AİLE; YAPISI VE ÖNEMİ

AİLE; YAPISI VE ÖNEMİ

 

Aile anne-baba ve çocuklardan oluşan en küçük toplumsal kurumdur. Günümüzde gelişen ve değişen toplum yapısıyla birlikte aile yapısında da değişim kaçınılmaz olmuştur. Hızlı kentleşme ve endüstri alanındaki gelişim aile yapısını da etkilemiştir. Özellikle kırsal kesimde geleneklerin ağır bastığı geniş aile tipi yaygındır. Erkeğin egemen olduğu bu aile ortamında üretim ve tüketim faaliyetleri hep birlikte yapılır. Geniş ailede yetki erkekte, sorumluluk ise kadındadır. Aile düzeni büyüklerin deneyimleri ve kararları doğrultusunda kurulur ve sürdürülür. Eşler çocuk eğitimi konusunda tek söz sahibi olmayabilirler.

 

Toplumsal eğitim sonucu oluşan çekirdek ailede sorumluluklar tüm aile bireyleri

arasında paylaşılmıştır. Gerek çekirdek ailede gerekse geniş ailede bireylerin birbirlerine

karşı görev ve sorumlulukları vardır. Aile sosyal yapısı ile çocuk üzerinde etkilidir. Ailenin

yasalarla da belirlenen görev ve sorumlulukları vardır. Aile içinde bulunduğu toplumun

değer yargıların kültürünü, gelenek ve göreneklerini yansıtan, ayrıca kendi içinde özel bir

düzeni olan, çevresiyle iletişim içerisinde olan bir kurum olarak tanımlanabilir. Aile çocuğun

ilk sosyal deneyimlerini kazandığı yerdir. Çocukların gelişiminde aile yol gösterici ve

kuralları öğretici rol oynar. Çocuğun doğru ve yanlışı öğrenmesinde, cinsel kimliğini

kazanmasında, davranışlarını kontrol etmesinde, ailenin rolü çok büyüktür. Aile içinde yalnız

anne ve babanın görev ve sorumlukları yoktur. Çocuklar da yaş, cinsiyet, kişilik ve

yetenekleri doğrultusunda görev almalıdır.

  

 Dengeli, etkili bir sorumluluk paylaşımı ailenin iyi yaşam koşullarına ulaşmasında rol

oynar. Ailenin oluşmasında rol oynayan duygu ve sevgidir. Kadın ve erkek birbirlerini

sevdikleri için evlenmeye karar verirler. Çocuk sevgisini yaşamak için de anne-baba olmaya

karar verirler. Sevgiyle büyüyen bireylerin ruh sağlıkları yerinde olur.

Sevgi, saygı, hoşgörü ve anlayışın hakim olduğu bir ailede büyüyen çocuk kendini ve çevresindekileri seven, kendisiyle ve hayatıyla barışık, özgüveni yüksek bir birey olarak yetişir. Uyumlu ve özgür bir aile içinde dengeli ve tutarlı ilişkilerle büyüyen çocuk, bir birey olarak yetişkin yaşamına ulaşabilir.

 

Aile birliğindeki çökme ve çözülmelerin artması toplumsal sorunları da çoğaltır. Bu

nedenle aile, çocuk ve toplum açısından hem önemli hem de birleştirici rol oynar. Dünya

üzerindeki bütün ailelerin bir tek, ortak yanı vardır: İnsanlar kim olduklarını ve nasıl bir kişi

haline geldiklerini aile içinde öğrenirler. Açık ve etkin iletişim mutlu ve huzurlu ailelerin ortak özelliğidir.

 

Başarılı Anne-Baba Olmaya Hazır Olma

İnsanların görevlerinden biri türünün devamın sağlamak amacıyla çocuk yetiştirmektir. Bunu yapabilmesi için bazı koşulların uygun olması gerekir. Öncelikle anne baba adaylarının sağlıklı ve uyumlu bir ilişki içinde olmaları gerekir. Ailenin bakabileceği kadar çocuğa sahip olmaları da çok önemlidir. Eşlerin evlenirken dikkat etmeleri gereken bazı faktörler vardır.

 

Evlilikte Uyum

Başarılı anne-baba olma, evliliğin ilk günlerinden itibaren eşler arasında uyumlu ilişkiler kurmakla başlar. Eşler öncelikle dengeli ilişkiler kurabilen, evlilikten beklentilerini bilen, rollerini bilen, benimseyen bireyler olmalıdırlar. İyi anne-baba olmadan önce iyi eş

olmanın evliliği başarıya götüreceği unutulmamalıdır.

 

Çocuklar uyumlu ve güvenli bir aile ortamında kişiliklerini sağlıklı geliştirme olanağı

bulurlar. Çocuk anne ve babanın birbirine karşı sevgi ve bağlılığını gördükçe ruh sağlığı

yerinde bir birey olarak yaşama hazırlanır.

 

Evlilikte Sağlık

Çocuk sahibi olmak için temel koşul eşlerin fiziksel ve ruhsal yönden sağlıklı

olmalarıdır. Evlenecek bireyler hem kendi sağlıkları hem de eşlerinin sağlıkları hakkında

bilgi sahibi olmalıdırlar. Gelecek kuşakların sağlıklı olabilmesi için genetik yönden uyumlu

ve sağlıklı olmak çok önemlidir. Kalıtımsal hastalığı olan iki insanın evlenmeleri halinde

çocuk sahibi olmamaları önerilir. Kalıtımsal faktörler, akraba evliliklerinde çok önemlidir.

Akraba evliliklerinde kalıtımsal hastalıkların ortaya çıkması kolaylaşır. Özellikle şeker

hastalığı, zekâ gerilikleri, kan hastalıkları alerji v.b. hastalıkları bulunan akrabaların

evlenmeleri sağlıklı değildir. Evlilik büyük sorumluluk gerektiren bir kurumdur. Bedensel

engelli bireylerin çocuk bakımı konusunda zorlanacakları bir gerçektir.

 

Aynı şekilde ruh sağlığı yerinde olmayan anne-babaların sağlıklı ve mutlu çocukları yetiştirmeleri de beklenemez. Uygun yaşta anne baba olmak da çocuğun, annenin ve babanın sağlığı açısından çok önemlidir. Kendine güvenen, sorumluluk alabilen, bağımsız karar veren, örnek davranışlarıyla çevresine uyum sağlayan, toplumsal kurallara saygılı olan, ruh ve beden

sağlığı yerinde olan birey iyi bir eş, iyi bir anne ve baba olabilir.

 

Evlilikte Duygusal Olgunluk

Evlenmek için duygusal olgunluğa erişen kişiler, evlendikten kısa bir süre sonra anne baba

olmak için de duygusal olgunluğa erişebilirler. Özellikle anne olmak için gereken

sorumlulukları yerine getirebilmek, kadının duygusal yönden güçlü ve olgun olmasını

gerektirir. Anne ya da baba olmaya hazır olmayan bireylerin, anne baba olmaya zorlanması,

hem anne-baba hem de çocuk açısından istenilir bir durum değildir. Çocuk sahibi olmak aile

ve toplum hayatının sürdürülmesi açısından önemlidir.

 

Evlilikte Ekonomik Yapı

Evlilikte uyumun sağlanabilmesi için bireylerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmış

olmaları gerekir. Anne-baba olmaya hazır olmanın koşulu; ekonomik durumun yeterli

düzeyde olması, doğacak çocuğun bakım ve eğitim giderlerinin planlanmasıdır. Aileye

katılan yeni bireyler ailenin ekonomik yükünü arttırmaktadır. Anne-babaların ekonomik

koşullara göre çocuk sayılarını belirlemeleri gerekmektedir.

 

Ailede Kişiler Arası İlişkiler

Ailede bulunan bireylerin iletişimi, onların ruh sağlığını önemli oranda etkiler.

Çocukların sağlıklı kişilik gelişimlerini aile içindeki ilişkiler oluşturacaktır. Karşılıklı saygı,

sevgi, hoşgörü ve fedakârlığa dayanan ilişkilerle yetişen çocuklar sağlıklı kişilik geliştirirler.

 

Eş seçimi, kişilerin tüm hayatı boyunca onu etkileyecek en önemli tercihlerden

birisidir. Evlilik öncesinde çok iyi ilişkiler içinde oldukları halde, evlendikten sonra bunu

devam ettiremeyen eşler vardır. Eş seçiminde bilinçli seçimin yanında bilinç dışı eğilimlerin

de etkisi vardır. Evlilik öncesinde romantik duygular içinde bireylerin gerçek kişilikleri

gizlenebilir. Romantik duygularla, birbirine yeteri kadar tanımadan evlenen bireyler,

evlendikten sonra gerçek kişiliklerini göstermeye başlarlar. Evliliğin anlamını bilmeyen,

evlilik sorumluluğunu taşımayan bireylerin bu birliği sürdürmeleri zordur.

 

Evlilikte önemli olan kişiliklerdeki ayrılıklar değil, beklentilerdeki ortaklıktır. Eşlerin

birbirlerini sevmeleri, saymaları, birbirlerine güven duymaları, özenli, duyarlı, hoşgörülü,

paylaşımcı davranmaları evlilik bağını güçlendirir.

 

Aile içi ilişkilerde tartışmaların olması doğaldır. Anlaşmazlıkların ve tartışmaların

nasıl sonuçlandığı çok önemlidir. İletişim bozukluğundan en fazla çocuklar etkilenir.

Çocuk anne ve babasının problemlerini tartışarak olumlu bir şekilde çözdüklerine tanık olunca, ileride kendi yaşamında karşılaşabileceği problemlere hazırlanma fırsatı bulur. Eşler

arasındaki ilişkinin çocuklar üzerinde kalıcı etkileri vardır.

 

Anne-Baba Çocuk İlişkileri

Çocuk hayata ilişkin bilgi ve becerileri anne ve babasından öğrenir. Anne-babanın

çocuğa karşı takındıkları tavır, bebeklik döneminden itibaren çocuk üzerinde derin ve kalıcı

izler bırakır. Çocuğa anne-babanın gösterdiği dengeli sevgi ve koruma duygusu, çocukta

güven duygusunun gelişimine yardımcı olur. Çocuk böylece insanları sevmeyi, onlarla ilişki

kurmayı öğrenir.

 

Çocuk anne ve babasını taklit ederek sosyal yaşama alışır. Aile içinden seçtiği örnek

kişi, bozuk kişilik yapısına sahipse, kötü davranış şeklinin çocukta da görülme olasılığı

yüksektir. Bu nedenle anne-babanın çocuğa iyi örnek olması çok önemlidir. Ebeveynlerin

sözlerden çok davranışlarıyla model olmaları gerekir.

 

Anne ya da babanın, tamamen bilinç dış, çocuğa aşırı düşkünlük göstermesi hem aile

hayatının mutluluğunu bozabilir, hem de çocuğu olumsuz etkileyebilir. Yine anne-babanın

gerçekleştiremediklerini bilinç dışı istek ve davranışlarını çocuklara yansıtmaları sonucu;

çocuğun kişilik özellikleri, ilgi, istek ve yetenekleri göz ardı edilerek yönlendirilmesi

çocukta olumsuz duygu ve davranışlara yol açabilir. Çocuğun benlik saygısı, düşüncelerinin

önemsendiği, sözlerinin dinlendiği, destek ve değer gördüğü bir aile ortamında gelişebilir.

Anne-babaların çocuğu korkutmadan, işbirliğine dayalı sağlıklı bir iletişim ortamı

hazırlamaları, çocukların olumlu düşünen, uyumlu, yaratıcı kendi kendini kontrol edebilen

bireyler olmalarını sağlar

 

 

 

Kardeşler Arası İlişkiler

Kardeşlik bağı, bir sevgi kaynağıdır. Kardeşler arasında zaman zaman rekabet ve

problemler söz konusu olabilir. Kardeşlerin iyi ilişkiler kurması ve bunu sürdürebilmesi

zordur, fakat imkansız değildir.

 

Kardeşlerin olumlu ilişki kurabilmesi için iletişimi engelleyebilecek etkenlerin

bilinmesi gerekir. Kardeşler arasındaki iletişim kıskançlık, saldırganlık, bencillik v.b.

davranışlarla bozulur.

 

Çocuklar küçükken bu davranışlardan kurtulamazlarsa ileriki yaşamlarında da ciddi

problemlerle karşılaşırlar. Anne-babaların çocuklara yaklaşımlarının farklı olması kardeşler

arası ilişkileri etkileyecektir. Çocuklarına adil davranan anne-babalar onların daha dengeli ve

olumlu ilişki içinde olmalarına yardımcı olur. Kardeş ilişkilerinde karşılıklı sevgi, saygı ve

sorumluluk olmalıdır.

 

Kardeşler arasında anlaşmazlıkların olması normaldir. Yetişkinler nedenini

bilmedikleri tartışmaların içine girmemeli ve taraf olmamalıdır. Çocuklar anne-babadan

yardım alamayacağını, tartışma konusunu kendilerinin çözmeleri gerektiğini bilmelidir.

Çocuklardan birinin korunması halinde diğer çocukta kardeşine ve anne-babasına karşı öfke

ve düşmanca duygular oluşabilir.

 

 

 

 

Ailede Bulunan Diğer Kişilerle İlişkiler:

Bazen ekonomik bazen de sosyal nedenlerle ailelerde büyükanne, büyükbaba, teyze,

hala, amca gibi akrabalar da bulunabilir. Çocukların bu kişilerle ilişkisi onun gelecekteki

yaşamını etkileyecektir.

 

Ailede yaşayan diğer bireyler önemli bir yer tutar. Kentsel yaşamda bu tip aile yapısına çok az rastlanmakla birlikte kırsal kesimde daha çok görülmektedir. Özellikle dede ve nineler geniş ailede en çok bulunan bireylerdir. Çocuklar dede ninelerinden, anne babalarından daha çok sevgi ve ilgi gördükleri gözlenmektedir. Bu sevgi bazen hoşgörü sınırlarını aşarak anne-babaları zor durumda bırakabilir. Bunun altında yatan neden, kendi çocuklarını büyütürken düştükleri hatalardan rahatsızlık duyulmasıdır. Bu yüzden anne babaları sıkça uyarırlar.

 

Yaptıkları her şey çocukların hoşuna gider. Çalışmadıkları için torunlarına daha çok zaman ayırabilirler. Anne-babaların yetiştirme tarzına ters düşen davranışlardan rahatsız olmadıkları için ailede bulunan diğer bireylerle çatışmalar yaşanabilir.

 

Günümüz koşullarında çalışmak durumunda kalan anne-babaların ailede bulunan diğer

bireylerin çocuk yetiştirmedeki olumlu katkılarına değer vermeleri gerekir. Aile içinde

çocuğun eğitimi konusunda anne-babanın görüşleri esas alınarak ortak bir görüşe

ulaşılmaktadır. Çocuk eğitiminde denge, tutarlılık ve süreklilik ilkesi, karşılıklı saygı, sevgi

ve dayanışma ortamı içinde sürdürülmelidir. Çocukların çocuk olmaktan kaynaklanan

özellikleri ailede bulunan diğer bireylerin verdikleri tavizin sınırlarını zorlayacaktır.

Yorumlar

Yorum Bırakın