüt vereceğinize ona örnek olun.
“Kibarlık, vericilik ve dürüstlük” ancak yaşanarak öğrenilir. Örneğin, bir satıcının size fazla verdiği para üstünü mutlaka çocuğun önünde geri verin.
erkek çocukların babalarını, kız çocukların annelerini örnek aldiklari görüsü dogru sayilamayacak kadar “genel” bir görüstür. Çocuklar sicak, yumusak ve verici yetiskinleri kendilerine örnek alirlar.
Çocuğunuza değerlerinizi benimsetmek istiyorsanız, az kızın ve yumuşak olun.
Hata yaptığınız zaman bunu kabul edin ve dile getirin.
Çocuğunuza karşı yaptığınız bir davranısınız sizi üzüyorsa ondan özür dilemekten çekinmeyin.
Çocuk anne-babanın görülen birçok özelliğini aldığı gibi, gözle görülmeyen özelliklerini de alır.
Çocuğunuzun mizacından memnun değilseniz, kendinizin ve esinizin ayni yastaki durumunu soruşturun. şaşılacak benzerlikler bulacaksınız.
Çocuğunuz bagımsız bir birey olacaktır. Onu sizin kişiliğinizin değerlendirileceği bir karne gibi görmekten vazgeçin.
*************************************
BEBEKLIK VE ÇOCUKLUK
Bebekler kendilerine gülünmesinden ve kendileriyle yumuşak bir sesle konuşulmasından mutlu olurlar ve algıları gelişir. Bebeğinize gülün ve onunla konusun.
Bazı anne-babalar bebeklerin zekasını geliştirebileceklerini düşünürler. Yatak çarşaflarının renkli ve desenli olmasi gibi seyler bebegin algisinin gelismesi için yeterlidir. Bunun ötesinde Çocuğunuzun zekasini gelistiremezsiniz. Çocugunuzu zorlamayin.
Bebeginizin dis çikartirken, yürümeye ve konusmaya baslarken, huysuz olacagini kabullenin.
Bebekler gelisimlerinin her asamasinda huzursuz ve çekilmez olurlar.
Çocuğunuzun televizyon sebebiyle geç yatmayi aliskanlik haline getirmesine izin vermeyin.
Atalarimiz “Uyusun da büyüsün” demisler. Bugün doğru söylediklerini biliyoruz. Büyüme hormonu gece uykuda salgilanir. Geç yatan çocuklar sagliksiz olur. On iki yasina kadar çocuklar kisin en geç 21.00, yazin 22.00’de yatmalidir.
Yemek konusunda çocuğun üstüne fazla düsmeyin. Onun da özel tercihleri olabilecegini kabul edin.
Çocuğunuz önündeki yemegi yemekte zorlaniyorsa, tabagi bitirmeye mecbur etmek yerine, yarisini yemesini isteyin. Belki yarim tabak eksik yemek yer, ancak adina “uzlasma” denilen ve hayati yasanilir kilan bir özellik kazanma yolunda önemli bir adim atar.
Oyun oynayarak, komiklik yaparak yemek yedirmeyin. Aksi takdirde yemek saatinde özel ilgi bekler.
Hela terbiyesi büyük ve küçük çisi için ayri ayri varolmaz. Iki yasina gelen çocuğun annesi iki gece uykusuz kalmayi göze alirsa bu is çözülür.
Çocuğunuza okumayi okula baslamadan ögretmek için denemede bulunun, ancak asla zorlamayin. Çocuğunuza okul öncesi ögretmek istediklerinizi oyunla yapin. Zevk aliyorsa devam edin, istekli degilse birakin.
Sayilari ögrendikten sonra Çocuğunuza harçlik verin. Tasarruflarini tesvik edin.
Çocuğunuza paranin degerini ögretin. Her konudaki alim kararinin öncelikle “ucuz” veya “pahali”likla degil, alinacak nesnenin bu paraya “deger” veya “degmez” olusu ile ilgili oldugunu anlatin.
Çocuğunuzun harçligi ile yaptigi harcamalari yönlendirin, ancak karşı çikmayin. yanlış yapmadan dogrunun bulunamayacagini unutmayin.
Haftalik alisverisinizi çocugunuzla yapin ve taleplerini sikilmadan ve dürüst olarak cevaplandirin. Böylece Çocuğunuza “para gerçegi”nizi yasatarak ögretmis olursunuz.
Bes yasindan baslayarak Çocuğunuza günlük program yapin. Sekiz yasindan baslayarak programda onun fikirlerine yer verin. On yasindan baslayarak birakin programini kendisi yapsin.
Günlük program ders ve sorumluluklarin toplami degildir. Programin içinde eglenme, dinlenme, okuma, televizyon seyretme ve sosyallesmenin yer almasini tesvik edin.
Çocuğunuza sik sik ders çalismasi gerektigini hatirlatmaktansa, yaptigi günlük programi televizyonun yanina asmasini isteyin.
Küçük çocugunuzu asla direksiyona oturtmayin, araba kullanirken kucaginiza almayin.
On iki yasina gelmeden çocugunuzu arabanin önüne oturtmayin. Araba hareket halindeyken çocuk arkada ve bagli olmalidir.
Alti yasina kadar çocuklar, arkada iki koltuk arasinda ayakta durmaya bayilirlar. Bir kaza sirasinda en büyük zararin arkada, ortada oturana ve durana geldigini hep hatirlayin.
Çocugunuzu yaz okullarina gönderirken çok dikkatli olun. Yaz okullarinin büyük çogunlugu, vaat edilenlerin aksine çocukların kendi haline birakildigi yerlerdir.
Yaz okullarinin çogu, çocuga yasinin ötesinde cinsel egitim vermeye yarar.
Çocuğunuzun gittigi yaz okulunu sik sik ziyaret edin, aksakliklari yöneticilerle görüsün.
Çocuğunuzun hak ettigi ilgiyi görmesinin tek yolu budur.
*************************************
ÇOCUGU KABULLENMEK
Çocuğunuzu olmasini istediginiz gibi degil, oldugu gibi kabul edin. Böylece olabileceklerinin en iyisi olmalarina imkan verirsiniz.
Çocugunuzu degistiremezsiniz. Onu ancak degisim için cesaretlendirebilir ve isteklendirebilirsiniz.
Küçük çocuğunuzu değiştirmeye çalışmak, onun üzerine oturmaya benzer. İstediğinizi elde ettiğinizi düşündüğünüz sırada, altta kalanın enkaz olduğunu fark edersiniz.
Çocuğunuzun sahip olmadığı özelliklere üzülmek yerine, sahip olduklarina sevinin.
Çocuğunuzun yansıttığı kişiliği kabul edin.
Çocuğunuzun yaptığı, elinden gelendir. Çocuğunuzun sınırlarını kabullenin.
Sizin istediğiniz ve Çocuğunuzun yapamadığı birçok şey, gerçekte Çocuğunuzun elinden gelmediği için yapamadığı şeylerdir.
Çocuğunun “çok akilli, ama tembel” olduğunu düsünen anne-babalarin çogu ya birinci, ya ikinci yargilarinda yaniliyorlardir.
“Çok akil” mutlaka herhangi bir alanda çocuğun ortaya yasitlarindan çok farkli bir sey koymasina imkan verir. (Iste size Çocuğunuzun çok akilli olup olmadigini sinayacak bir ölçü)
*************************************
OYUN - OYUNCAK
Hangi yasta olursa olsun, çocugunuzla oynadiginiz oyunlari kaybedin. Çocuğunuzun “yenile yenile yenmeyi ögrenecegini” düsünüyorsaniz yaniliyorsunuz. Çocuklar yenildikleri zaman daima oyuna ilgilerini kaybederler.
Çocuğunuza pahali elektronik oyuncaklar almak isteginiz zaman iki kere düsünün. Bozar diye oynamasina izin vermediginiz zaman, hem sevincini, hem girisimciligini engellemis olursunuz.
Pahali elektronik oyuncaklar büyük çogunlukla kullanisli oyuncaklar degildir. Çünkü verdikleri ilk sevincin ötesinde birçok sikinti getirirler.
*************************************
ILETISIM
Küçük Çocuğunuza bir sey söylerken, diz çökerek onunla ayni hizaya gelmeye çalisin. Sizinle isbirligi yapmaya daha istekli olduğunu göreceksiniz.
Çocuğunuzun her yasta anlattigini, sikintidan patlasaniz bile can kulagiyla dinleyin.
Söyleyeceklerini bilseniz bile çocuğunuzu iyi dinleyin. Vaktiniz yoksa bunu ona söyleyin ve sonra dinleyin.
Çocuğunuzun anlattiklarini dinlemiyorsaniz, bir süre sonra onun da sizi dinlemedigini fark edersiniz.
çocuğunuzu yargilamadan dinleyin. Böylece onun gerçek duygu ve problemlerini ögrenme sansiniz olur.
Çocuğunuzun duygularina karşı çikmayin. Düsüncenin dogrusu, yanlisi olsa bile, duygunun dogrusu, yanlisi olmaz.
Korkuyorum, diyorsa “Ne var bunda korkacak?” diye karşı çikmak yerine, “Demek korkuyorsun” diyerek sarilin. Göreceksiniz hem korkusunu anlatacak, hem de onu yenme sansi artacaktir.
Kendisini sikintiya sokan her yasantisindan sonra, “ne sonuç çikarttigini” sorarak, “ders almasina” ve “tecrübe kazanmasina” yardimci olun. O sırada onunla asla tartismayin. Ders vermeye kalkmayin. Mutlaka gerekiyorsa bunlari daha sonra, duygulari yatistiktan sonra yapin.
Çocuğunuzu hatasini görmesi için zorlamayin. Böylece aradan zaman geçince gerçegi görmesini kolaylastirmis olursunuz.
Çocuğunuzu kendinize düsman etmek istemiyorsaniz, bir basarisizligindan sonra “Ben sana demedim mi?” demeyin.
Çocuğunuza emir vermeyin. Ondan isteyin.
Çocuğunuza bir saticidan istediği tenzilati veya tavizi kavga etmeden almasini ögretin.
Haksizliga ugradiginiza inandiginiz bir yerde, hakkinizi arayis biçiminize Çocuğunuzun tanik olmasini saglayin. Ona kavga etmeden ve bagirmadan haksizliklara karşı çikmanin mümkün olduğunu gösterin.
Çocuğunuzu dinlerken, mutlaka yüzüne bakin ve onunla göz iliskisi içinde olun. Kendisine önem verildigini hissedecektir.
Çocugunuzla iddialasmayin. yumuşak bir sesle “Ben böyle düsünüyorum” deyin ve susun.
Dediginizi kabul etme ihtimali artar (hemen degilse bile, biraz sonra).
“Ne” söylediginizden çok daha önemli olan “nasıl” söylediginizdir. Iliskiniz istemediginiz gibi gelisiyorsa, ifadenizi ve beden dilinizi kontrol edin.
Iletisim kisiye degil, kisiyle yapilir. Siz konusurken Çocuğunuz susup dinliyorsa, bosa konusuyorsunuz demektir.
Kimse duymak istemeyen biri kadar sagir degildir.
Çocuğunuza düsünce ve duygularini ifade etme firsati verin ve cevap veriyor diye ona kizmayin.
Çocuğunuza doğru bilgi verin. “nasıl olsa anlamaz”, “bunu onun iyiligi için yapiyorum” gibi gerekçelerin arkasina siginmayin. Kaybolan güven geri gelmez.
Çocuklarla anlasmanin en iyi yolu, onlara iyi niyetle yaklasmaktir.
Çocugunuzla aranizdaki duygusal çatisma, istemediginiz boyutlara variyorsa, “kimin hakli olduğunu” düsünmek yerine, varmak istediginiz amaci düsünün ve davranisinizi gözden geçirin.
Çocuğunuzun yaptigi bir seyden hoslandiginizda, bunu sebebiyle belirtin. Böylece “otomatik” tesekkür yerine, insanlari mutlu eden “özel tesekkür”e geçebilirsiniz.
Bir tartisma sirasinda asla birkaç problemi birlikte çözmeye çalismayin. Konulari teker teker ele alin.
Gazeteden okudugunuz haberi, size tekrar okusa da, ilgiyle dinleyin. Böylece ortak bir duygu paylasmis olursunuz.
Çocuğunuzun ilgilendigi konulardan, kitaplardan, müzikten zevk almaya çalisin. Iyi arkadaslik, paylasilan ortak heyecanlarla gerçekleşir.
Çocuklarinizi spor, tiyatro gösterisi, diploma töreni gibi özel günlerinde yalniz birakmayin.
*************************************
EGITIM
Egitmek doğru tepki vermektir.
Egitim dogrulari söylemek degil, dogrulari yapmaktir. Çocuğunuza örnek olmaya gayret edin. Gerisi gelir.
Çocuğunuza vereceginiz egitimin amaci, onun sorumluluk düzeyini gelistirmek ve olgunlasmasini saglamak olmalidir.
Basarili terbiye sisteminin özelligi ödüllendirici ve keyiflendirici olmasidir. Çocuğunuza “aferin” demekte cömert olun.
Çocuğunuza size islerinizde yardim etme firsati verin.
Onun için en iyi seçimi yapmis olmaniz önemli degildir. Çocuğunuza seçme hakki verin.
Çocuklarinizin yanlislarini degil, dogrularini yakalayin.
Çocuğunuza iyi sözler söylemekten ve onu övmekten korkmayin. Simaran çocuklari hayat hizaya sokar.
Simartmaktan kaçinayim derken güvenini zedelediginiz çocuklara güven kazandirmak çok daha zordur.
Çocuklari istediginiz yönde gelistirmenin yolu, doğru yaptiklari zaman fark etmek ve olumlu konusmaktir. “Aferin, ellerini yikadin”, “seni ders çalisirken görmek beni çok memnun etti” gibi sözler, dogrularin fark edilmesidir ve olumlu davranislarin kazanilmasi için çok önemlidir.
Takdir edilen ve övülen çocuklar, anne-babalarını ve arkadaslarini takdir etmeyi öğrenirler.
Atalarimiz “taç giyen bas akillanir” demisler. Çocuğunuza küçük basarilari karsisinda olumlu sifatlarla yaklasirsaniz ona en büyük hazine olan, kendine güven duygusunu kazandirirsiniz.
Çocuğunuza ne derseniz, öyle olma ihtimalini artirirsiniz. “Tembel”, “sorumsuz”, “asi”, “inatçi” gibi olumsuz sifatlar, bu özellikleri gelistirir.
çocuğunuzu hiçbir zaman baskasiyla kiyaslamayin.
Önemli olan Çocuğunuzun kardesine veya arkadaslarina kiyasla ne kadar basarili oldugu degil, kendi yapabileceklerine kiyasla ne kadar basarili oldugudur.
Çocuğunuzun hatasini asla baskalarinin yaninda konusmayin. çocuğunuzu asla baskalarinin yaninda elestirmeyin.
Sik elestirilen çocuklar içe kapanik ve güvensiz olurlar.
Çocuğunuzun dis görünüs ve özellikleri ile ilgili hep olumlu sözler söyleyin. “Sisko, ciliz, göbegine bak, kemiklerin sayiliyor” gibi sözler söylemekten kaçinin. Bu tür sözler yalnizca hayat boyu sürecek bir yetersizlik duygusu yerlestirmeye yararlar.
Suçlanan ve her konuda kabahat bulunan çocuklar, suçlamayi ve yalan söylemeyi öğrenirler.
Çocuklarinizla asla alay etmeyin, onlari küçük düsürmeyin ve utandirmayin.
Alay edilen çocuklar, utanmayi öğrenirler.
Davranislar davranislari dogurur. Ne kadar hakli sebeplere dayanirsa dayansin, kizgin ve öfkeli bir tarz, Çocuğunuzun da ayni özelliklere sahip olmasina sebep olur. Kendinizi bu halinizle aynada görmekten mutlu olacaksaniz devam edin.
Kavgacilik ve hirçinlik, sevimsiz ve daima ögrenilmis özelliklerdir. Çocugunuzda bu davranislari görürseniz, aile içindeki iliski ve örnekleri gözden geçirin.
Çocuklar kizgin insanlari sevmezler. Ne kadar hakli sebeplere dayanirsa dayansin, ortada kizmaya hazir bir insan gibi dolasmayin.
Kizgin oldugunuz bir sırada, hayat dersi vermeye kalkmayin.
Kirginliginizi ve kizginliginizi fazla uzatmayin. Çocuğunuza hiçbir zaman ve hiçbir sebeple küsmeyin.
Bütün çocuklar birbirlerine benzer gibi gözükürler ama her çocuğun digerinden farki vardir.
Bunlari fark etmeye çalisin ve dile getirin.
Çocuklarinizin çevresine çesitli vesilelerle sizin için ne kadar degerli olduklarini belirten notlar yazin.
Çocuklariniza asla küfretmeyin, onlara kötü dua etmeyin.
Çocuğunuzun hayattan zevk almasina yardim edin. Onu mutlu eden etkinlikleri destekleyin ve bunu dile getirin.
Ögrendiginiz fikralari Çocuğunuza anlatin. Onun size anlattiklarini can kulagiyla dinleyin.
Çocuğunuzun yaptigina “Bu yanlış” demek yerine, “Su bölümü iyi, acaba diger bölümü daha farkli olabilir miydi?” diye yaklasin. Yanlisini söyleyerek Çocuğunuzu düzeltemezsiniz.
Olumsuz konusarak motivasyon artirma yöntemi tarihe karismistir. Çocuğunuzu gayrete getirmek için olumlu bir tavir içinde olun.
Çocuğunuza olumsuz bir söz söylemeniz gerekiyorsa, sözü olumlu ve ona güveninizi belirten bir cümleyle bitirin.
Tahammül edebildiginiz hatalari görmezden gelin.
Hiçbir elestiriyi çocuğun kisiligini hedef alarak yapmayin. Davranisi elestirin. Adama degil, topa vurun. “Tembel” yerine “ödevini neden yapmadin?”, “sorumsuz” yerine “odan toplanmamis” deyin.
Çocuğunuzun begendiginiz özelliklerini dile getirmek için firsat beklemeyin. Bunu baskalarinin yaninda yapmaktan çekinmeyin.
Çocuğunuzun basarilarini övün. Ama överken asiriya kaçmayin. Samimiyetinizden süpheye düsebilir.
Çocuğunuza ulasabilecegi hedefler koyun ve bunlara ulastiginda onu ödüllendirin.
Çocuğunuz kız da olsa, erkek de olsa pasta, kek, ekmek, kurabiye yapmasini ögretin. Somut bir sey meydana getirmek kendine olan güven ve saygisini gelistirir.
Çocuğunuzu olgunlastiracak olan sorumluluk almasidir. Bunun için de hata yapilmasini göze almak ve bunu kabullenmek gerekir.
Çocuğunuzun okul basarisi arzu ettiginiz kadar yüksek degilse tasalanmayin, okul basarisi hayat basarisi konusunda orta derecede fikir verir.
Basarili olanlar kendilerini sevenler, kendilerine güvenenler ve kendileriyle barisik olanlardir.
Çocuğunuza bunlari kazandirin.
Çocuğunuza bulundugu yastan daha büyükmüs gibi davranirsaniz, olgunlasmasina yardimci olursunuz.
Çocuğunuzun cinsellikle ilgili sorularina cevap verin. Cevabiniz onun sordugu soruyla ilgili olsun, bütün bildiklerinizle degil.
*************************************
ALKOL-SIGARA-KÖTÜ ALISKANLIKLAR
Çocuğunuz büyüdügünde sigara içmesini istemiyorsaniz yaninda içtiginiz sigara miktarini azaltin, ya da en iyisi siz de sigarayi birakin.
Özellikle arabada çocugunuzla birlikteyken sigara içmeyin.
*************************************
KARDES ILISKILERI
Çocuğunuza verdiginiz ve kulak asmadigini düşündüğünüz bir ögüdün onu nasıl etkiledigini bilmek istiyorsaniz, kardesine verdigi ögütleri dinleyin.
Kardeslerin yüzleri benziyor diye kisiliklerinin de benzemesi gerekmez. Kardesleri birbirine düsman etmenin en kestirmek yolu, onlari birbirine örnek gösterip, olumsuz yargida bulunmaktir.
Kardesi ile sorununa hemen müdahale etmeyin. Çözebilmelerine veya çözemiyorlarsa çatismalarina sabır gösterin. Ikisi de bir seyler ögrenecektir.
Kardesler arasinda çatisma çiktiginda biri digerini hirpaliyorsa bile hemen karismayin. Sakin bir sesle ayna tutun. “Amacin kardesinin aglamasi miydi?” deyin.
ÖDEVLERINE YARDIM
Ne yazik ki, okullarda verilen ödevler çocuğun boyunu asar. Ev ödevlerinde çocugunuza ölçülü bir sekilde yardimci olmaya hazir olun.
Bütün çocukların ödev konusundaki ihtiyaçlari farkli olmakla birlikte, çocuga ev ödevinde yardim etmenin, onun yerine ödevi yapmak veya ödevi onunla yapmak olmadigini unutmayin.
Ödevinde yardimci olmanın yolu çocugunuzun derse baslamasini saglamak ve onun çalisma ortamini düzenlemekten geçer.
Çalisma ortamini düzenlemek için çalisma masasi çevresindeki oyuncak, poster vb. dikkat dagitici ögeleri uzaklastirin, televizyonu kapatin.
Çalismaya baslarken Çocuğunuza yüreklendirici sözler söyleyin. Örnegin; ona geçmis basarilarindan veya ödevi bittikten sonra zevk alacagi bir etkinlikten söz edin.
ERGENLIK
Çocuğunuza hep kendi istediklerinizi söylerseniz, ergenlik çagindan itibaren istemediklerinizi isitirsiniz.
Ergenlik dönemindeki çocuklar ailelerinin baskisindan sikayet etseler de, en büyük baskiyi akranlarindan görürler.
Arkadaslarina karşı çiktiginiz zaman, Çocuğunuzu kendinizden uzaklastirir, onlara yaklastirirsiniz.
Ona uygun görmediginiz için sevgilisine karşı çiktiginiz zaman, çocugunuz enerjisini sizinle mücadeleye yöneltir, gerçek problemleri görmesi zorlasir. Problemleri evlendikten sonra görmeye baslayinca da is isten geçer.
Çocuğunuzu kaybetmenin en kestirme yolu, müstakbel esine karşı çikmaktir.
Çocuğunuz 13 yasini geçtikten sonra, tatillerde günde birkaç saat çalistirin. Kendi is yeriniz olsa bile, Çocuğunuzun baskalari yaninda çalismasina imkan hazirlayin.
Erken yasta çalismak, Çocuğunuzun insanlardan bir sey istemek ve “sinirlarin nereden geçtigini” ögrenmek konusunda, hayat boyu yararlanacagi essiz bilgiler kazanmasini saglar.
Ergenlik döneminin ilk yillarindan itibaren Çocuğunuzu para kazanmaya tesvik edin.
Gerekirse ücretini haberi olmadan siz ödeyin. Kazandigi tecrübe bütün hayati boyunca isine yarayacaktir.
Resmi dairelerdeki bazi problemlerin çözümü sirasinda Çocuğunuzu yaniniza alin. Böylece, çok basit gibi gözüken birçok konuyu çözmek için ne kadar gayret etmek gerektigini anlar.
Ergenlik çagindaki Çocuğunuzun telefon konusmalarina sabir gösterin.
Çocuğunuz tarafindan cimrilikle suçlanmak istemiyorsaniz, telefon faturalarini fazla sizlanmadan ödeyin. Faturalar sinirlarinizi zorluyorsa, bu konuyu onunla kizginliginizi kontrol ederek bagirmadan konusun ve yardimini isteyin.
Ergenlik çagindaki Çocuğunuz için mümkünse yeni bir telefon hatti alin ve onun faturasini harçligindan ödemesi için, harçligina belirli bir miktar zam yapin.
Ana-babalarla çocuklar arasindaki kusak farki sanildigi kadar derin degildir. Kusak çatismasi gibi görülenlerin çogu, saç, müzik, giyim gibi yüzeysel konulardaki farklardir.
Giyim konusunun ergenlik dönemindeki çocugunuzla iliskinizi zedelemesine firsat vermeyin.
Size karşı mücadele vermek zorunda kalmazsa, birkaç kere denedikten sonra uygun olmayan giyimde israr etmeyecektir.
Çocuğunuzun kimlik arayisina saygili olun. Bütün gençler, 20 yasini geçtikten sonra ana-babalarinin ahlaki, sosyal, dini ve politik degerlerini benimserler (aileleri tarafindan dislananlar hariç).
Çocuğunuzun istediği meslegi seçmesine izin verin.
Çocuğunuza, en büyük mutlulugun sevdigi isi yapmak, yaptigi isi sevmek olduğunu asilayin.
Çocuğunuza meslegin adinin degil, yaptigi isi iyi yapmanin sayginlik getirdigini anlatin.
Çocuğunuza namusuyla çalisan herkese saygi duymasi gerektigini ögretin. Bunu ögretmenin yolu, bu yönde davranarak örnek olmaktan geçer.
DISIPLIN-CEZA
Çocugunuzla ilgili kurallari onunla birlikte koyun. Onu isin içine kattiginiz konularin, sorun olmadan çözüldügünü göreceksiniz.
Kural koyarken kliselerden kaçinin. Her çocuğun yapisi ve ihtiyaçlari farklidir. Kural koydugunuz konularda, çocugunuzun ihtiyaçlarini da hesaba katin.
Çocuğunuza ceza vermek zorunda kalirsaniz, öfkenizi kontrol edin, yumuşak olun ve üzüldügünüzü ifade edin. “Sen dedigimi yapmazsan, oh iste böyle olur!” demeyin.
Çocuğunuza ceza vereceginiz zaman, ikinci bir kere daha düsünün. Öfkeniz geçtikten sonraki düsünceleriniz her zaman daha iyidir.
Çocuğunuza çok kizdiginiz zaman, tepki vermeden önce yavas yavas iki derin nefes alin.
Çocuğunuza hesap sormak veya olumsuz bir elestiri yöneltmek için asla yemek saatini ve masasini seçmeyin. Yemek sofrasi her zaman eglenceli bir ortam olmalidir.
Ceza, neyin yapilmayacagini söyler, ödül ne yapilirsa daha iyi olacagini gösterir. Mümkün olan her durumda ödülü tercih edin.
Çocuğunuzun ihtiyaçlarini hesaba katmadan dile getireceginiz taleplerde, çatisma yasayacaginizi ve iliskinizin bozulacagini unutmayin.
Kurallarin çok fazla veya belirsiz oldugu ortamlarda çatismalar artar.
Çocuğunuza ne kadar çok kural koyarsaniz, o kadar çok çatisir, kizar, disiplin sorunu yasarsiniz.
Çocuğunuzu ilgilendiren bütün konularda karari onunla birlikte verin.
Hangi yasta olursa olsun, her firsatta Çocuğunuzun fikrini sorun.
Düsünce ve degerler zorla benimsetilemez. Çocuğunuzu bu konularda zorladikça sizden uzaklasir.
Önemli buldugunuz degerler üzerinde aranizda problem yokken konusun.
Problemleri çözmek için güç kullanirsaniz, Çocuğunuz büyüdükçe dozunu artirmak zorunda kalirsiniz.
Çocuğunuza verdiginiz egitim güce ve zorlamaya dayaniyorsa, bagimlilik gelisir ve olgunlasmamis bir çocuk yetistirmis olursunuz.
Dövülen çocuklar, kavga, geçimsizlik ve düsmanligi öğrenirler.
Güce dayanan otorite, çocuklari uzaklastirir. Bilgi ve hosgörüye dayanan otorite yakinlastirir, danisma ihtiyaci dogurur. Size yakin insanlari daha kolay etkilersiniz.
Bir ana-babanın çocugunun gözünde ulasabilecegi en yüksek nokta, danisman olarak seçilmektir(fikirlerine gönüllü olarak basvurulmaktir). Bunun için her konuda ders vermekten vazgeçin.
“Bir tek doğru var, o da benim söyledigimdir” tavrinda olmak, çocuklarinizi sizin dogrularinizdan uzaklastirir.
Güce basvurulmayan evlerde herkes zevkle yasar, görevlerini istekle yapar, sorumluluklarini yerine getirirken zorlanmaz.
Ceza, gelismeye engel; ödül, gelismeye katki saglar.
YAPICILIGI DESTEKLEME
çocuğun kabiliyetini körletmek için geçerliligi sinanmis formül, onun farkli bir görüs gelistirdigi durumlarda;
“Sana mi kaldi?”
“Dünyanin neresinde görülmüs?”
“Senden baska bunu söyleyen var mi?”
“Bacak kadar boyunla bunlari birak da kendi isinle ugras” demektir.
Çocuğunuza, cinsiyet gibi dogustan sahip oldugu özelliklerinin önemsiz olduğunu, asil önemli olanin kendi gelistirecegi özellikler oldugunu vurgulayin.
Çocuğunuzun kendisi olmasina izin verin.
Degisik ve yeni bir seyler yapmis insanlari örnek gösterin.
Farkli ve degisik fikirler ileri sürenleri Çocuğunuzun yaninda elestirip, kinamayin, tam tersine fikri kabul etmeseniz bile, degisikligin hosunuza gittigini söyleyin.
ÇOCUKLARDAN ÖGRENMEK
Egitim tek yönlü bir yol degildir. Çocuklarinizdan bir seyler ögrenme firsatini kaçirmayin.
Çocuklar iyi vakit geçirmeyi çok iyi bilirler. Mesela sebepsiz yere gülerler, çünkü gülmek hoslarina gider. Siz de gülün.
Çocuklar kararlilik konusunda rakipsizdir. Çocuk bir seyi isterse vazgeçmez.
Çocuklar önyargisizdir. Onlara güler yüzle ve sicak bir ifadeyle yaklasan herkesi oldugu gibi kabul ederler.
Çocugunuzla birlikte olun ve onunla vakit geçirin. Dünyaya onun gözünden bakmaya çalisin. Göreceksiniz daha çok gülecek, daha içinizden geldigi gibi davranacak, daha merakli, daha önyargisiz, daha kararli olacaksiniz.
“Kullanma yönergesi olmadan sahip oldugumuz en degerli varlik çocugumuzdur.”
Hayatla ilgili genel bilgiler çocuklarla iliskilerde çok az ise yarar. Bu sebeple birçok ana-baba, çocuk yetistirmekle ilgili temel gerçekleri ögrenip, tecrübe ve derinlik duygusu kazandiklarinda, çocuklari üzerinde birçok olumsuz iz birakmis olurlar.
Yorumlar