ÇOKLU ZEKA KURAMI VE EĞİTİMDE UYGULANIŞI

ÇOKLU ZEKA KURAMI VE EĞİTİMDE UYGULANIŞI

ÇOKLU ZEKA ANLAYIŞINA GÖRE DERS PLANI HAZIRLAMA

          “Unutulmamalıdır ki, her çocuk gelişimi için özel bir yol haritasına sahiptir ve her       çocuğun kendine özgü yol haritasının ortaya çıkarılmasında yine anne             babalar ve       öğretmenler en önemli belirleyicidir.”

GİRİŞ

            Okulun varlık gerekçesi olan öğrencinin yetişmesi; tamamen öğrenme-öğretme sürecine bağlıdır. Geleneksel eğitimde öğrenme-öğretme süreci; genellikle öğretmenin bilgiyi sözel-dilsel yöntemle vermesine; öğrencilerin de bu yolla verilen bilgiyi almasına, ezberlemesine dayanmaktadır. Çağdaş eğitimde ise amaç; bilgi yüklemek değil öğrencilerin zihinsel gelişimine katkıda bulunmak, öğrencilerdeki farklı ilgileri, gereksinimleri ve yetenekleri ortaya çıkarmak, eğitim hedeflerinin ve öğretim yöntemlerinin öğrencilerde bu tür değişmeler doğuracak şekilde düzenlenmesidir.

            Her çocuğun benzersiz olduğu ve hepsinin okulda aynı öğrenme kapasitesine sahip olarak geldiği bu nedenle de hepsinin aynı yöntemle öğrenebileceği yaklaşımı ile yola çıkarsak, bir öğretmenin bütün öğrencilerini tanımadan, onların gereksinimleri ile örtüşecek bir öğretim planı yapamayacağı açıktır. Öğretmenler ve anne babalar çocukların farklı fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişim düzeylerine sahip olduklarını bilmelidirler. Bu düzeyler genellikle kronolojik yaş ile uyumlu olmaz . (Filiz, 2003:1)

            İnsan beyni doğum anında yüz milyar kadar sinir hücresine sahiptir. Fakat bu nöronların algılama, düşünme, konuşma ve hatırlama görevini yerine getirecek sistemler halinde örgütlenmesi gerekmektedir. (Yavuz, 2003:2) Nöronlar, görülen, işitilen, hissedilen veya tadılan uyarılara tepki verirken komşu hücrelere yeni fiziksel bağlantılar sağlayan mesajlar gönderir ve böylece etkin aktarma sistemleri kurarlar.

            Nöronların her birinde dentrit denilen kılcal iletişim ağları ve boyu birkaç milimetreden bir metreye kadar ve ileri doğru uzanan bir akson vardır. Doğum anında dentrit ağları seyrek ve az gelişmiştir ve taze bir fidanın dallarına benzerler. Doğumdan sonraki ilk altı ay boyunca duyusal mesajlar bebeğin beynine akın ettikçe bu ağlar da aktif hale gelir. Öğrenmenin başlıca noktaları olan synaps bağlantıları tekrar tekrar kullanıldıkça güçlenir. Düşünme esnasında üretilen her bir soru, üretilen her bir fikirle bu bağlantılar artmaya devam eder. (Yavuz, 2003:2) Kullanılmayan ve synaps oluşturamayan pek çok sinir hücresi ise kaybolup gidecektir.  Çevreden mesaj alıp üreterek uyarılan hücreler ise bir fidan gibi çok dallı bir ağaca dönüşünceye kadar, sürekli olarak yeni dentrit ağları oluştururlar.

                                “Eşit olmayan insanlara, eşit davranmaktan daha büyük eşitsizlik olamaz. "                                                                                                                        ( Thomas Jefferson.)

            Dentritlerin bu şekilde dal budak salması, beynin çocukluk ve ergenlik boyunca kaydettiği büyümenin ana mekanizmalarından biridir. Düşünme süreci ne kadar verimli yaşanırsa bu mekanizmanın güçlenmesi ve yayılması o denli hızlı olur. Synapslerin ve nöron şebekesinin oluşmasını sağlayan, çocuğun aktif ilgisi ve zihinsel çabası ve yaşadığı tecrübelerle birlikte çevredir. Görüntülere, seslere, duygulara, kokulara ve tatlara verilen her tepki yeni bağlantılar oluşmasına yol açar. Nöron izleri başlangıçta ormandaki bir patika gibi belirsizdir. Sonraları her geçişte yol daha belirginleşir ve geçiş kolaylaşır. Beynin işi arttıkça, iş yapma kapasitesi de artar. Beynin iş yapma kapasitesinin arttırılması  çocuğun içinde bulunduğu ortamın zenginliğine bağlıdır. Tekdüze bir sistem içinde öğrenmede zorlanan, uyarıcılar ve düşünmeye dayalı etkinliklerden uzak ortamlarda yetişen çocukların zihinlerinde oluşturulan ağlar anı yapıda kalmaya devam edecektir. Bir süre sonra kullanılmayan sinir hücreleri de yok olmaya mahkum kalacaktır. (Yavuz, 2003:2)

            Görüldüğü gibi yapmamız gereken doğum anından itibaren çocuklarımızın mümkün olduğunca daha çok uyarıcı ile karşı karşıya kalmalarını sağlamak olmalıdır. Çünkü; İnsan beyninin aktif halde tutulmasıyla beynin iş yapma kapasitesi arttırılarak, insanlar kendi potansiyellerini sonuna kadar  zorlayabilirler.

 

                 “Önemli olan sahip olduğunuz ‘beyin gücü’ değil onu kullanabilme yeteneğinizdir.”                                                                                                                                                       (A.MAVİŞ)

 

             “BAŞARI: Çok sık gülmek, çocukların sevgisini ve akıllı insanların saygısını kazanmak, içtenlikle yapılan eleştirilerin kıymetini anlamak, kötü alışkanlıkların yoldan çıkarma deneyimlerine dayanabilmek, güzeli anlamak, başkalarında en iyiyi bulmak, daha iyi bir dünyayı geride bırakabilmek, hatta bir tek kişi bile olsa birilerinin siz yaşadığınız için  daha rahat nefes aldığını öğrenmektir.”

                                                                        Ralph Woldo EMERSON

ZEKA NEDİR?

            Zeka insan beyninin karmaşık bir yeteneğidir. Zihin algılama,bellek düşünme, uslamlama, öğrenme gibi bir çok işlev içerir. Şöyle bir tanımlama yapılabilir: Zeka, zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanma, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir. Buna göre zeki insan, öğrendiğini değerlendiren, yeni durumlara yeni çözümler getirebilen kişidir. Bu ise nesneler ,sayılar düşünceler ve olaylar arasında bağlantı kurabilmeyi, oradan da yeni bir sonuca gitmeyi gerektirir. Görüldüğü gibi zeka, zihnin neredeyse bütün işlevlerini kapsayan genel bir güçtür. Ancak duygusal yaşamımız ve iradeye bağlı eylemlerimiz bunun dışında kalır. Öğrenme ile zeka arsında yakın ilişki vardır. En zeki kişi en çabuk öğrenen ve en çok öğrenebilen kişidir. Ne var ki bu iki yetenek arasında salt koşutlukta yoktur. Hayvanlarda öğrenebilir. Ancak öğrenmeleri sınırlı olduğu gibi, öğrendiklerini yeni duruma uygulamaları da yok denecek kadar azdır. Zekanın kapsamına pek çok yetenek girdiğine göre,aynı zeka düzeyindeki kişiler arasında ki yeteneklerin değişik olması doğaldır. Gerçekten kimi insan somut zekalıdır. Yapım, onarım, aygıt gibi alanlarda beceri gösterir. Kimi insan zekası soyut konularda daha işlektir. Sayılar, kavramlar, denklemler, imgelerle düşünmede ustalaşmıştır. Kimi insanda toplumsal ilişkilerde etkinlik gösterir. Ticaret, yönetim ve siyasal alanlarda başarı gösterir. Zekayı oluşturan değişik yetenekler birbirinden bağımsız değildir. Örneğin matematikte çok başarı gösteren bir kimsenin öteki alanlarda da ortanın üstünde başarı göstermesi beklenir. Müzik ve resimde üstün başarıya ulaşan kişilerde de ortalamanın üstünde zeki insanlardır. Bunun tersi doğrudur. Genellikle geri zekalı bir insanda her alanda gerilik görülür.

            İnsanların büyük bir çoğunluğuna göre, zekânın özünü; akıllılık alışılmışın dışındaki sorunları çözmedeki  beceriklilik  oluşturmaktadır. Bu yüzden  insanların zekâları kısa bir zamanda tespit edilip  zeki,  normal ya da  düşük  zekâlı diye sınıflandırılır. Gerçekten   zekâ,  bu  kadar  dar  kapsamlı  düşünebilecek    kadar   basit midir ?

Zekâ soyut bir kavramdır.Bu nedenle tanımlamak sınırlarını çizmek için birçok düşünür ve bilim adamı çeşitli fikirler üretmişlerdir. Zekâ üzerindeki bu fikirlerin çoğunda matematik mekanik ve dil gibi yeteneklerle problemleri çözme durumları ölçüt alınmıştır.Bütün insanlar için belirli bir standart zekâ kuramı ve testi amaçlanmış ama, insanların kültür ve yaşayış farklılığından dolayı herkes tarafından kabul görülen bir kuram oluşturulamamıştır.Şimdi bu geleneksel olara adlandırabileceğimiz kuramlara değinelim.

Zekâyı ilk kez kuramsal düzeyde inceleyen psikolog Guilford’dur. Guilford’un geliştirdiği zekâ testi, insanın bilişsel sisteminin yapısal bütünlüğü olduğu ve süreçlerle ilgili işlemlerin bireyden bireye farklılık gösterdiği görüşüne dayanır. Guilford, zihin yapısını incelemiş ve zihinsel becerileri: işlemler, ürünler ve içerik olarak üç boyutta ele almıştır. Ancak düşünmenin karmaşık ve çok soyut olması nedeniyle zihin yapısına ilişkin ayrıntıları açıklamada yeterli olamamıştır.   ( Demirel, 2002:38 ).

            Bloom’a göre ise genel zekânın ölçüleri, belli bir alanda gerçekleşecek olan başarıyı bu alanın bilişsel ön şartların kapsadıkları oranda yani bu alana özel bilişsel giriş davranışları ölçüsüyle örtüştükleri ve bu bilişsel giriş davranışlarının varlığını yansıttıkları oranda ortaya çıkarlar.  (Bloom, 1998:63)

            Thorndike zekâyı soyut zekâ, sosyal  zekâ ve mekanik zekâ olmak üzere üçe ayırır. Thorndike bir takım zihinsel yetenekler de belirlemiştir: sözel kavrama, hafıza, muhakeme, uzay ilişkilerini görselleştirme yeteneği, sayısal yetenek, sözel akılcılık, algısal hız(Bacanlı,1999:84). 

            Zekâ ile ilgili yukarıda değindiğimiz bilim adamlarından başka pek çok bilim adamı da önemli çalışmalar yapmışlardır. Genel olarak bu kuramların temelini baktığımızda zekâ daha çok sayısal ve sözel alanlar olarak iki grupta değerlendirebileceğimiz genel yetenekten oluşmaktadır.Ayrıca kişiden kişiye farklılık gösteren özel yetenekler zekâ kuramı içinde yerini bulamıyor.Zekâ kuramlarına göre hazırlanan zekâ testleri ise tek etmenli yani genel yetenekleri ölçtüğü bu ölçüt ise nesnellik sorunundan dolayı birçok eleştiri maruz kalmaktadır.Başka bir ifadeyle dünyadaki zeki ya da yetenekli bireyleri  belirleyebiliriz ancak bu beceriler bir teste  sığdırılamayacak kadar  karmaşıktır.

1.3.   Çoklu Zekâ Kuramının Ortaya Çıkışı

            Eğitim üzerine çalışmaların yoğunlaştığı XX. yüzyılda temel araştırma alanlarından birisi de zekâ ve buna bağlı öğretim etkinlikleri olmuştur. Zekânın ne olduğu, niteliği üzerine yapılan araştırmalar öğrenme etkinlikleri üzerinde yoğunlaşmaya başlayınca insanların ilgilerine, ihtiyaçlarına göre oluşturulan eğitim modelleri, öğretme-öğrenme stratejileri çeşitlenmeye başlamıştır. Çoklu zekâ kuramı, ortaya atılmadan önce kuramın temel etmenlerini öğretme-öğrenme metotları içerisinde görmek mümkündür. Çoklu zekâ kuramı ile öğrenci merkezli eğitimine uygun bir zekâ ve zekâ gelişimi fikri oluşturulmuştur.

            Kuramın temel niteliğin oluşturan farklı zekâ alanlarına göre öğrenme ve buna bağlı öğrenme-öğretme etkinliklerinin düzenlenmesi gerektiği görüşleri sistemli olarak olmasa da bütün öğretme stratejilerinin içinde vardır. Öyle ki Hilgard 1948’de yayımladığı “Öğrenme Teorileri” (Theories of Learning) adlı eserinde öğrenmenin tanımını yaparken bugünkü anlamda çoklu zekâ kuramının alanlarından kısmen de olsa bahsederek öğrenmenin farklı alanlarda nasıl gerçekleştiğini ortaya koymuştur.

            Nöropsikolog ve gelişim uzmanı Gardner, geleneksel zekâ anlayışlarını inceledikten sonra 70’li ve 80’li yıllarda bireylerin bilişsel kapasitelerini araştırmaya başlamıştır. Yeteneklerin örüntüsünü anlamaya, bilişsel ya da duyuşsal kazaların etkisini belirlemeye uğraştığı araştırmalarının yanı sıra Harvard Üniversitesinde “Project Zero” adlı bir projede normal ve üstün yetenekli çocuklarla ilgili araştırmalar yapmış, bilişsel yeteneklerin gelişimini incelemiştir ( Bümen, 2002:4 ):

            Gardner zekâ tanımı diğer kuramlardan yaklaşımı ile hemen ayırt edilebilmektedir.Şöyle diyor Gardner ;

            İnsan  zekâlarını  ve   kombinasyonlarını   fark   etmemiz   ve   geliştirmemiz  son  derece  önemlidir. Birbirimizden  bu   kadar  farklı oluşumuz, hepimizin farklı zekâ kombinasyonlarına sahip olmamızdan kaynaklanmaktadır. Bunun farkında olursak hayatta karşımıza çıkan sorunlarla baş etmemiz kolaylaşır( Kaptan, 2001:47 ).

            Gardner zekâ kuramı daha doğrusu insan zekâları kuramı; bütün insanlarda değiştirilmeden aynen bulunması gereken bir özellikte olmayıp bütün insanlarda değişik farkı yeteneklerle kendini göstermektedir.

            Gardner, 1983 yılında yayınlanan “Zihnin Çerçeveleri” adlı kitabında önce yedi sonra bir zekâ daha ekleyerek sekiz ayrı ve evrensel kapasite(yetenek) önermiştir. Bu kapasite ya da zekâlar her bireyde doğuştan varolmakta ama farklı kültürlerde farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Gardner’ın geliştirdiği kurama göre, zekâ biyopsikolojik bir potansiyeldir ve şöyle tanımlanmıştır(Bümen, 2002:5).

            “Zekâ bir ya da daha fazla kültürel yapıda değeri olan bir ürüne şekil verme ya da problemleri çözme yeteneğidir ”

            Bu tanıma göre zekâ bireylerin kişisel kararları olduğu kadar aynı zamanda bir potansiyeldir ve değerlere, fırsatlara bağlı olarak ortaya çıkar. Kültürel değerler zekâ olarak ele alınan davranışları derinden etkiler.

            Gardner’in zekâ tanımına göre ;

            Bir veya daha fazla kültürel yapıda değeri olan bir ürün veren,

            Problem çözme yeteneği olan,

            Bir birey zekidir diyebiliriz.Bu ise günümüzde bir işi olan ve kendi başına yaşayabilen her insan yaptığı davranışlardır.Bu ise  ilkokulu bitirememiş ama bir iş olan, üreten  bir bireyin zeki olması anlamına gelmektedir. Ayrıca yine bu kurama göre bütün insanlarda zekâ türlerinden birine yatkınlığı vardır .Önemi olan bunu tespiti ve geliştirilmesidir.

            Çoklu zekâ kuramının iki temel ayırt edici özelliği bulunmaktadır.Birincisi, kuram bireyin gerçek yaşamda problem çözme ve bir ürün elde etmeye dayanır.İkincisi ise zekâların çoğul birbirleriyle karmaşık sürekli bir etkileşim içinde bulunmasıdır.ayrıca çoklu zekâ kuramına göre tüm zekâlar eşit değerdedir.Hiçbiri diğerlerinden daha önemli değildir.

            Gardner’ın kuramı  testlerle ölçülen niceliksel geleneksel zekâ anlayışlarıyla çelişmektedir. çünkü eski anlayışlar bütünsel bir becerinin niceliksel ifadesidir.Çoklu zekâ kuramı ise nicelikten çok niteliğe bireyin sahip olduğu yeteneklere ve bunları uygulamadaki yeterlilikleri ile ilgilenir.Ayrıca yeni kurama göre zekâ; bireyleri sınıflandırmak için değil onları tanımak amacıyla belirlenir.Böylece bireylerin kendisini tanıması sağlanarak güçlü ve zayıf yönlerini fark ederek gelişimini doğru bir şekilde yapması amaçlanır.

            Yukarıda belirtilen noktadan hareketle zekâya ilişkin niceliksel ve niteliksel anlayışlar şöyle karşılaştırılabilir( Bümen, 2002:5).                                                                

                                                             

NİCELİKSEL ANLAYIŞ

(ZEKÂ BÖLÜMÜ)

NİTELİKSEL ANLAYIŞ

(ÇOKLU ZEKÂ)

-Tekil-bütüncül yaklaşım

-Çoğulcu yaklaşım

-Gerçek yaşamdan soyutlama

-Gerçek yaşam faaliyetlerini temele alma

-Sayısallaştırma

-Zekâ profili çıkarma

-Ölçme

-Yorumlama, betimleme

-Doğuştan gelme ve sabitlik

-Değişme ve gelişme

-Bireyleri sınıflama 

-Bireyleri tanıma ve keşfetme

 

Geleneksel ve Çoklu Zekâ Kuramlarının Karşılaştırılması
           
Geleneksel Kuramlar; (Selçuk, Kayılı, Okut, 2003:10)

1.Zekâ doğuştan kazanılır,sabittir ve bu nedenle de asla değiştirilemez.
2.Zekâ, niceliksel olarak ölçülebilir ve tek bir sayıya indirgenebilir.
3.Zekâ,tekildir.
4.Zekâ,gerçek hayattan soyutlanarak (yani,belli zekâ testleri ile) ölçülür.
5. Zekâ, öğrencileri belli seviyelere göre sınıflandırmak ve onların gelecekteki başarılarını tahmin etmek için kullanılır..
Çoklu Zekâ Kuramı;
1. Bir bireyin kalıtımla birlikte getirdiği zekâ kapasitesi iyileştirilebilir, geliştirilebilir, değiştirilebilir.
2. Zekâ, herhangi bir performansta,üründe veya problem çözme sürecinde sergilendiğinden  sayısal olarak hesaplanamaz.
3. Zekâ, çoğuldur ve çeşitli yollarla sergilenebilir.
4. Zekâ, gerçek hayat durumlarından veya koşullarından soyutlanamaz.
5. Zekâ, öğrencilerin sahip oldukları gizil güçlerini veya doğal potansiyellerini anlamak ve onların başarmak için uygulayabilecekleri farklı yolları keşfetmek için kullanılır.

Zekâ Alanlarının Belirlenmesi

            Gardner zekâ alanları belirlenmesi için belirli ölçütler tanımladı.Çünkü bireylerin ilgi ve yetenekleri çok geniş ve çeşitlidir.Ancak bunları genelleştirerek belirli alanlarda sınırları çizilmelidir. Gardner  zekâ için beyin araştırmalarından insan gelişiminden ve kültürleşmeden faydalanarak zekâ olarak düşünülebilecek sekiz alan belirlemiştir.Bunlar;

 

1. Sözel-Dilsel Zekâ:

2. Mantık –Matematiksel Zekâ

3. Görsel-Mekansal Zekâ

4. Bedensel Zekâ

5. Müziksel Zekâ

6. Sosyal Zekâ

7. Özedönük Zekâ

8. Doğacı Zekâ

 

Zekâ alanlarının belirlenmesinde kullanılan sekiz ölçüt şunlardır:

1-Beyin hasarıyla potansiyel izolasyon

2-Evrimsel tarih ve evrimsel olasılık

3-Tanımlanabilir çekirdek işlemler seti

4-Bir sembol sistemine şifrelemede hassasiyet

5-Tanınabilir son aşama ve ayırıcı gelişimsel eğri

6-Özel bir becerinin varlığı ile ayırt edilmiş bireylerin varlığı(dahiler, idiotlar)

7-Deneysel psikolojik görevlerle desteklenme

8-Psikometrik bulgularla desteklenme

Zekâ Alanları ve Özellikleri

            Sözel-Dilsel Zekâ (Okuma, yazma ve konuşma zekâsı) :

            Sözcükler zekâsı ya da bir dilin temel işlemlerini açıkça kullanabilme yeteneğidir. Okuma, yazma, dinleme ve konuşma ile iletişim sağlayarak, bu zekânın en belirgin özellikleri kullanılır. Dil zekâsının kullanımı önceki bilgiyi ve anlamayı yeni bilgiye bağlamaya yardımcı olmakta ve bağlantının nasıl olacağını açıklamaktadır. Dil zekâsı iletilenin bireysel olarak algılanmasını sağlar.

            Dil zekâsı dilin kullanımının farklı biçimlerde üretilmesine ve geliştirilmesin yardımcı olur. Gardner dilin insan zekâsını üstün  bir örneği ve toplumsallaşma sürecinde vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu belirtmektedir.

            Değişik kültürlerde yaşayan insan dil kullanma becerisine sahiptir. Ancak kimileri dili sadece iletişim amacıyla kullanırken, kimileri birden çok dil ve iletişim becerileri gösterebilirler. Dil zekâsı sözcükleri hem sözlü hem de yazılı olarak etkili biçimde kullanma becerisidir (Demirel, 2000:150).

Bu zekânın özündeki kapasiteler şunlardır(Bümen, 2002:10):

1-Düzeni ve sözcüklerin içeriğini anlama

2-Açıklama, öğretme, öğrenme

3-Mizaha dayalı anlatım

4-Yazılı ya da sözlü olarak etkili hitabet, ikna ve etkileme gücü

5-Hatırlama ve geri getirme 

6-Metalinguistik analiz( anlamaya yönelik çözümleyici sorular sorma)  

Bu zekâsı yüksek olan kişiler;

Her hikayeyi, masalı, fıkrayı anlatır.

İyi bir hafızası vardır.

Kelime oyunlarını sever. İyi bir kelime hazinesi vardır.

Sözel olarak iyi iletişim kurar.

Öğrenmede daha çok kitaplar, teypler, yazma materyalleri, görüşme ve tartışmalar, konuşma ve dinleme materyallerine ihtiyaç duyar.

Farklı kelimeleri, sesleri, ritimleri dinler ve tepkide bulunur.

Diğer insanların seslerini, dil üslubunu, okumasını ve yazmasını taklit edebilir.

Cümleleri dinler, yorumlar, farklı bir tarzda ifade eder ve söylediklerini hatırlar.

Okuduklarını anlar, özetler ve kolaylıkla hatırlar.

Farklı zamanlarda, farklı amaçlar için, farklı gruplara etkili bir biçimde hitap edebilir. Dinleyicileri, konuşmaları ile etkiler.

Okuma, yazma, dinleme ve konuşma gibi dil sanatlarında farklı yapılar oluşturabilir.

Farklı dilleri öğrenme becerisine sahiptir.

Hikaye, şiir yazma gibi etkinliklerden zevk alır.

Yeni dil formları oluşturur.

Etkili dinleme becerilerine sahiptir.

Mantıksal-Matematiksel Zekâ ( sayı, anlama ve mantık  zekâsı) :

            Bu zekâ, sayılar ve akıl yürütme zekâsı ya da tümdengelim ve tümevarım ile akıl yürütme, soyut problemler çözme ve birbiri ile ilişkili kavramlar, düşünceler arasındaki karmaşık ilişkileri anlama yeteneğidir. Mantıksal-matematiksel zekâ bilimsel hipotezi sınıflandırmada, öngörü, öncelik verme ve oluşturma, neden sonuç ilişkilerini anlama becerilerini içerir.

            Mantıksal matematiksel zekâsı güçlü olan bireyler, nesneleri belli kategorilere ayırarak olaylar arasında mantıksal ilişkiler kurarak, nesnelerin belli özelliklerini sayısallaştırarak ve hesaplayarak ve olaylar arasındaki birtakım soyut ilişkiler üzerinde düşünerek öğrenirler(Saban, 2002:44).

Bümen(2002,s.11), bu zekânın özündeki kapasiteleri şu şekilde belirtmiştir:

1-Soyut yapıları tanıma

2-Tümevarım yoluyla akıl yürütme

3-Tümdengelim yoluyla akıl yürütme

4-Bağlantı ve ilişkileri ayırt etme

5-Karmaşık hesaplamalar yapma

6-Bilimsel yöntemi kullanma

Bu zekâsı yüksek olan kişiler;

Nesnelerin nasıl çalıştığına dair sorular sorar.

Hızlı bir şekilde zihinsel matematik yapar.

Matematik aktivitelerini, strateji oyunlarını, mantık bulmacalarını sever.

Yüksek düşünme tekniklerini kullanır.

Zekâ oyunlarında başarılıdır.

Deney yapma, sınama, sorgulama ve araştırmalardan zevk alır.

 Öğrenmede daha çok keşifler, düşünme, tümevarım ve problem çözmeden yararlanır.

Neden-sonuç ilişkilerini çok iyi kurar.

Somut cisimleri soyut sembolik ifadelere dönüştürebilir.

Mantıksal problem çözümlerinde başarılıdır.

Hipotezler kurar ve sınar.

Miktar tahminlerinde bulunur.

Grafikler ya da şekiller halinde verilen (görsel) bilgileri yorumlar.

Bilgisayar programları hazırlar.

Grafik, şema, şekillerle çalışmaktan hoşlanır.

Görsel ve Mekansal Zekâ (Resim, renk ve şekil zekâsı) :

            Görsel/Uzamsal zekâ, resimler ve imgeler zekâsı ya da görsel dünyayı doğru olarak algılama ve kişinin kendi görsel yaşantılarını yeniden yaratma kapasitesidir. Şekil, renk biçim ve dokunuşu ve bunları somut ürünlere dönüştürme yeteneklerini içerir. Bu zekâ özelliği duygusal motor algının keskinleşmesi ile başlar. Göz, renk, şekil, biçim, dokunuş, derinlik boyut ve ilişkilerini ayrıştırır. Zekâ gelişirken el-göz koordinasyonu, ince hareket kontrolü ile kişinin algılanan algılanan şekil ve renkleri çeşitli ortamlarda yeniden üretmesini sağlar.Mimarlar, heykeltıraşlar, ressamlar, dekoratörler, bahçıvan grafik tasarımcılar uzamsal zekâlarını en üst düzeyde kullanırlar(Demirel,2000:150).

Görsel/uzamsal zekânın özündeki kapasiteler şunlardır(Bümen, 2002:13-14):

1-Aktif hayal gücü

2-Zihinde canlandırma

3-Uzayda yer,yön, yol bulma

4-Grafik temsili

5-Uzaydaki nesneler arasındaki ilişkileri tanıma

6-İmajlarla zihinsel manevralar yapma

7-Farklı açılardan objeler arasındaki benzerlik ve farklılıkları tanıma

Bu zekâsı yüksek olan kişiler;

Resimler ve şekillerle düşünür.

Hayalinde gördüğü resimleri anlatabilir.

Harita, tablo ve diyagramları anlayabilir.

Çok hayal kurar.

Sanat ve Proje aktivitelerini, görsel sunuşları sever.

Okurken kelimelerden çok resimlerden anlar.

Tasarım, çizim ve görsellikten zevk alır.

Öğrenmede daha çok sanat, video, filmler, bulmacalar ve haritalardan yararlanır.

Kolaylıkla yön bulma becerisine sahiptir.

Dinlediklerinden zihinsel objeler hayaller, resimler üretir.

Öğrendiği bilgileri hatırlamada bu zihinsel resimleri kullanır.

Üç boyutlu ürünler hazırlamaktan hoşlanır. Origami ve maketler hazırlar.

Bir objenin farklı açılardan perspektifini anlayabilir, onu zihninde canlandırabilir.

Öğrendiği bilgileri somut ve görsel sunuşlara dönüştürür.

Bedensel-Kinestetik Zekâ ( Beden, hareket ve denge zekâsı) :

            Gardner, zekâ ile bedenin birbirinden ayrı olarak incelenmesinin yüzyılımızın geleneği olduğunu ve bunun yanlış bir yaklaşım haline geldiğini savunmaktadır. Bedensel zekâ tüm vücut ve ellerle ilgili bir zekâ türüdür. Başka bir deyişle, bu zekâ, vücut hareketlerini kontrol etmeyi ve yorumlamayı, fiziksel nesneleri maniple etmeyi ve vücut ile zihin arasında bir uyum oluşturmayı sağlar. Bu zekânın gelişimini sadece atletik yapıda olanlarla sınırlandırmak yanlış olur. Bir cerrahın açık kalp ameliyatı yaparken gösterdiği ince devinim kontrolü ya da bir pilotun göstergelerin ince ayarını yaparken gösterdiği performans bu zekânın gelişimini ortaya koyar. Bedensel zekâ alanı, koordinasyon, denge, güç, esneklik ve hız gibi bazı fiziksel yetenekleri ve bu yeteneklerin hepsinin bir arada işlemesini sağlayan devinimsel nitelikteki bazı özel becerileri de içermektedir(Saban, 2002:45).

Bedensel zekânın özündeki kapasiteler şunlardır(Bümen,2002:15):

1-     Vücut hareketlerini kontrol etme

2-     Önceden planlanmış vücut hareketlerini kontrol etme

3-     Bedenin farkında olma

4-     Zihin ile beden arasında güçlü bir bağ kurma

5-     Pandomim yetenekleri

6-     Bedeni tümüyle iyi kullanma

Bu zekâsı yüksek olan kişiler;

Bir veya birden çok sporla uğraşır.

Uzun süre hareketsiz oturamaz.

Nesneleri parçalayıp bütünlemeyi sever.

Yeni tanımadığı nesnelere dokunur .

Hareket ederek öğrenir.

Dinleme, konuşma, dans, koşma, dokunma ve hareket etmeyi sever.

Öğrenmede role-play, drama, tiyatro ve hareket etmeye ihtiyaç duyar.

Sağlıklı yaşam konusunda vücutlarına özen gösterirler.

Fiziksel işlerde, görevlerde denge, zarafet, maharet ve dakiklik gösterirler.

Çevresini, nesneleri, eşyaları dokunarak ve hareket ederek inceler.

Öğrendiklerine dokunmayı, ellemeyi ya da onları kullanmayı tercih ederler.

Fiziksel maharet isteyen alanlarda (dans, spor...) yenilikler keşfeder ve farklılıklar ortaya çıkarırlar.

Rol yapma, atletizm, dans, dikiş-nakış gibi alanlarda yetenekleri vardır.

Aktif katılımla daha iyi öğrenirler. Söylenenden daha çok yapılanı hatırlarlar.

Gezi-inceleme-model/maket yapma gibi fiziksel aktivitelere katılımdan zevk alırlar. Organizasyon yapma özellikleri gelişmiştir.

Bulundukları çevreye ve onu kapsayan sistemlere karşı duyarlıdırlar ve sorumlu davranırlar.

Müziksel - Ritmik Zekâ (Ses, melodi ve ritim zekâsı ) :

            Müzikal zekâ, diğer zekâ türleriyle ilişkili olmayabilen kendi kural ve düşünme yapılarına sahiptir. Müzik üç temel öğeyi kullanarak konuşulan bir dildir: ses perdesi, ritim ve ton. Gardner düzenli olarak müzikle bir arada olan her insanın bu üç öğeyi kullanarak beste yapma, şarkı söyleme ve enstrüman çalma gibi müzikal etkinliklerde sahip olduğu bazı becerilerle başarılı olabileceğini belirtmektedir. Çevredeki seslerden anlam çıkarma, konuşulan kişinin ses tonundan ruhsal durumunu kestirme, arabanın motor sesinden problem olduğunu anlama gibi davranışlar da müzikal zekâ dendiğinde akla gelmeyen ancak onun önemli bir parçası olan yetilerdir.

Müzikal zekânın özündeki kapasiteler şunlardır(Bümen, 2002,s.14):

1-Müziğin ve ritmin yapısına değer verme

2-Müzikle ilgili şemalar oluşturma

3-Seslere karşı duyarlılık

4-Melodi, ritim ve sesleri taklit etme, tanıma ve yaratma

5-Ton ve ritimlerin değişik özelliklerinin kullanma

Bu zekâsı yüksek olan kişiler;

Notasını görmediği müziği, melodileri tanır.

Enstrüman çalar, koroda söyler.

Çalışırken tempo, ritim tutar. Seslere karşı duyarlıdır.

Şarkıları kolaylıkla öğrenir.

Şarkı söyleme, mırıldanma ve dinlemeyi sever.

Öğrenmede müzik, teyp-recorder, kasetler ve ritimlere ihtiyaç duyar.

İnsan sesi çevreden gelen sesler gibi çok farklı seslere karşı duyarlıdır, dinler ve tepkide bulunur.

Müziği yaşamında kullanmak için fırsatlar oluşturur.

Seslerle nota ve ritimlere karşı özel bir ilgiye sahiptir.

Müziği hareketlerle birleştirerek farklı figürler ortaya çıkarabilir.

Orijinal müzik kompozisyonları oluşturabilir.

Sosyal Zekâ ( İnsan, ilişki ve uyum zekâsı ) :

            Bu zekâ çevredeki bireylerle iletişim kurma, onları anlama, bu kişilerin ruh durumlarını ve yeteneklerini tanıma gibi davranışlara işaret eder. Bu zekâsı gelişmiş insanlar moral, mizaç, güdüler ve eğilimleri fark eder ve ayrıştırırlar. Bu zekâ sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerini, işbirliği becerilerini, çatışma yöntemini uzlaşma becerileri ile ortak fayda amacına ulaşmak için gereken güven, saygınlık, liderlik ve diğerlerini güdüleme yeteneği ile ilgilidir. Kişiler arası ilişkileri güçlü olanların önemli özellikleri arasında, başkalarının duygularına, korkularına, meraklarına ve inançlarına empati gösterme, yargılamadan dinleme ve performanslarını en üst düzeye çıkarmalarında yardımcı olma isteği vardır.

Sosyal zekânın özündeki kapasiteler şunlardır(Bümen, 2002:16):

1-İnsanlarla sözlü ya da sözsüz etkin iletişim kurma

2-Bir bireyin ruhsal durumunu ya da duygularını okuma

3-Grupta işbirliği içinde çalışma

4-Karşıdaki kişinin bakış açısıyla dinleme

5-Empati kurma

6-Sinerji kazanma ve yaratma

Bu zekâsı yüksek olan kişiler;

Arkadaşları ile birlikte olmaktan hoşlanır.

Doğal lider olarak davranır.

İkna becerisine sahiptir.

Kulüp dernek ve komitelerde zevkle çalışır.

Çok arkadaşı vardır.

Dinlemeyi ve konuşmayı sever.

Yönetme ve organize etmeden zevk alır.

Öğrenmede arkadaşlar, grup oyunları ve sunuş yapmaya ihtiyaç duyar.

Yaşıtlar ile ya da farklı yaş grupları ile olmaktan zevk alırlar.

Diğer insanların duygularına karşı duyarlıdırlar.

Diğer insanları konuşmaları ile etkilerler.

Grup ve takım çalışmalarından, çok özel ve mükemmel ürünler ortaya çıkararak; gruplar halinde çalışmaktan zevk alırlar.

Farklı kültürler, farklı yaşam tarzları konusunda çok meraklıdırlar.

Çok küçük yaşlarda bile toplumsal ve politik sorunlarla ilgilenebilirler.

Güçlü bir espri yeteneğine sahiptirler.

Davranışlarının sonuçlarını değerlendirebilirler.

İnsanların her tür davranışına karşı kabul edicidirler.

Sözel ve bedensel dili etkili bir biçimde kullanırlar.

Farklı ortamlara, farklı insan topluluklarına girdiklerinde kolaylıkla uyum sağlayabilirler.

İnsanları organize etme yetenekleri vardır.

Liderlik vasıflarını taşırlar.

Özedönük-İçsel Zekâ ( Ben, karakter ve kişilik zekâsı) :

            Gardner’a göre günlük hayattaki en önemli zekâdır. Kişinin kendisi ile ilgili bilgisinin olması ya da yaşamı ve öğrenmesi ile ilgili sorumluluk almasına işaret eden zekâdır. Özedönük zekâsı güçlü olan birey, kendi coşkularının sınırlarını  anlayabilen, kendi davranışlarını yönetirken bunlara dayanabilen, güvenebilen kişidir. Böyle bir kişi, zamanında düşünmeyi, yanıtlamayı ve kendini değerlendirmeyi bilir. Düşünce ve duygular ne kadar bilinçli hale gelirse günlük yaşamla iç dünyamız arasındaki bağlar da o kadar kuvvetlenir. Kendi kendini gözlem bu zekânın geliştirilmesi için kullanılabilecek bir yoldur. Din adamları psikologlar, filozoflar özedönük zekâları gelişmiş insanlardır(Demirel, 2000:151)

Özedönük zekânın özündeki kapasiteler şunlardır(Bümen, 2002:17):

1-Konsantrasyon

2-Düşünsellik

3-Yürütücübiliş/Üstbiliş (Düşünme hakkındaki düşünce etkinlikleri)

4-Değişik duyguların farkında olma

5-Özü tanıma ve değer verme

6-Yüksek düzeyli düşünme becerileri ve akıl yürütme

Bu zekâsı yüksek olan kişiler;

Özgürlüğüne düşkündür.

Bireysel çalışmalardan zevk alır.

Kendisi hakkında düşünmeyi sever.

Kendi ilgi ve becerilerinin farkındadır.

Başarı ve başarısızlıklardan zevk alır.

Kendini sever ve kendisiyle gurur duyar.

Yalnız kalmaktan hoşlanır.

Kendi iç dünyasını düşünür.

Hedefler oluşturma ve hayallerden zevk alır.

Öğrenirken kişisel çalışmalar, kendini değerlendirme ve kişisel farkındalığa ihtiyaç duyar.

Yaşadıkları her olay veya deneyim üzerinde çok fazla düşünürler.

Kendi içlerinde bir değer ve anlayış sistemi oluştururlar.

Her şeyde kendilerinden bir şey ararlar.

Yaşam felsefelerini oluşturmaya yönelik bir arayış içindedirler.

Yaşamlarında motivasyon kaynakları, hedefleridir.

 

 

 

Doğacı Zekâ ( Doğa, çevre ve canlı zekâsı):

            Gardner tarafından açıklanan son zekâdır ve doğal çevreyi anlama, tanıma ile ilgilidir. Doğacı zekâ kişinin çevredeki bitki ve hayvan türlerini fark ettiklerinde ve alt türlerini sınıflandırma prensiplerini yaratabildiklerinde ortaya çıkmaktadır. Çeşitli çiçekleri ayırt edebilen farklı hayvanları adlandırabilen, hatta, ayakkabı, araba, giysi çizimlerini ortak kategorilere yerleştirebilen çocuklarda bu zekânın gelişmiş olduğu gözlenebilir. Bu zekâ hem yapay hem de doğal çevreyi kapsar İzci, dağcı, biyolog ve zoologlar bu zekâları gelişmiş kişilerdir.

Doğacı zekânın özündeki yeterlilikler şunlardır(Bümen, 2002:18):

1-Doğa ile bütünleşme

2-Doğal bitki örtüsüne duyarlılık

3-Canlılar ile etkileşim kurma, koruma

4-Doğanın tepkilerine karşı duyarlılık, farkındalık

5-Doğadaki bitki ve hayvanları tanıma ve sınıflama

6-Bitki yetiştirme

Bu zekâsı yüksek olan kişiler;

Araştırmalar yapmayı sever.

Doğadaki canlıları incelemekten hoşlanır.

İnsanın varoluşunun nedenlerini ve kendi varoluşunu düşünür.

Doğadaki hemen her canlının yaşamına ilgi duyarlar.

Farklı canlı türlerinin isimlerine karşı dikkatlidirler, çiçek türleri hayvan türleri onlar için çok çekicidir.

Seyahat etmeyi, belgeseller izlemeyi severken, doğa ve gezi dergilerini incelemekten hoşlanırlar.

Kendilerine özgü out-door etkinlikler düzenlerler doğayla her şeyi paylaşırlar.

Doğadaki bitki türlerine karşı duyarlıdırlar.

Doğanın insanlar üzerindeki ya da insanın doğa üzerindeki etkisi ile ilgilenirler.

 

Zekâ Alanlarının Gelişimini Etkileyen Faktörler

            Bireylerde belirtilen zekâların gelişim de farklılıklar göstermektedir. Armstrong zekâların gelişmesinde avantaj ya da dezavantaj yaratan çevresel etkenleri   şu şekilde    sıralamıştır.

( Bümen, 2002:8-9 )

1- Kaynaklara ulaşım şansı: Örneğin aile fakirse ve keman, piyano gibi müzikal zekâyı geliştirecek enstrümanlar olmadığından bu zekânın güçlenmesi zorlaşabilir.

2-Tarihsel- kültürel etkenler: Okulda matematik ve fene dayalı programlar varsa ve bunlar önemseniyorsa, mantık, matematik zekâsı gelişir.

3-Coğrafi etkenler: Köyde yetişmiş bir çocuk, apartmanda büyümüş bir çocuğa oranla, bedensel ve doğacı zekâlarını daha çok geliştirebilir.

4-Ailesel etkenler: Ressam olmak isteyen bir çocuğun ailesi onun avukat olmasını istiyorsa dil zekâsı desteklenecektir.

5-Durumsal etkenler: Kalabalık bir ailede büyümüş ve kalabalık bir ailede yaşayan bireyler doğalarında sosyallik olmadıkça, kendilerini geliştirmek için daha az zamana sahip olurlar.

Çoklu Zekâ Teorisinin İlkeleri: (Yavuz, 2003:17)

· İnsanlar çok farklı zekâ türlerine sahiptir.

. Zekâ; bireyleri sınıflandırmak amacıyla değil, onları tanımak amacıyla belirlenir.

· Her insan aktif olarak kullandığı zekâları ile özel bir karışıma sahiptir. Her insanın                                                  kendine özgü bir zekâ profili vardır.
· Zekâların her biri insanda farklı bir gelişim sürecine sahiptir.
· Bütün zekâlar dinamiktir.
· İnsandaki zekâlar tanımlanabilir ve geliştirilebilir.
· Her insan kendi zekâsını geliştirmek ve tanımak fırsatına sahiptir.
· Her bir zekânın gelişimi kendi içinde değerlendirilmelidir.
· Her bir zekâ hafıza, dikkat, algı ve problem çözme açısından faklı bir sisteme sahiptir.
· Bir zekânın kullanımı esnasında diğer zekâlardan da faydalanılabilir.
· Kişisel altyapı, kültür, kalıtım, inançlar zekâların gelişimi üzerinde etkiye sahiptir.
· Bütün zekâlar, insanın kendini gerçekleştirmesi yolunda farklı ve özel kaynaklardır.
· İnsan gelişimini değerlendiren tüm bilimsel teoriler çoklu zekâ teorisini desteklemektedir.
· Şu anda bilinen zekâ türlerinden daha farklı zekâlar da olabilir.

Yaşamda hiçbir aktivite yoktur ki tek bir zekâ bölümü içersin. Yaptığımız çok basit işlerde bile farklı zekâ bölümlerini kullanırız.

Çoklu Zekâ Alanları Nasıl Belirlenebilir ?

            Her bireyin sekiz zekâ alanını da oldukça yüksek bir düzeyde geliştirebilme kapasitesine sahip olmasına rağmen çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren belli zekâ alanlarına daha çok eğimli olurlar. Okula başlama yaşına eriştiklerinde büyük bir olasılıkla eğilimli oldukları bu zekâ alanları ile aynı doğrultuda olan öğrenme yollarını da geliştirmiş olurlar. Burada öğretmenler açısından önemli olan husus, daha okuldaki ilk günlerden itibaren öğrencilerin gelişmiş zekâ alanlarını tanımak ve onların okuldaki öğrenmelerini tercih ettikleri bu zekâ alanları yoluyla gerçekleştirmelerine yardımcı olmaktır.Öğrencilerin çoklu zekâ alanlarının belirlenmesinde kullanılabilecek yöntemlerden bazıları şunlardır (Saban, 2002:36):

1- Öğrencileri gözlemek :

  • Olumlu davranışları gözlemek
  • Olumsuz davranışları gözlemek
  • Öğrenciyi boş zamanlarında gözlemek

2- Belge toplamak:

  • Öğrencilere ait ürünleri ( resim ,şiir vb.) toplamak
  • Öğrenci etkinliklerinin belgelenmesi, kayda alınması

3- Okul kayıtlarını incelemek:

  • Derslerden alınan notların incelenmesi
  • Öğrenci hakkında diğer öğretmenlerin yazdığı raporların incelenmesi

4-  Diğer öğretmenlerle iletişime girmek

5-  Velilerle görüşmek

6-  Öğrencilere sormak          

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çoklu Zeka Envanteri: ( Özden, 2003: 128)

 

 

 

 

 

Aşağıda ifade  edilen tercihlerin size uygunluğu    hakkındaki görüşlerinizi beşli dereceleme ölçeğine göre belirtiniz.

 

 

Dereceleme ölçeği:

 

 

 

 

 

1= Hiç uygun değil     2= Çok az uygun

 

 

 

 

 

3= Kısmen uygun       4= Oldukça uygun

 

 

 

 

 

5= Tamamen uygun

 

 

 

 

 

I Bölüm

A

Kitaplar benim için çok önemlidir.

1

2

3

4

5

B

Zihnimde kolayca hesap yapabilirim.

1

2

3

4

5

C

Gözlerimi kapadığımda sıklıkla açık ve net  imgeler görürüm.  

1

2

3

4

5

D

Sesim güzeldir.

1

2

3

4

5

E

Düzenli olarak yaptığım en az bir  spor/fiziksel aktivite vardır. 

1

2

3

4

5

F

Çevremdeki insanların danışmak için başvurduğu biriyimdir.

1

2

3

4

5

G

Hayat hakkındaki önemli sorular üzerine kafa yorarım.

1

2

3

4

5

H

Doğa ile baş başa olmayı severim.

1

2

3

4

5

II Bölüm

A

Kelimeleri, okumadan, yazmadan veya söylemeden önce beynimde işitirim.

1

2

3

4

5

B

Matematik ve/veya Fen dersleri okulda en çok sevdiğim dersler arasındadır.

1

2

3

4

5

C

Renklere karşı duyarlıyımdır.

1

2

3

4

5

D

Bir şarkının notasının yanlış çalındığını fark edebilirim.

1

2

3

4

5

E

Bir yerde uzun süre hiç kımıldamadan oturmaktan sıkılırım.

1

2

3

4

5

F

 Yürüyüş yapma. koşma, yüzme verine

1

2

3

4

5

G

Futbol, basketbol ve voleybol gibi sporları tercih ederim.

1

2

3

4

5

H

Kendimi daha iyi tanımak için kişisel gelişim ile ilgili kitaplar okurum.

1

2

3

4

5

I

Bazı insanların çevre ve doğal hayat hakkındaki duyarsızlıkları beni üzmektedir.

1

2

3

4

5

 

III Bölüm

A

Televizyon izlemek veya film seyretmekten çok radyo veya bir ses kasetini dinlediğimde daha iyi öğrenirim       

1

2

3

4

5

B

Mantıksal düşünmeyi ve beyin jimnastiği gerektiren oyunları severim.                                  

1

2

3

4

5

C

Fotoğraf çekmeyi severim                          

1

2

3

4

5

D

Müzik dinlemeyi severim.                        

1

2

3

4

5

E

Ağaç işleri, dikiş, maket yapma gibi el becerisi gerektiren işleri severim.

1

2

3

4

5

F

Bir sorunum olduğunda tek başıma  çözmeğe çalışmak yerine yardıma başvurabileceğim birini ararım.                             

1

2

3

4

5

G

Başarısız olduğum durumlarda kendime karşı esnek davranabilirim.

1

2

3

4

5

H

Hayvanların etrafında dolaşmaktan, onlarla oynamaktan hoşlanırım.

1

2

3

4

5

IV Bölüm

A

Kelime işlem oyunlarını severim.

1

2

3

4

5

B

“Eğer ....ise ne olur" türünden deneysel şeyler yapmayı severim.

1

2

3

4

5

C

Yap boz gibi görsel bulmaca oyunlarını severim.

1

2

3

4

5

D

Çok iyi çaldığım bir müzik aleti vardır.

1

2

3

4

5

E

En iyi fikirlerin içime doğduğu anlar yürüyüş, koşu gibi fiziksel ekinlikte bulunduğum zamanlardır.

1

2

3

4

5

F

En az üç yakın arkadaşım vardır.

1

2

3

4

5

G

Kendime sakladığım bazı hobilerim vardır.

1

2

3

4

5

H

Kuş beslemek, akvaryum sahibi olmak gibi doğa ile ilgili en az bir hobim yardır.    

1

2

3

4

5

V Bölüm

A

Dil sürçmeleri, tekerlemeler veya kafiyeli sözcüklerle eğlenmeyi ve eğlendirmeyi severim.

1

2

3

4

5

B

Zihnim sürekli eşya (şeyler) ile ilgili kalıp, kural ve mantıksal silsileleri araştırmakla meşguldür.

1

2

3

4

5

C

Rüyalarım gerçek gibidir.

1

2

3

4

5

D

Müzik olmasaydı hayatım daha kısır olurdu.

1

2

3

4

5

E

Boş zamanlarımı genellikle dışarıda geçirmek isterim,_

1

2

3

4

5

F

Kendi başıma eğlenmekten çok bir grup arkadaşla eğlenmeyi tercih ederim      

1

2

3

4

5

G

Hayatla ilgili zihnimi sürekli meşgul eden bazı konular yardır.

1

2

3

4

5

H

Zihnim mevsimler, iklimler gibi doğal olayların oluşumuyla ilgili sorularla meşguldür.

1

2

3

4

5

 

VI Bölüm

 

A

Konuşmalarımda (veya yazmalarımda) insanlar bazen kullandığım kelimelerin ne anlama geldiğini sorarlar.

1

2

3

4

5

 

B

Bilimsel atandaki gelişmeler ilgimi çeker.

1

2

3

4

5

 

C

Bilmediğim yerlerde yön tayin etmede ve gideceğim yeri bulmada rahatımdır.

1

2

3

4

5

 

D

Sokakta yürürken bazen kendimi bir melodiyi mırıldanırken bulurum.

1

2

3

4

5

 

E

Konuşurken sıklıkla beden dili kullanım.

1

2

3

4

5

 

F

Bildiğim şeyleri başkalarına öğretmeyi severim.

1

2

3

4

5

 

G

Zayıf ve kuvvetleri yanlarım hakkında gerçekçi bir bakış açısına sahip olduğumu düşünüyorum.

1

2

3

4

5

 

H

Ağaç, kuş ve benzeri bitki ve hayvan türlerini kolaylıkla ayırt ederim.

1

2

3

4

5

 

VII Bölüm

 

A

 Benim için Türkçe ve Sosyal Bilgiler dersleri Matematik ve Fen derslerinden hep  daha kolay olmuştur.

 1

2

3

4

5

 

B

  Her şeyin mutlaka mantıklı bir   açıklamasının olduğuna inanırım.

 1

2

3

4

5

 

C

Resim yapmayı ve çizim yapmayı severim.   

 1

2

3

4

5

 

D

 Davul veya tef gibi vurmalı çalgılara kolayca tempo tutabilirim.

 1

2

3

4

5

 

E

Bir şeyi kendim tecrübe ederek (örn. dokunarak) daha iyi öğrenirim.

1

2

3

4

5

 

F

Kendimi bir lider olarak görürüm. (İnsanlar bir lider olduğumu söyler.)

1

2

3

4

5

 

G

Hafta sonunda lüks bir eğlence yerinde olmaktansa bir yayla evinde kendi başıma geçirmeyi tercih ederim.   

1

2

3

4

5

 

H

Canlılar alemiyle ilgili kitap okumayı/belgesel seyretmeyi çok severim.

1

2

3

4

5

 

VIII Bölüm

 

A

Arabada giderken yollardaki yazılar, şekil ve manzaradan daha gök dikkatimi çeker.

1

2

3

4

5

 

B

 Soyut ve kavramsal şeyler üzerine düşünmeyi severim.

1

2

3

4

5

 

C

Geometri gibi şekillerle ilgili konuları, Cebir türü işlemsel konulardan daha kolay bulurum.

1

2

3

4

5

 

D

Birçok şarkının ve müzik parçasının ezgisini bilirim. 

1

2

3

4

5

 

E

Heyecanı vericî fiziksel aktiviteleri severim.

1

2

3

4

5

 

F

Kalabalık ortamlarda rahat davranırım.

1

2

3

4

5

 

G

 Kendimi güçlü bir İradeye sahip ve özgür düşünen biri olarak görürüm.   

1

2

3

4

5

 

H

 Tatil için doğa ile baş başa kalacağım yerleri tercih ederim.

1

2

3

4

5

 

 

 

 

 

 

 

 

IX Bölüm

A

Arkadaş toplantılarında sık sık yeni duyduğum veya okuduğum şeylere atıfta bulunurum.

2

3

4

5

B

Okulda, işte, evde insanların konuşmalarındaki ve yaptıklarındaki
mantık hataları çok dikkatimi çeker.

2

3

4

5

C

Kuşbakışı olarak yukardan gördüğüm nesnelerin gerçek görünümlerini rahatlıkla zihnîmde canlandırabilirim.

 1

2

3

4

5

D

Bir melodiyi doğru olarak mırıldanabilmem için onu bir iki kez duymam yeterlidir.

 1

2

3

4

5

E

Vücut koordinasyonumun (elimi kolumu kumanda etme vb.) iyi olduğunu düşünürüm.

1

2

3

4

5

F

İşimle veya ilgi alanlarımla ilgili toplantılara/sosyal etkinliklere katılmayı severim.

1

2

3

4

5

G

Hayatımdaki önemli olayları ve iç dünyamla ilgili şeyleri günlüğüme/dosyama   kaydederim.

1

2

3

4

5

H

 Hayvanat bahçeleri veya botanik bahçeleri gibi bîr yönüyle doğal hayatı barındıran yerleri ziyaret etmeyi severim.

1

2

3

4

5

X Bölüm

A

Hâlihazırda gurur duyduğum, çevremdeki insanlar arasında fark edilmemi sağlayan yazılı bir eserim vardır.

1

2

3

4

5

B

"Şey"lerin ölçülmesi, kategorize edilmesi, analizinin yapılması veya bir şekilde rakamlara dökülerek açıklanması onları daha kolay anlamamı sağlar.

1

2

3

4

5

C

İçinde bolca şekil ve resimlerin olduğu okuma materyallerini tercih ederim .

1

2

3

4

5

D

İş yaparken, ders çalışırken veya yeni bir şeyi öğrenirken sık sık kendi kendime tempo tutar veya bir melodi mırıldanırım.

1

2

3

4

5

E

Yeni bir beceriyi izlemek veya okumak yerine yaparak/yaşayarak daha iyi j  öğrenirim.

1

2

3

4

5

F

Akşamları evde kendi başıma geçirmektense canlı, neşeli, eğlenceli arkadaş toplantılarına katılmayı tercih ederim.

1

2

3

4

5

G

Kendi isim var. / Kendi isimi kurma konusunu ciddi bir şekilde düşünürüm.

1

2

3

4

5

H

Bahçe işleriyle  ve toprakla  uğraşmayı severim.

1

2

3

4

5

 

       

Değerlendirme

 

 

 

 

 

 

 

 

     Envanterdeki her bölümde A'dan H'ye kadar harfler vardır. Her bölümde ilgili harflerde işaretlediğiniz rakamın değerini aşağıdaki tabloya aktarınız. Daha sonra tablodaki değerleri yatay olarak toplayınız. Her bölümde A ile gösterilen maddelerin Sözel, B ile gösterilenlerin, Mantıksal... H ile seçeneklerin de Doğacı zekâ ile ilgili oldunuz.olduğunu görüyorsunuz. Her zekâ türüne ilişkin puanınızı çıkarmış oldunuz. Bu test yetişkinlerin kendi ilgi alanlarını ortaya koymaya yönelik olarak düzenlenmiştir. Maddelerin bazıları çocuklar için uygun değildir. Bunun bir zekâ testi olmadığı unutulmamalıdır. Ayrıca insanları Bunun bir zekâ testi olmadığı unutulmamalıdır. Ayrıca insanları sınıflamak amacıyla da kullanılmamalıdır.

 

ZEKA  ALANI

Envanterdeki Bölümler

Toplam Puan

 

 

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

 

A

Sözel

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

B

Mantıksal

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

C

Görsel

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

D

Müziksel

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

E

Bedensel

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

F

Sosyal

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

G

Benlik

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

H

Doğa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

0-10 Gelişmemiş; 11-20 Biraz;  2 1-30 Orta düzey;  31-40 Gelişmiş;  41-50. Çok gelişmiş

 

 

 

ÇOKLU ZEKÂ KURAMI VE ÖĞRENME

            Çoklu zekâ kuramını öğrenme ve öğretme süreciyle bütünleştirme çalışmaları gündeme geldikçe, zekâ türlerinin öğrenme üzerindeki etkileri de belirlenmeye başlanmıştır. Bir zekâ türünde gelişme gösteren bir bireyin hangi etkinlikler veya araçlarla daha kolay öğrenebileceği incelenmiştir. Kuramın temsilcisi Gardner, eğitimsel uygulamalar konusunda belirli bir model önermemektedir. Ancak ona göre çoklu zekâ kuramı eğitime iki önemli yarar sağlamaktadır:

1- Öğrencileri istendik durumlara getirebilmek için eğitim programlarını planlamamıza imkan verir. (Örneğin, müzisyen, bilim adamı yetiştirme gibi)

2- Farklı disiplinlerde önemli kuram ve konuları öğrenmeye çalışan daha fazla sayıda öğrenciye ulaşmamızı sağlar. Öğrencilere bu zekâ alanları kullanılarak eğitim verilirse öğrenme daha kolay gerçekleşir.

Gardner, çoklu zekâ hareketinin eğitime ne getireceği ile ilgili sorulara, bu kuramın tek başına bir eğitim hedefi olmadığı; zekâ alanlarının hedeflere ulaşmada güçlü bir araç olduğu şeklinde cevap vermektedir.

            Bireysel farklılıkların temele alındığı bir öğrenme-öğretme sürecinde, farklı yollarla öğrenen bireylerin varlığının kabulü, farklı yollarla öğretim anlayışını da beraberinde getirecektir. Dolayısıyla öğretmenin tek bir öğretim stratejisiyle öğretim yapması kuramın mantığı açısından anlamsızdır. ( Bümen, 2002:21-22 ):

            Bu nedenle öğrenme etkinliklerine farklı özellikleriyle katılan öğrencilerin zekâ türlerine göre özellikleri şu şekilde özetlenebilir : (Yavuz, 2003:19, Selçuk, Kayılı, Okut:33-40)

1-Dil Zekâsı ile öğrenenler;

Etkili dinleme,

Etkili konuşma becerisine,

İsim, yer ve tarihler hakkında güçlü bir hafızaya,

Güçlü bir kelime dağarcığına,

Doğru telaffuz becerisine,

Hikaye, fıkra, şiir türlerinde kitaplar okuma anlatma ya da yazma becerisine,

Tekerleme ve kelime oyunları başarısına,

Yabancı dilleri kolaylıkla öğrenme becerisine sahiptirler,

2-Mantık/Matematik Zekâsı ile öğrenenler;

İlişki ve benzerlikleri algılama,

Hipotez geliştirme ve test etme becerisine,

Olayların oluşumu ve işleyişi üzerine odaklaşma gücüne, Soyut düşünme becerisine,  

Mantıksal problem çözümünde üstün beceriye,

Stratejik oyun ve mantıksal bulmacaları kolaylıkla çözme becerisine,

Deney tasarlama, uygulama ve sonuçları tahmin etme becerisine,

Zaman, yer, neden, sonuç ilişkilerini ortaya çıkarma becerilerine sahiptir.

 

3-Görsel/Mekansal Zekâ ile öğrenenler;

Şekil, zemin ve renklere karşı duyarlılığa,

Zihinsel imgelem gücüne,

Resim, çizim, kroki, karikatür, heykel, maket vb. modeller yaratma becerisine,

Grafik, çizelge, harita ve diyagramları çözümleme becerisine,

Üç boyutlu görünümlere duyarlılığa,

Materyalde kelimelerden çok resim ve çizimlere odaklaşma becerisine,

Görsel imgeleri çok iyi ve net hatırlama becerisine,

Görsel oyunlarda(lego, yap-boz) başarıya sahiptir.

4-Bedensel Zekâ ile öğrenenler;

Nesneleri dokunarak tanıma eğilimine,

En az bir spor dalında başarıya,

Jest ve mimikleri kolaylıkla taklit edebilme becerisine,

Uyumlu ve ahenkli dans edebilme becerisine,

Uzun süre hareketsiz kalamama ve sürekli kımıldama eğilimine,

Nesneleri parçalayıp tekrar birleştirme becerisine,

Fiziksel oyunlarda üstün başarıya,

El becerisi gerektiren etkinliklerde kolaylıkla üretme gücüne sahiptir.

5-Müzikal Zekâ ile öğrenenler;

İyi bir müzik kulağına,

Farklı müzik türlerini ayırt etme ve ilgi gösterme becerisine,

Şarkı söyleme yeteneğine,

Müzik enstrümanı çalma yeteneğine,

Müzikle ritim tutma ve mırıldanma alışkanlığına,

Kendine göre besteler yapma,

Farklı ya da belli bir müzik türünde kişisel bir arşiv oluşturma alışkanlığına,

Müzik dinleme konusunda kişisel bir tercih geliştirme gücüne sahiptir.

6-Sosyal Zekâ ile öğrenenler;

Arkadaşları ile birlikte olma eğilimine,

İkna etme becerisine,

Kulüp, dernek ve komitelerde zevkle çalışma eğilimine,

İşbirliği, paylaşma ve öğretme isteğine,

İnsanlarla empati kurma yeteneğine,

Problemi olan insanlara yardan etme alışkanlığına,

Grup çalışmalarında lider görevinde olma eğilimine,

Etkin dinleme becerisine sahiptir.

7-Özedönük Zekâ ile öğrenenler

Özgürlüğe düşkün olma eğilimine,

Zayıf ve güçlü yönleri hakkında yansız bir görüşe ,

Başarı ve başarısızlıklarından ders alma becerisine,

Kendisine saygı duyma ve kendisi ile barışık yaşama becerisine,

Kendine ait dinlendirici en az bir hobiye,

Hayattaki uzak hedeflerini ne olduğuna dair bir anlayışa

Bireysel çalışmalardan zevk alma eğilimin,

Duygu ve düşüncelerini net bir şekilde birbirinden ayırma  ve onları uyumlu hale   getirme becerisine sahiptir.

8-Doğacı Zekâ ile öğrenenler;

Doğa olaylarına ve oluşumlarına karşı hassasiyete,

Bitki türleri ve bakımı konusunda duyarlılığa,

Mevsimlere ve iklim olaylarına karşı duyarlılığa,

Çevreci etkinliklere katılarak lider görevler alma eğilimine,

Evcil hayvan besleme isteğine,

Kelebek veya böcek koleksiyonu yapma eğilimine,

Hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri ve tarihi müzelere gezi yapma isteğine,

Doğadaki canlıları inceleme ve araştırma eğilimine sahiptir.

 

ÇOKLU ZEKÂ KURAMI VE ÖĞRETİM

Çoklu Zekâ Kuramını öğretimle buluşturma işi kuramı ortaya atan bilim adamlarının fikri değildir. Gardner, kuramı ilk olarak 1983’te yayınlamış(Frames of Mind), ancak eğitim ve psikoloji alnında bu denli ilgi görür hale gelmesi1993’te yazdığı kitaptan(Multiple Intelligences-Theory in Practise) sonra gerçekleşmiştir. Kuram, eğitimciler tarafından önemli ölçüde benimsenmiş görünmektedir, öyle ki, farklı zekâ alanlarına dayalı öğretim etkinlikleri için pek çok modeller geliştirilmektedir. Armstrong’a göre eğitim bilimlerinde geliştirilen pek çok eğitim modeli de aslında çoklu zekâ kuramını farklı terminolojilerle kullanmaktadır.Örneğin işbirliğine dayalı öğretimde diğer zekâ türleri de yadsınmadan daha çok sosyal zekâ üzerinde yoğunlaşmaktadır. Benzer şekilde bütün dil öğretimleri müzik, günlük tutma, grup çalışmaları, eğitsel oyunlar gibi etkinliklerle dil zekâsını geliştirmeye odaklaşmıştır( Bümen,2002:31 ).

            Çoklu zekâ kuramının öğretim sürecindeki en büyük etkisi öğretmenlerin öğretim stratejileri geliştirmede yaratıcılıklarının artmasıdır. Çünkü, öğretmen ve planlamacılar her bir zekâ ile ilgili etkinlikler düşünürken ister itemez yöntem ve teknik repertuarları gelişmekte, farklı ve orijinal teknikler ortaya çıkabilmektedir. Bu süreçte farklı zekâ türlerini sınıf etkinliklerinde kullanma söz konusu olduğundan farklı derslerde uzmanlaşmış öğretmenler arasında işbirliği de gelişmektedir.

            Öğretim tasarımında zekâ türlerinden nasıl yararlanılabileceği pek çok eğitimci tarafından düşünülmüş ve çeşitli cevaplar üretilmiştir. Bu amaçla önce zekâların temel özellikleri belirlenmiş, belli bir zekâda gelişme gösteren bireylerin hangi tür örenme etkinliklerinden zevk alabileceği ya da hangi tür etkinliklerle daha kolay öğrenebileceği tartışılmıştır. Son yıllarda öğrenme–öğretme etkinlikleri üzerinde yapılan araştırmalarda da çoklu zekâ kuramının alanlarından yararlanılmaktadır. Bu amaçla tasarlanan etkinlik menüleri şu şekilde özetlenebilir

( Demirel,2000,s.163-197, Saban, 2002:16-17, Bümen, 2002:33-38 ):

 1.Dil Zekası :

Verilen bilgileri betimleme.

Araştırma projeleri hazırlama ve rapor yazma.

Şiir, masal, efsane, hikaye, kısa oyun veya makale yazma.

Günlük yazma.

Sözlük kullanma.

Kavramlar dizini kullanma.

Kelime bankası oluşturma.

Bulmaca hazırlama.

Kelime ailesini (kökenini) bulma.

Yüksek sesle okuma.

Sınıf sekreteri olma.

Röportaj yapma.

Tartışma yaratma.

Mektup yazma.

Slogan yaratma.

Bülten, kitapçık ya da sözlük yazma.

Talk-show radyo(veya TV) programı yazma.

Konuyla ilgili sunu yapma.

Konu  ile bir hikayeyi, romanı, şiiri ilişkilendirme.

 2. Mantıksal-Matematiksel Zekâ:

Fikir üretmek için beyin fırtınası yaparak, üretilen fikirleri sıralama.

Matrisler ya da çizelgeler hazırlama.

Sınıflama yapma.

Zaman çizelgesi hazırlama.

Seçenek ve adımların gösterildiği tablo geliştirme.

Problemi, harita ya da akış şeması haline getirme.

Etkinlik planı hazırlama.

Örgütlenme şeması hazırlama.

Problemin adımlarını şekil çizerek gösterme.

Yapı kurma ve açıkça ifade edilmiş hedefler belirleme.

Anahtar kelimeleri belirleme.

Önemli ve önemsiz bilgileri ayırt etme.

5N 1K sorularını sorma (ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden, kim).

Öğrenilenleri matematiksel bir formüle dönüştürme.

Konuyla ilgili bir strateji oyunu kurma.

Karşılaştırma yapma.

Konuyu açıklamak için analoji oluşturma.

Şifre tasarlama.

3. Görsel ve Mekansal Zekâ:

Karikatür çizme.

Hikaye ya da notları renklerle kodlama.

Fikirleri tablo haline getirme.

Yap-boz hazırlama.

Hikaye panosu hazırlama.

Konuşulan ya da okunan şeyin resmini yapma.

Yazmayı seven bir arkadaşla resim kitabı hazırlama.

Hikayenin resmini çizme.

Konuyla ilişkili ya da konuyu açıklayan resimler bulma.

Farklı renklerle yazıların altlarını çizme.

Zihin haritası veya kavram haritası yapma.

Hikayedeki olayları sıralayan zaman çizelgesi ya da grafikleri çizme.

Harita, tablo ve şekil inceleme.

Kamerayla kayıt yapma.

Video izleme.

Kelimenin kökünü ya da ailesini bulma.

Resimlerden yararlanarak tahminde bulunma.

Benzer kelimeleri kartlara yazarak benzerlik ve farklılıklarını hatırlama.

Çevrede, kelime veya sayılara benzeyen şekiller bulma.

Slayt hazırlama.

Fotoğraf albümü yapma.

Duvar resimleri tasarlama.

Poster hazırlama.

Reklam veya ilan hazırlama.

4. Bedensel-Kinestetik Zekâ:

Göstererek yaptırma.

Heykel yapma

Koreografi hazırlama.

Sanat projesi hazırlama.

Kesip yapıştırma.

Pandomim ya da taklit yapma.

Drama yapma.

Gezi yapma.

Beden dilini kullanma.

Harfleri vücut ile gösterme.

Tıraş köpüğü ile yazı yazma.

Okunan bir şeyi canlandırma.

Konuyu açıklayıcı hareket zinciri yaratma.

Tahta ve yer oyunları yaratma.

Görev veya bulmaca kartları yapma.

5. Müziksel - Ritmik Zekâ:

Dinlenen müziğin yarattığı duyguları ifade etme.

Tekerlemeler söyleme.

Ritim yaratma.

Konuyla ilişkili ya da konuya benzer temada şarkı bulma.

Konuyla ilgili müzik dinleme.

Mırıldanma.

Okurken ya da yazarken tempo tutma.

Yazarken ya da çizerken şarkı, doğa sesleri dinleme.

Kitap kaseti dinleme.

Kelimeleri, kavramları ya da formülleri ritimlere yerleştirme.

Notaları sesli okuma.

Dil kuralları ve müzik kurallarını ilişkilendirme.

Şarkı söyleme.

Kafiye bulma.

Sesli okuduklarını teybe kaydedip dinleme.

Sesli kitap okurken hece veya kelimeleri belirleyecek şekilde bir yere vurma.

Konudaki duygu ya da düşüncelerle ilgili beste yapma veya şarkı sözü yazma.

Fonda müzik dinleme.

Konuyu müzik eşliğinde sunma.

Müzik aleti yapma veya kullanma.

6. Sosyal Zekâ:

Öğrendiğini drama ile gösterme.

Başkalarıyla beyin fırtınası yapma.

Tartışma.

Görüşme yapma.

Başkalarının yaşantılarından ders alma.

Yardım derneklerine üye olma.

Grup çalışmalarına katılama.

Rol yapma.

Birine bir şeyler öğretme.

Kayıt aracı kullanma.

Mektup yazma.

İnsanları betimleme.

Kitap kulübüne üye olma.

Karakterlerin davranışlarını tahmin etme.

Okuduklarını anlatma.

Aldığı notları arkadaşınınkiyle karşılaştırma.

Sınıf mitingi düzenleme.

Toplantı düzenleme.

Yanındaki kişiyle birbirine konu özetleme, tartışma.

Grupla birlikte ödev yapma.

Tahta oyunları oynama.

 

 

7. Özedönük-İçsel Zekâ:

Senaryo yazma.

Tek başına beyin fırtınası yapma.

Günlük tutma.

Fonda klasik müzik ya da doğa sesleri dinleme.

Araştırma.

Teori üretme.

Sınıf etkinliklerini ve öğrenilen bilgileri özetleyerek ne anlama geldiğini açıklama.

Soru üretme.

Kişisel sözlük geliştirme.

Öğretme yolları geliştirme.

Okumanın amacını belirleme.

“Neden” sorusunu sorma.

Kişisel steno geliştirme.

Gün veya dönem içinde kendini değerlendirme.

Kendini düzeltmek için imla kılavuzu ve sözlük kullanma.

Kişisel bir “neden-sonuç” ya da “etki-tepki” şeması hazırlama.

Bilinenler ile bilinmeyenleri ayırt etme.

Konuyu başarıyla tamamlamak için gerekli nitelikleri belirleme ve bunların ne derecede mevcut olduğunu açıklama.

Konuyla ilgili hisleri, düşünceleri yazma.

Ödev veya proje konusu seçme.

Herhangi bir konuda hedef ortaya koyma ve bu hedefi takip etme.

Konuyla ilgili bir makale yazma.

8. Doğacı Zekâ:

Yakın çevre ile öğrenilenler arasında ilişki kurma.

Taş, yaprak vb. biriktirme.

Öğrenilen yeni bilgilerle doğal nesneler arasında ilişki kurma.

Öğrenilen bilgilerle ağaçlar nehirler veya okyanuslar arasında ilişki kurma.

Doğada zaman geçirme.

Doğal zenginliklere geziler düzenleme.

Deneyler hazırlama.

Harfleri hayvan ya da bitkilere benzetme (z =zebra).

Harflerin okunuşlarını hayvan seslerine benzetme.

Hava durumunu takip etme.

Belgesel izleme.

Konuyu öğrenen kişinin bir kuş, bir balık ya da bir volkan olduğunu hayal ederek empati  kurma.

Doğa sesleri dinleme.

Bitki yetiştirme.

Konuyla ilgili doğa fotoğrafları bulma.

 

            Çoklu zekâ kuramının sınıf uygulamalarında dikkat edilmesi gereken noktalar şu şekilde özetlenebilir(Talu,1999:164-172).

-Öğretmenler bütün zekâlara eşit derecede önem vermelidir

-Öğretmenler materyal sunumunda tüm zekâ alanlarını geliştirici ya da tüm zekâ alanlarını kullanmaya yönelik etkinlikler hazırlamalıdır.

-Herkesin çoklu zekâ alanı ile doğduğunu ancak sınıfa farklı zekâ alanları ile geldikleri dikkate alınarak etkinlikler bu doğrultuda düzenlenmelidir.

Çoklu Zeka Kuramı Sınıf Ortamlarında Nasıl Uygulanır? (Kıldan, 2004:6)

            Her okul, her öğretmen bu teoriyi kendi sistemi içinde uygulamalıdır. Doğru ya da yanlış uygulama yoktur. Önemli olan, okulların, öğretmenlerin içinde bulundukları şartları, sınıfların fiziki konumlarını, okul felsefelerini ve yaşadıkları toplumun özelliklerini dikkate alarak teoriyi uygulamaya hazırlanmalarıdır. Her okul veya her öğretmen tarafından farklı bir uygulama modeli seçilebilir veya karma bir uygulama modeli kullanılabilir. Buna karar verecek olan uygulayıcı eğitimcilerdir. Çoklu zeka kuramının uygulandığı eğitim kurumlarında hemen her yer öğrenme alanı olarak kullanılabilir. Kütüphaneler, koridorlar, okul bahçeleri, laboratuarlar vb. her yer öğrenmek için bir ortamdır. “Çoklu zeka kuramının uygulanması ile okul, duvarlar ötesi dünyalara taşınır.”

            Aşağıda çoklu zeka teorisi temel ilkeleri doğrultusunda oluşturulan uygulama modelleri sunulmuştur.

Örnek sınıf modelleri:

Model 1

            Öğretmenler çoklu zeka öğretim araçları ile hazırladıkları planlarını sınıflarındaki bütün öğrencilere uygulayabilirler. Örneğin hazırlanan bir proje çalışmasına bütün öğrenciler katılabilir, hazırlanan bir çalışma kağıdı bütün sınıfa aynı anda uygulanabilir veya bütün sınıf aynı anda bir akıl haritası hazırlayabilirler. Kısacası bütün sınıf aynı anda tek bir zeka alanıyla ilgili bir çalışma yapabilir.

Model 2

            Sınıflarda kullanılabilecek bir başka uygulama modeli, öğrenme merkezlerinin oluşturulmasıdır. Öğrenme merkezlerinin hazırlanmasında asıl çıkış noktası, sınıf içindeki öğrencilerin farklı zeka bölümlerini aktif olarak kullanmalarıdır. Bunun sonucu olarak aynı zeka alanını yoğun olarak kullanan öğrenciler bir araya getirilir ve o zeka alanıyla ilgili hazırlanmış olan materyal onlara verilir. Gruplar oluştururken öğrenciler etkinliklerini kendileri de seçebilir. Aynı özelliklere sahip öğrencilerin bir arada olmasıyla grubun çalışması kolaylaşır. Her öğrenci zevk aldığı yolla konuyu öğrenir. Sınıf içinde zengin bir öğrenme ortamı hazırlanır. Dersin sonunda farklı öğretim araçları ile hazırlanan çalışmalar bütün öğrencilere sergilenir. Dersin sonunda yapılan bu çalışma eksik öğrenmeleri de pekiştirir. Yani bir konu bir çok açıdan ele alınmış ve öğrenilmiş olur. Model 2’ nin uygulanmasında sınıfın fiziki ortamı çok önemlidir. Yapılan merkez çalışmalarının sayısına öğretmen karar verir. Bazen 3 zeka alanına göre merkez oluşturulurken, bazen 7 merkez oluşturulabilir ve çalışmalar yürütülebilir. Öğretmen bu merkezleri belirlerken; konunun özelliği, dersin özelliği, sınıfın fiziki şartları ve öğrenci sayısı gibi değişkenleri dikkate almalıdır.

Model 3

            Öğretmenler sınıflarda yaptıkları merkez çalışmalarına haftada bir kez yer verebilir. Diğer derslerde konu anlatımına öğretmen farklı etkinliklerle devam eder, haftada bir kez konu merkez çalışması modeliyle işlenir.

Model 4

            Model 4’ te öğretmen sınıfında her hafta bir zeka bölümüne yönelik etkinlikler uygular. Bir hafta konuların anlatım sürecinde yoğunlukla görsel zeka etkinliklerine ve bu zeka bölümü ile ilgili ödevlere yer verilir. Bir başka hafta da Matematiksel zeka çalışmaları sınıflarda yoğun olarak işlenir. Model 4’ü uygulamanın avantajları da dezavantajları da vardır. Öğrenciler aynı tür etkinliklerden sıkılabilirler. 6-7 haftada bir zeka bölümüne ancak sıra gelebilir.

ÇZK’da Sınıf Ortamı Geçici Etkinlik Merkezi

            Bu merkezler gerektiğinde öğretmen tarafından çabucak bir şekilde oluşturulabilecek sınıftaki geçici etkinlik alanlarıdır. Bu tür merkezler, basit olarak, her biri belli bir zeka alanını temsil eden sekiz masanın sınıfın farklı bölümlerine dağıtılması ile oluşturulabilir. Her masanın üzerine öğrencilerin söz konusu zeka alanına ilişkin kullanabilecekleri çeşitli materyaller yerleştirilir. Öğrencilerin birlikte bu materyallerle çalışmaları sağlanır ve ders sonunda yaptıkları çalışmalar sınıfa sunulur.

Kalıcı Etkinlik Merkezi

            Kalıcı etkinlik merkezleri genellikle bir yıl boyu süren sınıf içindeki kalıcı bölgelerdir. Çeşitli materyallerle donatılmış her merkez, yıl boyu değiştirilmeden sınıfın belli bir bölümünde sabit olarak yer alır. İşlenen temaya ilişkin alt konular aylık veya haftalık olarak farklılaştıkça da, öğrencilerin bu merkezlerde gerçekleştirdikleri aktiviteler de değişmektedir. Özellikle model 2 uygulanacaksa kalıcı etkinlik merkezlerine ihtiyaç vardır.

Çoklu Zekalar Birlikte Nasıl Çalışırlar ?

            İnsanlardaki zeka gelişimi üzerinde en önemli belirleyiciler kalıtım, aile, kültür, ilk yaşam tecrübeleri ve eğitimdir. (Yavuz, 2003:17) Demekki; anne-baba, öğretmen, çevredeki diğer insanlar ve nesneler açısından kimimiz şanslı, kimimiz de şanssız sayılabiliriz. Şanssızlığa yol açacak birer anne-baba, öğretmen olmamak ise bizim elimizde.

            İnsanlar bir veya birden fazla zeka bölümüne sahiptirler. Nadiren istisna insanlarda zekaların hemen hepsi aynı derecede aktiftir ve gelişmiştir. (Yavuz, 2003:17) Örneğin, bazılarımızda bedensel-içsel zekalar baskınken, bazılarımızda, sosyal-sözel-müziksel zekalar baskın olabilir.

            Yaşamda hiçbir aktivite yoktur ki tek bir zeka bölümü içersin. Yaptığımız çok basit işlerde bile farklı zeka bölümlerini kullanırız. Örneğin bir insana yol tarif ederken, sözel anlatımınız ve çizgilerinizle ya da hareketlerinizle yolu tarif edersiniz.

            Bir futbolcu, hem Görsel-Mekansal hem de Kinestetik-Bedensel zekasını etkili bir biçimde kullanır.(Yavuz, 2003:18) Bunları üst düzeyde kullanırken başka zeka alanlarını da ekleyen futbolcular daha da başarılı olabilirler. Ülkemizde Rıdvan Dilmen  Matematiksel Zekasını, Cüneyt Tanman Sosyal zekasını etkin biçimde bunlara ekleyen futbolculara  örnek olarak gösterilebilirler.

            Sözel  Zekası güçlü bir insan, Bedensel ve Sosyal Zekasını da etkili bir biçimde kullandığında başarılı bir stand-up’çı olabilir.

Çoklu Zekâ İle Ders Planlama

            Çoklu zekâ kuramının sınıf uygulamaları konusunda pek çok çalışma yapılmış ancak bunların  içinde en doğrusunu belirlemek mümkün değildir.Çünkü her sınıftaki öğrencilerin düzeyleri ilgileri eğitim ihtiyaçları imkanları ve dersleri farklıdır.Bu yüzden de farklı etkinlikler planlanması gerekmektedir.              

            Çoklu zekâ kuramına dayalı olarak ders planı hazırlanırken aşağıdaki kurallara uyulmalıdır(Kaptan , 1999: 94 ):

Özel hedef ya da konunun belirlenmesi: Bu aşamada yıllık ya da bireysel öğretim planlarında olduğu gibi eğitim programı için hedef belirleme söz konusudur. Hedefin açık anlaşılır ve net olması gerekir.

Anahtar  çoklu zekâ sorularının sorulması: Hedefi gerçekleştirmek üzere zekâ türlerinin nasıl kullanılabileceğini belirlemek için her bir zekâ ile ilgili sorular sorulur.Bunun için Çoklu Zekâ Planlama Sorularını gösteren Şekil 1 ‘den yararlanılabilir.

Olasılıkların düşünülmesi: Şekil 1’de Örnekleri verilen sorular dikkate alınarak sınıfta hangi yöntem, teknik ve öğretim materyallerin kullanılacağı tasarlanır.

Beyin fırtınası: Çoklu Zekâ Planlama sayfaları kullanılarak her bir zekâ için kullanılabilecek öğretim yaklaşımları beyin fırtınası kuralınca akla gelen her şey yazılarak listelenir. Her bir zekâ için 20-30 fikir bulunmaya çalışılır. Öğretmenlerin yapacağı grup çalışmaları daha güdüleyici olabilir.

Uygun etkinliklerin seçilmesi: Planlama sayfası tamamlandığında eğitim hedefine uygun yaklaşımlar daire içine alınarak seçilir.Tamamlanmış bir Çoklu Zekâ Planlama Sayfası Şekil 2 görülmektedir.

Aşamalı-sıralı ders planının hazırlanması: Seçilen yaklaşımlar kullanılarak hedefle ilgili ders ya da ünite planı düzenlenir. Planlama 1-2 haftalık yapılabilir.

Planın uygulanması: Gerekli materyaller hazırlandıktan sonra plan uygulanır.Uygulama sırasında olabilecek değişikliklere göre gerekli düzeltmeler yapılabilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

   

Uzamsal

Görsel şekilleri hayal etmeyi, renk, resim ve benzetmeleri nasıl kullanabilirim?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çoklu Zekâ Kuramı Çoklu Zekâ Plânlama Soruları

(Kaptan, 1999:95)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 2:Tamamlanmış Çoklu Zekâ Planlama Sayfası

(Kaptan, 1999:96)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Örnek Ders Planı: (Kaptan, 1999:98)

Ders/ünite ürünleri : Fen bilgisi – Fotosentez

Hedef : Fotosentez sürecini öğrenmek.

Beklenen öğrenci ürünleri :Öğrenciler fotosentez sürecini görsel, mantıksal, dilsel ya da müziksel olarak açıklayabilecek ve dönüşüm kuramı ile ilişkilendirebilecek

ve kendi yaşamlarına aktarabilecekler.

Kaynak ve materyaller : Fotosentez sürecini açıklayan poster ve tablolar, değişik müzik bantları veya CD’ler, kaset/CD çalar, sulu boya malzemeleri, fen bilgisi ders kitapları .

Öğrenme Etkinlikleri :

 

     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çoklu Zekâ Teorisine Dayalı Öğretim Stratejileri Ve Özellikleri  

Tablo 2: Çoklu Zekâ Teorisine Dayalı Öğretim Stratejileri ve Özellikleri   ( Özden, 2003:124)

 

 

 

Zekâ Alanı

Öğretim Yöntemleri

Yöntemin Özellikleri

SÖZEL ZEKÂ ALANI

Öyküleme

Çeşitli kavramlar veya fikirler hikayeleştirilir. Sadece   sözel  derslerde  değil,   matematik  ve  fen derslerinde de kullanılır.                                                              Önemli    olan,    derste    verilecek    ana    fikir    ve kavramların  hikayede  ilgi  çekici  bir  biçimde  yer almasıdır.

Beyin Fırtınası

Sözel düşünceler üretilir.                                                                                                             Herhangi bir konu ya da olaya uygulanabilir.                                     

Tüm fikirlerin ortaya konmasına fırsat verilmelidir. Ortaya    atılan    fikirler    asla    kötü    bir    şekilde eleştirilmemelidir.                                                                  Bütün öğrencilerin fikirlerini değerli görmek gerekir.

Ses Kaydetme

Öğrencilerin kendi sözel dil potansiyellerim tanıma fırsatı verir. Belirli bir konu hakkındaki fikirlerin kaydedilmesini sağlar.

Günlük Tutma

Öğrenciler belli bir konu alanına Özgü notlar alırlar. Genel ve açık uçlu da olabilirler.

Yayımlama

Öğrencilerin    yazdıklarını    yayınlamalarına    fırsat verilmelidir.

MANTIKSAL ZEKÂ ALANI

Ölçme ve Hesaplama Yapma

Fen   ve   matematik   dersleri   dışında   da   sayılar kullanılmalıdır.                                                                                     Böylece öğrenciler matematiğin hayatın her alanında gerekli olduğunu kavrarlar

Sokratik Sorgulama

Hayatın   işleyişine   yönelik  bir   takım  varsayımlar oluşturulur.                                                                 Bu stratejinin amacı öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini kazanmalarını sağlamaktır.

Sınıflandırma

Öğrencilerin analiz ve sentez becerisi kazanmalarını sağlar.                                                                  Belirli durumları mantıksal bir çerçevede sunmayı sağlar.

Ayrıştırma

İki veya daha fazla maddenin, fikrin veya olayın birbirinden nasıl veya hangi yolla ayrıldığını veya benzeştiğini kavrama becerisi sağlar.

Bilimsel Düşünme

Bilimsel problem çözme sürecini kullanarak sonuca ulaşmayı içerir.

 

GÖRSEL ZEKÂ ALANI

Zihinde Canlandırma

Belirli     kavram    ya    da    olayları     zihinlerinde canlandırmaları sağlanır.                                                                                    Böylece    hatırlamak    istedikleri    şeyi    zihinlerine kaydetmiş, olacaklardır.

Renklendirme

Renkli   kalemlerle   ya   da   tebeşirler   kullanarak öğrencilerin dikkatini çekmeyi sağlayabilir.                                                        Öğrencilerden    de    renkli    kalem    kullanmalarını isteyebilir.

Görsel Metafor

Gözle  görünmeyen  veya  o  anda  ders  ortamında olması  mümkün  olmayan olayları  açıklamak  için kullanılabilir. Öğrenciler konuyu  o konu  ile  ilgili  daha  önceki bilgilen ile ilişkilendirirler.

Zihin Haritaları

Kavramlar arası ilişkileri, etkileşimleri görmemizi sağlar.                                          Belli bir konuya ilişkin olarak, öğrenciler tarafından  geliştirilen ilişkilerin zihinsel modelleridir.

Grafiksel Semboller

  • Öğretilen  kavramların  grafik veya  sembollerle gösterilmesidir.                                                                                    •   Bilgileri  ve  sayısal  verileri  görselleştirdiğinde n onların anlaşılmasını kolaylaştırır.

MÜZİKSEL ZEKÂ ALANI

Ritimler, Melodiler, Şarkılar

  • Öğretmen sunuşu  sırasında  bir  ana  fikri  veya önemli bir noktayı ritimlerle vurgulayabilir.                                            •  Bazı konuları müziksel formata dönüştürebilir.

Dinleti

  • İşleyeceği konuyla ilgili olarak birtakım müzik ya da     şarkıları     sınıf     ortamında     öğrencilere dinletebilir.

Hafıza Müziği

  • Öğrenmeyi  arttırmak  için önerilen klasik veya barok türü parçalan öğrencilere dinletebilir.

Müziksel Ton

  • Bir takım kavramları anlatırken müziksel bir ses tonu kullanabilir.

Duygusal Müzik

  • Öğrencileri belirli bir konuya motive etmek ya da onları rahatlatmak için müziği kullanabilir.

Bedensel Tepkiler

  • Öğrencilerden      kendilerini      ifade      ederken bedenlerini kullanmalarını isteyebilir.

Sınıf Tiyatrosu

  • Öğretilen konuyla ilgili doğaçlamalar yapılabilir.                                 •   Böylece öğrenciler kendi duygu ve düşüncelerini  başka bir kimliğe bürünerek- ifade etme fırsatı bulur.

BEDENSEL ZEKÂ ALANI

Bedensel Tepkiler

• Öğrencilerden Kendilerini ifade ederken bedenlerini  kullanmalarını isteyebilir.

Sınıf Tiyatrosu

• Öğretilen Konuyla ilgili doğaçlamalar yapılabilir.                               • Böylece öğrenciler kendi duygu ve düşüncelerini başka bir kimliği bürünerek ifade etme fırsatı bulur.

Kinestik Kavramlar

  • Öğrencilere       belirli       kavramları       bedensel hareketlerle buldurmayı amaç edinir.                                       
  • Öğrenciler   jest    ve    mimikleriyle    bir    bilgiyi başkalarına aktarmaya çalışırlar.

El Becerileri

  • El     becerilerini    geliştirecekleri     projeler    ve modeller verilmelidir.

Bir referans kaynağı olarak beden

  • İnsan bedeninin bir araç gibi kullanımını içerir.                                  •   Öğrenciler   bedenlerini,    öğrenmek   için   birer kavram ya da harfmiş gibi kullanırlar.

SOSYAL ZEKÂ ALANI

Fikir Paylaşma Çiftleri

  • Öğrenciler ikili gruplar halinde fikirlerini paylaşır                             

 •  Öğrenciler   kendi   fikirleri   hakkında   konuşma fırsatı bulurken, diğerlerinin fikirlerini dinlemeyi öğrenir.

Eşli Okumak

  • Bir metni sırasıyla okurlar.                                                                                                       •  Öğrenciler temel okuma alışkanlıkları kazanır.                                             Öğrenciler eşli okumada yükümlü oldukları bir takım görevleri de yerine getirirler.

Proje Çalışması

• Somut bir ürüne ulaşmak için bireysel ya da grup olarak bir görev üzerinde çalışmaktır.                                       

 •  Öğrencilerin sorumluluk duygusu gelişir  ve başkalarıyla çalışmayı öğrenirler.

İşbirlikçi Öğrenme

  • Öğrenciler küçük gruplarla birlikte çalışırlar.                                  
  • Öğrenci sayısı 2-4 arasındadır.                                   
  • Her öğrencinin etkili bir şekilde verilen görevde pay alması söz konusudur.                                                                
  • Grupta   herkes   birbirinin  alışmasından sorumludur.

Simülasyonlar

  • Bir grup öğrencinin bir olayı canlandırmasıdır.

İÇSEL ZEKÂ ALANI

Bîr Dakikalık Yansıma Periyotları

  • Öğrencilere işlenen konuyu sindirmeleri için sık sık ara vermek gerekir. Bu aralar, öğrencilerin öğrenme süresinde uyanık kalmalarını, zihinlerini dinlendirmelerini ve bir sonraki aktiviteye hazırlanmalarını sağlar.

Seçenek Zamanı

  • Öğrencilerin kendi öğrenme yaşantıları hakkında karar     vermelerine      fırsat     vermek,      kendi öğrenmelerinden sorumlu olmalarını sağlamaktır.                                                               
  • Öğrencilere     belli     bir     konuya     ilişkin     ne islediklerini sormaktır.

Konuşmak veya Geçiniz Demek

  • Her öğrencinin konulmasını sağlamayı amaçlar.                         
  • Belli   bir   konu   üzerinde   sırayla   öğrencilerin konuşmayı tercih etmeleri ya da "geçiniz" diyerek konuşma sıralarını vermelerini içerir.                                                                    •   Öğrencilerin kendilerini kontrol etme ve yönetme becerilerini geliştirir.

Duygusal Anlar Yaratmak

  • Öğretmen sınıfta kızmak, gülmek, heyecanlanmak gibi duyguların yaşanmasına ortam hazırlar.                                        
  • Bunun   için   önce   kendisi    böyle   bir    model olmalıdır.

Sonuç Cümlesi Yazma

  • Öğrencinin, belli bir konunun bitiminden sonra geçirdiği     kişisel   deneyimin     kendine     olan yansımasını belirtmesini İstemektir.                                                                        •   Öğrenciler,    böylelikle,    öğrendikleri    bilgilerin kendileri    için    ne    anlama    geldiğini    bulmuş olacaktır.

DOĞACI ZEKÂ ALANI

Doğa Yürüyüşleri

  • Öğrencilere,    birtakım    olayları    kendi    doğal ortamlarında görme fırsatı sunar.  •   Öğrencilerin öğrenmelerini pekiştirir.

 

Alan Gezileri

  • Öğrenme amaçlı gezilerdir.                                                    
  • Gezi sırasında iyi gözlem yapmak ve elde edilen deneyimleri raporlaştırmak önemlidir.

Sınıftaki Öğrenme Penceresi

  • Öğrencilerin   sınıf   dışına   odaklanan   ilgilerini tekrar kazanmak için doğal ortamlarla ilgili bir takım projeler verilebilir.

Sınıftaki Bitkiler ve Hayvanlar

  • Sınıf içerisinde bitki ve hayvan yetiştirilebilir.                                                                                      •  Öğrenciler,     böylelikle  canlı   bir  varlığın sorumluluğunu üstlenme deneyimi yaşama fırsatı bulmuş olurlar.

Ekolojik Çalışmalar

  • Öğrencilerde çevre bilinci oluşturmayı amaçlar.                            
  • Sınıfta işlenen her konunun, dünyanın ekolojik yapısı İle ilişkilendirilmesi gerekir.

 

 

Çoklu Zekâ Kuramına Dayalı Ölçme ve Değerlendirme

            Çoklu zekâ kuramına dayalı değerlendirme felsefesi otantik bir değerlendirme anlayışını temel alır. Çünkü, otantik değerlendirme, öğrenci öğrenmesi hakkında çoktan seçmeli doğru-yanlış veya boşluk doldurma türündeki testlere oranla daha çok daha gerçekçi bilgiler sunmaktadır. Örneğin, her öğrenci için bir portföy tutmak, öğrencilerin belli bir zaman dilimi içindeki gelişimi hakkında standart testlere oranla daha gerçekçi ve geçerli bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, otantik  değerlendirme durumsaldır; yani öğrencilerin gerçek hayat uygulamalarına yakın durumlardaki performanslarına ilişkin bilgileri elde edilmesini sağlar.

            Çoklu zekâ kuramı açısından öğrenci değerlendirmesi sürekli ve otantik olmalıdır. Çünkü, otantik değerlendirme bir çok ölçme araç ve yöntemini kapsar. Otantik değerlendirmenin en önemli parçası, öğretmenin öğrencilerin performanslarına ilişkin sınıfta yaptığı gözlemleri ve öğrenci ürünlerini belgelendirerek dosyalamasıdır.

            İçinde bulunduğumuz klasik eğitim sistemi içinde izleme ve erişi testleri öğrenmeyi değerlendirme için yeterli görülüyordu. Yazılı sınavlar ve çoktan seçmeli testler kullanılarak değerlendirme süreci tamamlanıyordu. Bu tür değerlendirme ise sözel/dilsel ve matematiksel/mantıksal zekayı ölçmekten başka bir işe yaramayacaktır.(Kıldan

            Araştırmacılar aslında çocukların yeteneklerinin sınırını hiçbir zaman bilemeyeceğimizi ve test sonuçlarına çok fazla güvenmenin bu nedenle doğru olmayacağını savunmaktadırlar. Çünkü onlara göre testler bütünün ancak küçük bir parçasını verebilirler.

            ÇZK’ıyla ünite sonlarında yapılan, bilinen ölçme ve değerlendirmeden daha geniş kapsamlı anlamanın gösterilmesine doğru bir değişiklik olacaktır. Yani öğretmenler tüm öğrenme-öğretme süresi boyunca öğrencilerini gözlemleyip değerlendirebilme şansı bulacaklardır.

            Gardner ve Hatch’e göre performans temelli araçların tüm zeka alanlarını kusursuz olarak ölçmeleri için geliştirilmeye ihtiyaçları vardır. Örneğin; kişinin kinestetik yeteneğini içeren bir kavramın testi, kalem kağıtla yapılacak bir test olmamalıdır. Aksine fiziksel bir iş olmalıdır.

            ÇZK’ıyla değerlendirmenin yollarından bir tanesi çocukları gözlemektir. Çünkü dil bilimsel zekaları gelişmiş olan öğrenciler konuşurken, görsel-uzamsal zekaları gelişmiş öğrenciler çizerken ya da hayal kurarken, kişiler arası zekaları gelişmiş öğrenciler diğerleriyle tartışırken, bedensel zekaları gelişmiş öğrenciler koşarken görülecektir. Diğer bir metot ise öğrencilerin serbest zamanlarda neler yaptığını gözlemektir. Yapılan bu gözlemlerle öğrencilerin nasıl daha etkili öğrendikleri kestirilebilecektir. Bu tür gözlemlerin yanı sıra tüm zeka alanlarının özelliklerini içeren bir çek listesi hazırlanabilir. Öğrencilerin yaptıkları işler kayda alınıp, yaptığı resimlerin fotoğrafları çekilerek, şarkı söylerken sesi kaydedilerek dokümanlar toplanabilir. Okul raporlarına bakılarak değişik derslerde aldığı notlar incelenerek nasıl bir öğrenci olduğu kestirilebilir.

            Ayrıca ÇZK ile yapılacak değerlendirmede kayıt defteri tutulabilir. Her ünitede bu defter tutularak derslerin durumunu, öğretmenin herhangi bir zeka alanını göz ardı edip etmediği anlaşılabilir. Bu defterde her zekayı kullanan öğrenci sayısı işaretlenebilir ve yorum kısmına bazı kısa gözlemler kaydedilebilir.

Öğretmen ve öğrenci ürünlerini belgelemek için şu yollardan yararlanılabilir (Bümen, 2002:94-95 , Saban, 2002:99-99 , Demirel, 2000:167-168 ):

1-  Anekdot kayıtları: Öğretmen, sınıftaki her öğrenciye ait bir bölümün yer aldığı bir günlük tutarak bu günlüğe her öğrencinin akademik ve akademik olmayan başarılarını, öğrencinin materyallerle ve akranları ile olan ilişkilerini etkileşimlerini veya diğer önemli gördüğü bilgileri kaydedebilir.

2-  Çalışma örnekleri: Öğretmen sınıftaki her öğrenci için bir dosya hazırlayarak bu dosyada öğrencilerin çeşitli çalışmalarını saklayabilir. Eğer öğrenci kendi çalışmasının orijinal halini kendine saklamak isterse öğretmen bu çalışmanı bir fotokopisini alabilir.

3- Ses kasetleri: Öğretmen ses kasetlerini kullanarak öğrencilerin okuma becerilerini hikayelerini, görüşlerini ve diğer sözel beceriye dayalı örnekleri kaydedebilir ve bu kasetleri öğrencilerin dosyalarında birer belge olarak saklayabilir.

4- Videolar: Öğretmen, saklanması mümkün olmayan çeşitli olayları, projeleri veya modelleri bir kamera ile görüntüleyebilir.

5- Öğrenci kayıt kartları ve günlükleri: Bazen öğrencilerin kendi akademik gelişimlerini kaydettikleri kartlar veya öğrendikleri konulara ilişkin kişisel tepkileri ve değerlendirmeleri içeren günlükler birer belgelendirme aracı olarak kullanılabilir.

6- İnformal test sonuçları: Öğretmen, öğrencilerin bazı standart testleri bireysel olarak cevaplandırmalarını isteyebilir. Burada önemli olan nokta öğrencilerin testleri cevaplayabilmek için zaman açısından bireysel hızları bakımından yeterli süreye sahip olmalarıdır. Çünkü, bir öğrencinin diğer öğrencilerle her defasında bir yarışa sokulması, bir anlamda bu öğrencinin bireyselliğinin hiçe sayılmasıdır.

7-  Mutlak değerlendirme anlayışına dayalı sınavlar: Bu tür sınavlar belli beceri veya performansın her öğrenci tarafından kazanılıp kazanılmadığını gruba bağlı olmadan ölçmeye çalışır.

8- Öğrenci ile görüşmeler: Öğretmen periyodik olarak her öğrenci ile toplantılar düzenleyerek, öğrencinin öğrenmesi, ilgileri, karşılaştığı zorluklar ve bunlara benzer konularda bilgiler elde edilebilir.

9- Kontrol listeleri: Öğretmen, belli dersler için öğrencilerin kazanmakla yükümlü oldukları becerileri içeren kontrol listeleri hazırlayarak her öğrencinin performansını ve gelişimini kontrol altında tutabilir.

10- Sınıf haritası: Öğretmen sınıfın bir kuş-bakışı haritasını çizerek öğrencilerin ders esnasında sınıfın belli yerlerindeki hareketlerini ve etkileşimlerini gözlemleyebilir.

            Çoklu zekâ kuramı ayrıca öğrenme öğretme sürecine entegre olmuş bir değerlendirme anlayışını temsil eder ve destekler. Bu durumda değerlendirme sadece öğrenme süreci sonunda tek defaya mahsus olarak gerçekleştirilen bir faaliyet değil, öğrenme etkinliğinin her aşamasında devam eden bir süreçtir. Bu nedenle, öğretmenin öğretme sürecinin her aşamasında öğrencilerin karşılaştıkları zorlukları yenmek, düşüncelerini yönlendirmek ve ihtiyaç duydukları yardımı sağlamak için onların çalışmalarını sürekli olarak bir değerlendirmeye tabi tutması kaçınılmazdır.

Çoklu Zekâ Kuramına Dayalı Uygulamalar ve   Öğretimde   Karşılaşılan Güçlükler

              Dünyada ve ülkemizde çoklu zekâ alanında önemli çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar gerek kuramın teorik temelleri üzerinde devam eden akademik çalışmalar ve gerekse  bu çalışmaların sonuçlarından elde edilen verilerin uygulandığı okul uygulamaları olarak devam etmektedir. Çoklu zekâ temelli öğretimin yapılabilmesi özel öğretim ortamları gerektirdiğinden ve bu uygulamaların ekonomik olarak yüksek maliyetlere neden olmasından dolayı ülkemizde bu uygulamalar genel olarak özel ilköğretim okullarıyla sınırlıdır.

            Gelişmiş ülkelerde kuramın gerektirdiği şekilde öğretim etkinliklerinin düzenlenebileceği kurumların sayısı oldukça fazladır. Örneğin, Edinbrugh Miller araştırma öğrenme merkezinde 7-8 yaş grubu öğrencileri için içinde sözcük oyunları, pek çok kitap sözlük ve görsel materyaller bulunan bir dil merkezi hazırlanmıştır. Buna benzer olarak mantıksal-matematiksel zekâ merkezinde deney araçları, legolar, dişli takımları,ve matematik fen ile ilgili araç-gereçler; müziksel zekâ merkezinde teyp, kasetleri, CD’ler öğretmen eşliğinde kullanılacak org, nota kağıtları, basit enstrümanlar; bedensel zekâ merkezinde öğrencilerin müzikle hareket edebilecekleri bir ortamda kuklalar, dramalar için kostümler; sessiz bir köşede öğrencilerin dış ortamdan soyutlanarak yalnız çalışabilmeleri için kulaklıklar; sosyal zekâ merkezinde satranç, mastermind gibi oyunlar, birlikte oynanabilecek oyuncaklar; uzamsal zekâ merkezinde çok renkli kağıt ve kartonlar, boyalar, yapıştırıcı, makas, renkli tebeşir, kil, pamuk, iplik, boncuk gibi malzemeler bulunmaktadır. Bu şekilde merkezlerin hazırlanması zaman ve maddi imkanlar gerektirmektedir( Demirel, 2000,s.161)  

            Ülkemizde de,  öğretim etkinliklerini çoklu zekâ kuramı temelli düzenleyen kurumların (Özel Ceceli Okulları, Çakabey Okuları vb.) kuramın gelişmesine önemli katkıları vardır. Öğretim ortamlarının kuramın gerektirdiği şekillerde düzenlenmesi dışında öğretim materyallerinin geliştirilmesi, kuramın özüne uygun etkinlikleri içeren ders kitaplarının yazılması alanda yapılan önemli çalışmalardır.

            Ülkemizde konu ile ilgili akademik çalışmaların da artışı dikkat çekmektedir. Bu çalışmalar genel olarak kuramın ilköğretimde farklı derslere uygulanmasını içermektedir. Çalışmalar, geleneksel öğretim ekinlikleriyle çoklu zekâ kuramına dayanan öğretim etkinliklerinin verimliliklerinin karşılaştırılmasını içermektedir.

Uygulamada Karşılaşılan Güçlükler

            Öğretmenlerin karşılaştıkları güçlükler: Çoklu zekâ kuramının eğitim alanında uygulanmasında öğretmenlere önemli roller düşmektedir. Öğretmenlerimiz hizmet öncesi ya da hizmet içi eğitim sürecinde kuram hakkında yeterli eğitim almamaktadır. Bu nedenle kuramın öğretim sürecine yansımamasıyla ilgili en önemli gerekçe ülkemizde yeterince tanınmaması ve tanıtılmamasıdır. Pek çok öğretmen çoklu zekâ kuramına dayalı öğretim tekniklerini bilmemektedir. Ayrıca, kuram hangi modelle uygulanırsa uygulansın ekstra zamana ihtiyaç doğmaktadır. Öğretmenlerin yoğun temposu göz önüne alındığında bu durumun olumsuz etkisi kolayca anlaşılabilir. Kuramla ilgili uygulamalarda öğretmenlerin yakındığı temel konulardan birisi de ders içeriklerinin yoğun olmasıdır. Kurama dayalı öğretim etkinliklerinin zengin öğretim materyalleri gerektirmesi ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sınıfta farklı öğretim etkinlikleri arttıkça kuramın özünü anlayamamış öğrencilerin tepkileri ortaya çıkabilir. Ayrıca öğrenci etkinliklerinin değerlendirilmesinde karşılaşılan sorunlar kuramın uygulanmasında önemli sorunlardır (Bümen, 2002:103-105).

Öğrencilerin karşılaştıkları güçlükler : Kurama dayalı öğretim etkinliklerinde öğrencilerin karşılaştığı temel problemlerden biri bu kuramı bilmemeleridir. Mevcut sistemimizde genellikle bireysel öğrenme sorumluluğu, araştırma, inceleme, grupla etkileşimde bulunma, ortaya bir ürün çıkarma çalışmalarına önem verilmediğinden öğrencilerin bu tür çalışmalara yönlendirilmesi de güç olmaktadır (Bümen, 2002:106).

Velilerin karşılaştıkları güçlükler: Öğretmenlerin yeni ya da farklı öğretim etkinlikleri uygulamaya başladığında velilerin kaygı ya da kuşkularıyla da karşılaşabilmektedir. Bu zincir yöneticilere dek uzanabilir. Çocuğunun öğrenip öğrenmediğinden kuşku duyan bir veli en başta öğretmenle iletişim kurmayı düşünecektir (Bümen, 2002,s.108).

 

            İstanbul- Üsküdar Amerikan Lisesi  Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni İlgi CANOĞLU Çoklu Zeka Kuramı ile ilgili olarak yaptığı bir araştırma sonucunda Yahya KEMAL’in öğrencilerin  çoklu zeka alanlarının özelliklerine ve öğrenme stillerine göre  aşağıda belirttiği etkinliklerle tanıtılabileceğini belirtmektedir:

           “Çoklu zeka kuramına göre ders işlemeye örnek olarak alınan Yahya Kemal’in çocukluk ve ilk gençlik yılları verilirken öğrencilerin görsel-sözel-içsel zeka alanlarına hitap edilmiştir.Her alana  esas olan  enstrümanlar  aşağıda verilmiştir:

Görsel-Uzaysal Zeka:

1. Yahya Kemal’in nüfus cüzdanı

2. Akrabası Yaşar Bey’in resmi

3. Yahya Kemal’in çocukluk resmi

4. Yahya Kemal’in gençlik resmi, gösterilerek görsel zeka alanının öğrenme stili olan ‘görerek’ öğrenmeye hitap edilmiştir.

Sözel-Dilsel Zeka:

Yahya Kemal’in çocukluğu, annesinin genç yaşta ölümü ve ilk aşkı anlatılarak sözel zeka alanının  öğrenme stili olan “duyarak”öğrenmeye hitap edilmiştir.

İçsel  Zeka:

Yahya Kemal’in annesi öldükten sonra babasının hemen evlenmesi, Yahya Kemal’in kendini mutsuz ve yalnız hissetmesi; içsel zeka alanının öğrenme stili olan  ‘özdeşleştirme” metoduyla verilmiştir.

 

Yahya Kemal’in eserleri ve eserlerinde ele aldığı temalar işlenirken ise sekiz zeka alanına  da hitap edilmiş ve bu durum aşağıda belirtilmiştir:

Sözel-Dilsel Zeka Alanı :

Söyleyerek, duyarak ve görerek öğrenir.

Ezberleme ve hatırlamada iyidir.

Anlambilim ile ilgilenir.

Anekdotları anlatmayı-dinlemeyi sever.

Hikâyeleştirmeden hoşlanır. Buradan yola çıkarak:

Yahya Kemal’in “Kaybolan Şehir” adlı şiiri  okutularak ve içerik incelemesi yaptırılarak sözel zekanın “söyleyerek, duyarak ve görerek” öğrenme stili çalıştırılmıştır. Sözel zekanın bir başka özelliği olan ezberleme yeteneğinin yüksek olması ve konuşurken- yazarken anekdotlar anlatmayı, hikâyeleştirmeyi sevmesinden hareketle :

Yahya Kemal’e göre, ‘ şiir darası alınmış sözdür’.

 “Bu dil, ağzımda annemin sütüdür.” sözleri verilmiştir[2].

Peyami Safa’nın  Yahya Kemal için yaptığı eleştiri anekdotu anlatılarak sözel zeka alanına hitap edilmiştir.

Yahya Kemal şiirinin aksayan yönleri verilirken :

“O şafak vaktinin Cihangir’i “

dizedeki arka arkaya gelen” –fak vak- “ heceleri yüzünden bir “ördek vaklaması” sesi duyulduğu söylenmiştir[3]. Bu örnekle sözel-dilsel zeka alanının dil yanlışları konusundaki ilgisine dikkat çekilmiştir.

Mantıksal-Matematiksel Zeka:

Gruplayarak,sıralayarak öğrenir.

Neden-sonuç ilişkisi kurar.

Yahya Kemal’in mısralar içinde ünlü ve ünsüz uyumuna önem vermesi ve bunun:

“Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu,

Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu”

beytinde:

Kalın ünlüler

Ünsüzler

a-9,  ı-9, o- 2, u-6

ş-3, s-2, l-5

 

 

 

Şeklinde verilmesiyle matematiksel-mantıksal zeka alanının  gruplayarak öğrenme metodu uygulanmıştır.

Yahya Kemal’in şiirlerinde ele aldığı temalar sınıflandırılarak, matematiksel- mantıksal zeka alanının dikkati çekilmiştir.

Öğrencilerin neden-sonuç ilişkisi kurarak yanıtlayacakları sorular sorularak aynı zeka alanının öğrenme stiline hitap edilmiştir.

Görsel-Uzaysal zeka:

Görselleştirme, hayal kurma yoluyla öğrenir. Renk, şekil ve çizgilere duyarlıdır.

Yahya Kemal’în resimleri

Yahya Kemal’in karikatürü

Eski İstanbul resimleri

‘Sessiz Gemi’ şiirinde yansıtılan deniz ve gemi resimleri

‘Hayal Şehir’ şiirinde gurup vakti İstanbul resimleri gösterilmiştir. Böylece görsel-uzaysal zeka alanının, görerek öğrenme stiline hitap edilmiştir.

Müziksel-Ritmik zeka:

Ritm, melodi ve müzikle öğrenir.Seslere duyarlıdır.

Yahya Kemal’le yapılan bir röportaj kaseti dinletilmiştir.

Yahya Kemal’in şiirlerinde ahenk ve aruz üzerinde durulmuştur.

Yahya Kemal’in şiirlerindeki anlam ve ritm uyumu verilmiştir.

 “Sessiz Gemi”şirinin  bestesi, Hümeyra’nın sesinden;

“Rindlerin Akşamı” şiirinin bestesi, Münir Nurettin Selçuk’un sesinden dinletilmiştir. Bu yolla müziksel- ritmik zeka alanının melodi ve müziğe karşı duyarlılığı harekete geçirilerek amaca ulaşılmıştır.

Bedensel-Kinestetik zeka:

Dokunarak, yaparak öğrenir. Beden ve beyin irtibatı iyidir. Onlara göstermek yetmez; ellerine alıp dokunmak isterler.

Sunu programı,

Tepegöz kullandırılmıştır.

Şiirler okunurken dramatize edilmiştir.

Yahya Kemal’in derste işlenen şiirlerinin fotokopileri dağıtılmıştır.

Yakup Kadri; Yahya Kemal için şahane tembel der.[4] Bu bilgiyle bedensel zeka alanı için zıt bir kavram verilerek bu alana hitap edilmiştir.

Sosyal zeka:

Paylaşarak, işbirliği yaparak, karşılaştırarak öğrenir. İnsanların yüz ifadelerine seslere ve mimiklere göre algılama, değerlendirme yetenekleri yüksektir.

Yahya Kemal’in şiirleri okunurken mimik ve tonlama yapılarak anlatılan duygunun bu zeka alanında daha iyi algılanması ve değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir.

Yahya Kemal’i sevenler derneğinden söz edilmiştir.(Bir grup öğrenciye, derneğe gezi organize etme görevi verilebilir.)

İçsel zeka:

Yüksek düzeyde düşünür. Duyarlıdır. Duygularını, düşüncelerini açık ve net bir şekilde dile getirir. Konuları, kendileriyle ilişkilendirmeyi severler.

Yahya Kemal’in, Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’la yaşadığı aşkla ilgili ve Yahya Kemal-Atatürk içerikli sorularla içsel zeka alanına hitap edilmiştir.

Doğacı  zeka:

Keşfetmeyi sever. Araştırma, inceleme, gezi-gözlem yapmaktan hoşlanır. Doğayı içeren konularda çok başarılıdır. Konuşmalarda doğadan örnekler verilmesi ilgilerini çeker. Çevre bilinci yüksektir.

Yahya Kemal’in şiirlerindeki İstanbul işlenirken, eski İstanbul resimleri gösterilmiştir. Bu resimlerdeki İstanbul’la bugünkü İstanbul’un  karşılaştırılması yapılarak doğacı zeka alanının ilgisi çekilmiştir.

 

ÖĞRENCİLERDEN GERİBİLDİRİM ALINMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ

            Çoklu zeka kuramına göre işlenen örnek dersten sonra öğrencilerden bu dersle ilgili;

Beğendikleri

İlgilerini çeken

Öğrenmelerini ve anlamalarını kolaylaştıran

Beğenmedikleri

Sıkıldıkları

Öğrenmelerini ve anlamalarını zorlaştıran

yöntem ve teknikleri sıralamaları istenmiştir.

Öğrencilerden alınan geribildirimde beğenmedikleri, sıkıldıkları, öğrenmelerini ve anlamalarını zorlaştıran bir şey olmadığı saptanmıştır.

            Dersin genelinin ilgilerini çektiğini, sıkılmadıklarını, öğrenmelerini ve anlamalarını kolaylaştıran yöntem ve teknikler sayesinde dersi beğendiklerini ve öğrendiklerini belirtmişlerdir.

 

SONUÇ VE ÖNERİLER

            En geniş anlamda eğitimin amacı, öğrencilerdeki farklı ilgileri, ihtiyaçları ve yetenekleri ortaya çıkarmak ve onları sınıftaki öğrenme-öğretme sürecinin temelleri olarak kullanmaktır. Nitekim, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda  da bireyler “ilgi,istidat ve kabiliyetleri doğrultusunda eğitilmelidir” görüşü vurgulanmaktadır [5].

 

            Bu çalışmada çoklu zeka kuramı doğrultusunda yapılan derslerde şu sonuçlar elde edilmiştir:

            1.Farklı zeka alanları yüksek olan öğrencilerin öğrenme-öğretme süreci başarıyla tamamlanmıştır.

            2.Farklı zeka alanları düşük olan öğrencilerin de öğrenme-öğretme süreci başarıyla tamamlanmıştır.

            3.Gelişmemiş veya az gelişmiş zeka alanları, harekete geçirilerek geliştirilebilir düşüncesinin geçerliliği ortaya konulmuştur.

            4.En önemlisi öğrencilerin tamamının ilgisi çekilmiş ve verilmesi amaçlanan bilgilerin öğretilmesi  sağlanmıştır.

            Çoklu zeka kuramı doğrultusunda yapılacak derslerde; öğretmenin geleneksel öğretme yöntemleri, dersin içeriği, araç-gereçlerin ihtiyacı karşılamaması gibi engellerin aşılmasının zorunlu olduğu düşünülmektedir. Bu olumsuz şartların, olanaklar doğrultusunda iyileştirilmesi önerilmektedir.”

 

KAYNAKÇA

1- Açıkgöz, Ün Kamile ; ( 2002  ). Aktif Öğrenme , Eğitim Dünyası Yayınları,  Ankara

2- Bacanlı, Hasan; ( 1999 ). Sosyal Beceri Eğitimi, Nobel Yay, Ankara.

3- Bacanlı, Hasan; ( 1999 ). Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yay, Ankara.

4- Bloom,Benjamin; ( 1998 ). İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğrenme, M.E.B.Yay,  İstanbul.

5- Bümen, Nilay; ( 2002 ). Okulda Çoklu Zekâ Kuramı, Pegem Yayıncılık,   Ankara. 

6- Demirel, Özcan; ( 2000 ). Planlamadan Uygulamaya Öğretme Sanatı, Pegem Yayıncılık  Ankara.

7- Demirel, Özcan; ( 2002 ). Kuramdan Uygulamaya Eğitimde Program Geliştirme,   Pegem Yayıncılık, Ankara.

8-FİLİZ, Sevil BÜYÜKALAN; (2003). Çoklu Zeka Kuramı, Eğitim ve Denetim Dergisi, Sayı 1, Ankara

9- Kaptan, Fitnat; (2001). İlköğretimde Fen Bilgisi Öğretimi, Milli Eğitim  Bakanlığı Yay, 

10-Kaptan, Fitnat; ( 2001 ). Fen Bilgisi Öğretimi,  Milli Eğitim Bakanlığı Yay,  Ankara. 

11-Kıldan, A.Oğuzhan; 2004,Çoklu Zeka Kuramı Ve Sınıflarda Uygulanması, Eğitim ve     Toplam Kalite Yönetimi Bülteni, Kastamonu M.E.M.

12- Korkmaz, Hünkar; ( 1999 ).  Çoklu Zeka Kuramı Tabanlı Etkin Öğrenme Yaklaşımının Öğrenci Başarısına ve Tutumuna Etkisi, Eğitim ve Bilim Dergisi  71-78 , Ankara. 

13- Özden, Yüksel;  ( 2003 ). Öğrenme ve Öğretme,  Pegem Yayıncılık, Ankara. 

14- Saban, Ahmet;  ( 2002  ). Çoklu Zekâ Teorisi ve Eğitimi, Nobel Yay,  Ankara.

15- Saban, Ahmet;  ( 2002 ).  Öğrenme Öğretme Süreci,  Nobel Yay,  Ankara. 

16-Selçuk Ziya, Kayılı Hüseyin, Oukt Levent; (2003). Çoklu Zeka Uygulamaları, Nobel Yay,  Ankara. 

17- Talu, Nilay;  ( 1999 ). Çoklu Zekâ Kuramı ve Eğitime Yansımaları, Hacettepe Üniversitesi    Eğitim Fak.Der 15,164-172, Ankara.

18-Yavuz, Kudret Eren; (2003). Eğitim Öğretimde Çoklu Zeka Teorisi ve Uygulamaları, Ceceli            Yayınları, Ankara

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DERS PLANI ÖRNEKLERİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NOT: Plan Devrekani İlçesinde 8-9 Ocak 22005 tarihlerinde yapılan Çoklu Zeka Semineri esnasında grup çalışması ile yapılmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYGUNDUR. ......../ ....... / 2003

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

OKUL MÜDÜRÜ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DERS  ÖĞRETMENİ

 

NOT: Plan Devrekani İlçesinde 8-9 Ocak 22005 tarihlerinde yapılan Çoklu Zeka Semineri esnasında grup çalışması ile yapılmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYGUNDUR. ......../ ....... / 2003

 

OKUL MÜDÜRÜ

 

NOT: Plan Devrekani İlçesinde 8-9 Ocak 22005 tarihlerinde yapılan Çoklu Zeka Semineri esnasında grup çalışması ile yapılmıştır.

 

DERS  ÖĞRETMENİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NOT: Plan Devrekani İlçesinde 8-9 Ocak 22005 tarihlerinde yapılan Çoklu Zeka Semineri esnasında grup çalışması ile yapılmıştır.

 

DERS  ÖĞRETMENİ

 

UYGUNDUR.09/ 01 / 2005

 

OKUL MÜDÜRÜ

 

 

 

 

 

KAYNAK : Selçuk Ziya, Kayılı Hüseyin, Okut Levent, Çoklu Zeka Uygulamaları, Nobel Yayınları, Ankara, 2003

 

 

KAYNAK : Selçuk Ziya, Kayılı Hüseyin, Okut Levent, Çoklu Zeka Uygulamaları, Nobel Yayınları, Ankara, 2003

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAK : Selçuk Ziya, Kayılı Hüseyin, Okut Levent, Çoklu Zeka Uygulamaları, Nobel Yayınları, Ankara, 2003

Yorumlar

  • Yunus Kalınsazlıoğlu

    Harika bir yazı çok faydalı müsadenizle kullanmak istiyorum

Yorum Bırakın