DRAMA TÜRLERİ
Psikodrama
Psikodrama Jakop Levy Monero’nun ilk kez Viyana’da anneleri ya da bakıcılarıyla parklara gelen çocukları izlerken onların bu alanda bir öğretmene ihtiyaç duyduğunu belirlemesi ve çevresine toplanan çocuklara şaşırtıcı ve düş gücünü yakalayan masallar anlatmasıyla kavram olarak ortaya çıkmıştır.
Monero çocukların birbirlerine olan düşmanca kıskançça duygularından bu öyküler ve hayallerini doğal olarak oynayarak kurtulduklarını görür ve dramanın bir terapi olduğuna karar vererek (Teather Of Spentanity) ‘Doğallığın Tiyatrosu’ adını verdiği tiyatrosunu kurar ve bu tiyatro Psikodrama Tiyatrosuna öncülük eder.
Psikodrama kişilik, kişiler arası ilişki, çatışma ve duygu sorunlarının özel dramatik yöntemlerle keşfedildiği bir grup yöntemidir. İnsanların çoğu yaşamları boyunca bir şey söylüyor, başka bir şey düşünüyor, üçüncü bir şeyi hissediyor ve sonuçta bu üçüyle de ilişkisi olmayan bir şey yapıyor. Bunun sonucu insan ruhu hırpalanıyor, stres ve parçalanmaya geliyor. Psikodramanın amacı insanların söz düşünce ve davranışlarında tutarlı olmalarına yardımcı olmaktır. Bir başka amacı da kendimize ve başkalarına karşı açık ve tutarlı olmayı kolaylaştırmaktır.
Psikodramanın en önemli amaçlarından biri de bireylerde katarsis elde etme ve içgörü kazanmaları yoluyla psikolojik gelişimlerinin sağlanması ve böylece tedavi edilmeleridir. Psikodramanın, bir terapi tekniği olarak uzman kişilerce, özellikle bu konuda eğitim almış psikologlar tarafından uygulanması gerekir.
Eğitici Drama
Pedagojik drama olarak da adlandırılır. Çocuğun hemen her konuda eğitiminde kullanılan bir tekniktir. Bu nedenle diğer iki drama türünü de belirli oranlarda içine alır. Çünkü eğitici drama, çocuğun psikolojik yapı ve psikolojik yaşantılar konusunda bilinçlenmesini de, özel bir yetenek olarak yaratıcılığı kazanmasını da amaçlar. Eğitici drama ile yaratıcı drama arasındaki en önemli fark, eğitici dramanın amacının oyun yaratmak olmaması ve çocukların konuya eğitim amaçlı olarak katılmalarıdır.(6)
Yaratıcı Drama
Çocukların yaratıcılık özelliğini geliştirmek ve oyun yoluyla düş güçlerini harekete geçirmek için çocuklarla yapılan drama etkinliklerine yaratıcı drama denir.
Çocuklar da yetişkinlerin yaşadığı dünyada yaşamaktadırlar ve onların da yetişkinler gibi duyguları, düşünceleri ve tarzları vardır. Bunların oluşumunda hiç kuşkusuz çevresindeki yetişkinleri örnek alırlar. Oysa çocukların yetişkinleri örnek almasından çok yaşam konusunda deneyime ihtiyaçları vardır. İşte bu noktada çocukların en çok yaptıkları şey, oyun, çok önemli bir yere sahiptir. Çocuklar yaşama dair birçok şeyi oyun oynarken öğrenirler ve bu öğrenmeler yaparak-yaşayarak olduğu için de son derece etkili ve kalıcı olmaktadır.
Araştırmacı Arthur T. Jershild, çocukların oyun sırasında oyunlar aracılığıyla kendi güçlerini sınadıklarını, atılıma giriştiklerini, kendi çizdikleri sınırlar içinde rekabet ettiklerini, oyunda kaybetseler bile bunu kabullendiklerini, bu nedenle oyunların toplumsallaşma sürecinde önemli etmen olduğunu vurgulamaktadır.
Yaratıcı drama, oyunlar kurarak çocuğa yaşantılar yoluyla yeni durumlara ve olaylara sağlıklı tepki vermesi ya da uyum sağlaması konusunda yardım etme sürecidir. Bu bakımdan yaratıcı drama çocuğun oyunlar yoluyla edindiği yaşama dair deneyimlerin doğru ve yerinde deneyimler olması için kontrol altında, önceden tasarlanmış ve bu konuda deneyimli kişiler tarafından yönlendirilerek yapılan bir etkinlik olmalıdır.
Çocuklar, gençler ya da yetişkinlerle yapılan dramanın klasik sınıflandırılmasında ısınma ve rahatlama, rol oynama ve pandomim, oluşum ve değerlendirme aşamaları yer alır.
- a) Isınma ve Rahatlama : Bedensel ısınma hareketleri vücudun en üst eklem yeri olan boyundan başlar, sırayla omuz, bel, bacak ve ayak eklemleriyle son bulur. Bu eklem yerlerinin sağa-sola veya öne arkaya eşit sayıda hareketle ısınması sağlanır. Bu hareketler esnasında aynı bölgelerdeki kaslar da çalıştırılır ve ısınması sağlanır. Rahatlama hareketleri de yine aynı sırayla baş bölgesindeki gerginlik noktalarından başlar ve ayak ucunda son bulur. Bu gerginlik noktaları sırasıyla; yanak kasları ve dudaklar, sırt kasları, kol altı kasları, kalçalar, uyluk, bacak arka kasları, ayak tarak kemiğidir. Bu noktalardaki kaslar çalıştırılıp gerilir ve bırakılır. Bu noktalardaki gerginliğin yavaş yavaş el ve ayak parmaklarından çıktığı hissedilir.
- b) Rol Oynama : Katılımcılar kendi aralarında yaptıkları işbölümüyle doğaçlamayı gerçekleştirirler ve oynarlar.
- c) Pandomim : Anlatımın mimik, jest ve hareketlerle yapıldığı diyalog ve monoloğun olmadığı anlatım biçimidir. Birey rolünü pandomimle yapar.
- d) Oluşum ve Değerlendirme : Grup etkinliği gerçekleştirdikten sonra kendi kendine değerlendirme yapar. Grup lideri bu aşamada katılımcıları soru sorarak yönlendirir ve onların oyun ve yaşantı esnasında neler hissettiklerini ifade etmelerini sağlar.
Bu aşamalar sırasında çocuk ve gençler yaşantı zenginliği kazanarak deneyim yoluyla değişik duyguları yaşar, hisseder. Böylece çocuk ve gençler oyun oynarken yeni yaşantılar yaşar, sonucunda grup olarak değerlendirme yapar ve yaşama dair deneyim kazanır.
Dramanın ana unsurları; drama lideri, drama grubu, materyaller ve uygun ortam olarak sıralanabilir.
- a) Drama Lideri : Grubun yapacağı drama etkinliğini önceden planlayan, grup bireylerinin fiziksel ve psikolojik olarak etkinliğe ısınmasını sağlar, grubu yönetir ve yönlendirir.
- b) Drama Grubu : Etkinliğe katılmaya istekli bireylerden oluşur.
- c) Materyaller : Etkinlik yapılırken kullanılan oyuncak, top, yastık vb.
- d) Uygun ortam : Drama etkinliğinin yapılabilmesi için vücut hareketlerinin rahat ve sağlıklı bir şekilde yapılmasına elverişli, dış dünyanın gürültüsünden yalıtılmış, kapalı ortamlar daha uygun ortamlardır. Drama etkinliği planlanırken etkinliğin yapılacağı ortam dikkate alınmalıdır.
Eğitimde Dramanın Uygulama Basamakları
Dramada birbirinden biçim olarak farklılaşan ve her çalışmada bütün olarak
alan üç aşama vardır. Bunlar;
- Isınma ve rahatlama çalışmaları.
- Oynama.
- Rahatlama ve değerlendirme çalışmalarıdır.
1. Isınma ve Rahatlama Çalışmaları
Bir drama atölyesinde ilk olarak yer verilen çalışmalardır.. Bu çalışmalarda grubu oluşturan bireylerin birbirleriyle bütünleşmesine yönelik alıştırmalara yer alır. Katılımcılar, birbirleriyle tanışır ve etkileşim kurarlar. Yaşayacakları yaşantılar için hazırlıklı ve istekli hale getirilirler. Tanışma ile başlayan güven ısınmaya, uyum sağlamaya, beş duyuyu kullanmaya, gözlem yetisini geliştir-e ve bedenini ve beynini duyumsamaya yönelik çalışmalar bu aşamada yer sınma çalışmaları müzik ya da ritm eşliğinde yürüme, koşma, zıplama, çek-itme, hayvan yürüyüşleri, çeşitli zemin ve zamanlarda yürüme, gösterilen kete uygun ritm tutma gibi çalışmalardır.
Isınma çalışmalarında bireyin kentle ilgili bilişsel, duyuşsal ve devinimsel özellikleri incelemesi ve bu incele-onucunda karşısındaki bireyi de bu açıdan görmesi sözkonusudur. Bu ısın-şamasının kuralları kesin olarak belirlenmiştir ve sadece lider tarafından yürütülmelidir. Güven kazanma, uyum sağlama, beş duyuyu kullanma, gözlem ye-geliştirme, bedenini ve beynini duyumsama genel olarak kaynaştırma ve konsantrasyon çalışmaları ile mümkün olmaktadır.
- Kaynaştırma Çalıştırmaları
Bu aşamada tüm grubun birbiri ile kaynaşması hedeflenir. Kaynaştırma çalıştı grubun rahatlaması ve çalışmanın sağlıklı başlayıp, devam etmesi açısından son derece önemlidir. Kaynaştırma çalışmalarına isim öğrenme ve tanışma ile başlamak en uygun çalışma şeklidir.
- ÖRNEK l :
Katılımcılar, müzik eşliğinde iç içe iki daire halinde zıt yönde yürürler. Öğretmen (lider) müziği durdurduğunda her iki dairedeki katılımcılar dururlar ve bulundukları yönden arkadaşlarına dönerek birbirlerine isimlerini söylerler. Daha sonra hem ismini söyler, hem el sıkışırlar, daha sonra birbirlerine "nasılsınız?" diye sorarlar. - ÖRNEK 2:
İsim Zinciri
Katılımcılar yan yana ya da daire biçiminde oturur. Biri adını söyler. Onun solunda oturan, ilk başlayanın adını ve kendi adını söyler. Onunda solunda oturan ilk ikisinin adlarını ve kendi adını söyler. Böylece en sondaki çocuk, kendisinden önce gelen tüm çocukların isimlerini ve kendi ismini söylemeye çalışır.
- Konsantrasyon Çalışmaları
Kaynaştırma çalışmalarının sonunda katılımcıların artık birbirleriyle daha iyi iletişim kurabilmeleri beklenir. Konsantrasyon çalışmalarının amacı ise, grubun dikkatini bir noktaya toplamak ve drama etkinliğine yönlendirmektir.
- ÖRNEK
Üçgen Oyunu
Tüm grup üçe ayrılır. Üçgenin tepesinde olanlar grup başkanı olarak seçilirler. Üçgenin diğer üyeleri en baştakinin yaptığı izleyerek, tekrar ederler. Burada önemli olan grup başkanını gözlerken ona dosdoğru bakmak değil, tam karşıya bakarken görüş alanına dikkat ederek yapılmasına özen göstermektir. Başın hep aynı yöne bakması önemlidir.2.
2. Oynama (Esas Çalışma)
Belirlenmiş kurallar içinde özgürce oyun oynama ve bu oyunları geliştirme çalışmalarından oluşur. Oyun, kişiliğin gelişimi sürecinde diğer insanlarla pay-aşarak, onları taklit ederek gerçekleştirilir. Sözü edilen oyunlar bu temel görüşen yola çıkarak uygulama içinde yerini alır. Yaratıcılık ve imgeleme (hayal) bo-'utları oyunlarla işin içine girer. Bu aşamada liderin (öğetmenin) dikkat etmesi ;ereken nokta oyunlarda aşırılığa kaçmamak ve katılımcıları gereğinden fazla 'ormamaktır.
Çalışma grubunun özelliklerine uygun olarak oyunlar seçilir. Oyun oluştur-na için pandomim, rol oynama, doğaçlama, öykü oluşturma, dramatizasyon gi-ıi etkinliklerden biri veya bir kaçı seçilerek uygulama yapılır. Bu oyunlar kimi aman sözcük dağarcığını, duyuları ya da dikkati geliştiren oyunlar, kimi zamanla taklide dayalı yarışma oyunları olabilir.
- a) Pandomim
Pandomim fikirlerin sözcük olmadan ifade edilmesidir. Oyuncunun sözcük-îr olmadan hareketlerle bir şeyi anlatması ya da oynaması şeklinde tammlana-ilir.
Gelişimin ilk yıllarında pandomim sözcük kullanmadan mimikler, hareketler ullanılarak, bazen de sesler ilave edilerek basit bir şekilde yapılır. Çocuklar yaratıcı dramayı çocuklara tanıtmada ön çalışmalardan biri olan pandomimden çok oşlanırlar. Böylece, belirlenmiş bir olayı, karakterlerin hareketlerini ve durum-ırını ifade edebilirler. Anaokullarında bazı temel (koşma, yürüme, sekme gibi) hareketler çocukları pandomime hazırlar. Bu çalışmalar müzik eşliğinde çocuk-ıra daha hoş gelir. Çünkü koşan atların sesinin, zıplayan kurbağanın hareketi-in, yarışan arabaların gürültüsünün çıkarılmasında müzik etkili olur.
Pandomim çalışmaları uygulanırken, çocukların gözlemlerinden ve yaşadık-ırı tecrübelerden yararlanılmalı ve bu tecrübeler gözönünde bulundurulmalıdır.
Örneğin, deniz görmemiş bir çocuğa, sandala binme ve kürek çekme taklidi yap-tırılamıyacağı gibi, hiç kar görmemiş bir çocuğa da karda yürüme ya da kardan adam yapma taklidi yaptırılmamakdır. Örneğin, hayvanat bahçesine yapılan bir gezinin ardından, çocuklardan hayvanat bahçesini ve buradaki hayvanları gözlerinde canlandırmaları istenebilir. Daha sonra çeşitli hayvanların taklitleri yapılır. Çocuklar önce bir fil gibi yürürler, sonrada filin hortumu ile birşeyler yemesini taklit ederler. Daha sonra da arslanlarm kafesi önünde durup, arslanlar gibi kükrerler. Çocuklar pandomim ortamında geçmiş yaşantılarını hatırlamak için dikkatlerini yoğunlaştırırlar. Okudukları veya gördükleri bilgileri anımsamaya çalışırlar ve zihinsel olarak bunları resimleyip, şekillendirirler. Bu beceriler hemen hemen bütün öğrenme süreçleri içinde gereklidir. Pandomim etkinlikleri sırasında yapılan çalışmalarla öğrenme süreçleri daha da kuvvetlenir.
- b) Rol Oynama
Rol oynama, imgelemeyle (hayali olarak) ya da açıkça, bir başkasının veya başkalarının işlevlerini yerine kabullenmedir. Özgün şekliyle G.H. Mead tarafından kişinin ve toplumun felsefi çözümlemelerinde bir araç olarak kullanılan rol oynama, günümüzde psiko-terapi, grup dinamiği ve eğitimde kullanılmaktadır.
Öğretim etkinliğini doğrudan somut olgulara dayamak ve öğrenme konusuyla ilgili olayların kendilerini incelemek her zaman mümkün değildir. Böyle durumlarda kullanılabilecek en aktif öğretim yöntemlerinden biri rol oynama yöntemidir. Rol oynama yöntemi; bir düşünce, durum, problem veya olayın bir grubun tümü tarafından ya da grup önünde gruptan seçilen belirli üyelerce dramatize edilmesine dayanan bir öğretim yöntemidir. Rol oynama yönteminin esasını dramatizasyon teşkil eder. Böyle bir durumda bir fikir, durum, sorun ya da olay grup önünde dramatize edilir.
Değişik gruplardaki çocuklar için tavsiye edilen drama çalışmalarına bakıldığında, dramatik oyunda olayların ve durumların canlandırıldığı görülür. Rol oy-lamada ise oyundaki karakterlerin özellikleri ve hisleri canlandırılır. Doğaçlama 5e her iki yöntemin karışımıdır. Rol oynama etkinliklerine başlarken çocukların 'basmakalıp, yüzeysel karakterleri oynamalarından çok, farklı meslek grupların-an ve bu meslek grupları içinde de görevleri farklı olan insanlardan oluşmuş >plum tanımları ve bu kişilerin toplum içindeki rollerini kavramaları çok önemdir. Rol oynamanın en kolay yolu toplumdaki farklı kişilerin mesleki görevlenin oynandığı, mesleki pandomimle başlamaktır.
Rol oynama yöntemiyle sadece öğrenme konusu olan problem durumların azümü değil, rol oynayanların tüm sosyal, kültürel, doğal davranışlarını anla-lalarını ve insan ilişkilerindeki problemleri kavramaları da sağlanmış olur. Bu-anla birlikte günlük yaşamın öğretim ortamında canlandırılması, çocukların îrdeki yaşamlarında karşılaşacakları sorunların çözümünde etkili bir deneyim ; yaşama hazır olmayı sağlar.
Bu yöntem sayesinde, örneğin, anne rolünü oynayan çocuk, annesinin davra-şlarını anlayabilir. Şoför rolünü oynarken bir şoförün davranışlarını anlayabi-\ Konunun canlandırılmasında oynayanların tüm vücut hareketleriyle aktif hale getirilmesi gerekir. Bu aynı zamanda hareketi de beraberinde getirir.
Özellikle konuşmayı gerektiren rol oynama sırasında çocuk, ses yüksekliği, aksiyon, telaffuz gibi konuşulan dilin unsurlarını ve konuşma sırasını bekleme, nleme, başkasının sözünü kesmeme gibi iletişim unsurlarını doğrudan doğru-çalışmış olur. Rol oynamanın önemli bir yararı da, o roldeki kişiyle empati rabilmek için gerekli olan, kendini diğer kişinin yerine koyabilme becerisinin zanılmasıdır.
Rol oynamaya başlamanın en kolay yolu, oyunun lider (öğretmen) tarafından şlatılmasıdır. Daha sonra çocuklarla bazı roller paylaşarak dialog yaratılabilir. >1 oynamaya başlama ile ilgili örnekler aşağıda sunulmuştur:
Piaget rol oynamanın çocuğun eğitimindeki önemini vurgulamıştır. Piaget'e göre kişisel yaşantılarda karar verme becerisinin gelişiminde, tarihsel ve sosyal konuları anlamada rol oynama etkili bir öğretim tekniğidir. Piaget özellikle küçük çocukların rol oynarken hem nesnel, hem de sosyal çevreyi canlandırarak çok iyi deneyimler kazandığını ileri sürer.
- ÖRNEK l :
Çocukların herbirine sinirli bir postacı, yorgun bir öğretmen, kızgın bir otobüs şoförü gibi karakterler verilebilir. Uygulamalar sırasında birkaç karakter biraraya gelerek bir olay yaratılabilir. - ÖRNEK 2:
Çocuklardan denizin altında neler olduğuna dair fikirler geliştirmeleri istenir. Bu etkinlik için resimler, posterler gerekebilir. Bazı deniz hayvanları tanımlandıktan sonra, çocuklardan sırayla istedikleri deniz hayvanım seçmeleri ve sonra da kendilerine göre nasıl canlandıracaklarına karar vermeleri istenir. Daha sonra ikili - üçlü gruplar oluşturularak bir oyun içinde rol oynamaları istenir.
- Doğaçlama
İş alanı, terapi, eğitim ve bireysel gelişim gibi alanlarda geniş bir kullanıma sahip olan doğaçlama genel olarak monotonluktan ve tek tip olmaktan kurtulup, aniden gelişen olaylar karşısında yaratıcı olmak şeklinde tanımlanabilir. Yeni tanışan iki insanın birlikteliğinde doğaçlama süreci çok iyi gözlenebilir. Böyle bir durumda hiçkimse bir diğerinin daha sonra ne söyleyeceğini ve nasıl söyleyeceğini bilemez. Samimi ve içten olmanın yolu yapay davranmamaktır. Bir çocuğun tüm hareketleri, davranışları ve düş gücünü kullanarak oyun oynaması da tipik bir doğaçlamadır. Çocukların yetişkin oluncaya kadar geçirdikleri yaşam oyununda önceden belirlenmiş roller, görevler, mekanlar, olaylar, yani bir senaryo yoktur. Bu sebeple yaşamda sürekli bir doğaçlama yapılır.
Beklenmedik bir olayla karşılaşıldığında ne yapılması veya nasıl yapılması gerektiği konusunda, çoğunlukla pek uzun uzadıya düşünmeden, doğrudan olay yaşanmaya başlar ve olayın bitiminde, nasıl yaşandığının değerlendirmesi yapılır. İşte insanlar bunu doğaçlama olarak adlandırmadan yaşarlar. Gündelik yaşamlarındaki bu doğaçlama onların son derece doğal davranışlardır. Doğaçlamanın birbirinden kolayca ayırdedilebilir nitelikte, belirli evreleri yoktur. Doğaçlama süreci yazarak ya da kaydederek değil, o anda zihinde canlananı oynayarak yaşanır.
Bu çalışmalar sırasında, önceden ayrıntılar saptanmadığı için, süreç özgün bir şekilde gerçekleşir. Diğer bir deyişle doğaçlamaların ana kaynağı bireyin kendi yaşantısıdır. Bu nedenle, katılımcıların kendilerini rahatça ortaya koyabildikleri, bireysel olarak keyif alabildikleri bir aşamadır.
Doğaçlama çalışmalarında çocuklar yetişkinlere göre daha fazla zorlanırlar. Çalışmada daha önceden canlandırılacak durum veya hikaye bilinse de, çocuklar arasındaki konuşma kolayca gerçekleşmez. Bu yüzden de doğaçlamayı uygulamak çocuklara rol oynamaktan daha zor gelir. Başlangıçta en basit hikayeler bile karışık gelir. Bazen anlatılan hikayenin bir bölümü alınıp geliştirilebilir. Ses efektleri, materyaller, kostümler de fikirlerin oluşmasında ve hayal gücünün yarılmasında etkilidir. Ayrıca maskeler ve kostümler kullanılarak farklı karakterler yaratılabilir.
Doğaçlama çalışmalarında diğer bütün aşamalarda olduğu gibi, katılımcı özellikleri gözönünde tutularak, kimi zaman da saptanan bir hedefe doğru belli aşamalar planlanarak yol alınır. Konunun ya da temanın seçilmesinde ölçüler, gurubun daha önceden geçirdiği yaşantılar ve grubun ne amaçla bu çalışmaya katıldığına bağlı olarak değişir. Ancak hangi ölçüt göz önünde tutulursa tutulsun, doğaçlamalar hemen hemen her yaratıcı drama çalışmasının temelini oluşturur.
Doğaçlama oyun gelişiminde bir araç olarak yer alır. Amacı oynayan kişinin deneyim kazanmasıdır. Doğaçlama yapan kişi çalışmasını nasıl planlaması gerektiğini, yaratıcı olmayı ve olayları geliştirmeyi, durumlar yaratmayı öğrenir. Bağımsız düşünebilme, karar alabilme, sorumluluk üstlenme, işbirliğine girebilme, sosyal duyarlılık yaratma, sözel ve eylem olarak daha iyi anlatım kazandırmada yardımcı olur. Doğaçlama yapmada başarısız olmak diye bir şey yoktur. Doğaçlama aksine bireye tekrar tekrar deneme fırsatı verir. Doğaçlama yapan kişi hatalarından yola çıkarak yeni şeyler öğrenir ve başka oyuncuları da gözlemleyerek doğruları bulmaya çalışır. Doğaçlamanın insanları düşünme konusunda eğitme işlevi de vardır. Edinilmiş düşünce alışkanlıklarının her zaman sonuca ulaşmada başarı getiremeyeceğini göstererek, yeni düşünme yolları kazandırır. Böylece kişi farklı durumlarda yeni yönelişler üretir.
Drama çalışmalarının bu aşamasında doğaçlamanın çeşitli türlerinden yararlanılabilir. Bunların başlıca bilinenleri, kişilerin ve onların özgün kimliklerini konu alan karakter doğaçlamaları, objelerin kullanılmasından ya da düşlenme-sinden yararlanılarak geliştirilen doğaçlamalar, kendi bedenini ya da gruptakilerin bedenini kullanarak bir nesne, eşya, yapı, organizma, araç oluşturma amacıyla yapılan doğaçlamalar, sonu veya tam ortası verilen bir şiir, öykü, masal ya da filmin sonunu tamamlama ya da bir kısmı gösterilen portre, resim ya da fotoğrafın bütününü düşleme ile ilgili doğaçlamalar, bir kentin pazar yerini, okulunu canlandırma gibi insanlar arası etkileşimin kolaylıkla gözlenebileceği ortamlara yönelik olan, durumdan kaynaklanan doğaçlamalardır.
- ÖRNEK 1:
Durumlardan kaynaklanan basit doğaçlamalar
Çocuklar yarım ay şeklinde sandalyelere otururlar. Lider (öğretmen) çocuklara "sizler bir mahallede yaşayan, bir grup insansınız." diyerek, çocukların ilgisini yapılacak olan doğaçlamaya çeker. Lider "bu mahallede çeşit çeşit lezzetli dondurmalar satan bir dondurmacı var. Bu kişinin özelliği, dükkanına gelen mahalle sakinlerinin özel hayatlarını ve günlük yaşantılarını detaylı bir şekilde bilmesidir" diyerek, çocukları, mahallede yaşayan bir karakteri seçmeleri ve bu karakterlerle ilgili olan özellikleri düşünmeleri konusunda yönlendirir. Kendiside dondurmacı rolünü oynar. Sonra çocuklardan dondurmacı ile konuşmalarını, diğer katılımcılara kim oldukları konusunda (öğretmen, tamirci, avukat, doktor, satıcı vb.) ipuçları vermelerini ister. Daha sonra meslekler konusunda tartışılır. - ÖRNEK 2:
Lider içeriye Noel Baba kıyafetinde girer ve o günün yılbaşı olduğunu hatırlatarak, "Ben Noel Baba'yım. Çocuklar evlerinde benden oyuncak bekliyorlar. Bana bu konuda yardım edebilir misiniz?" diye çocuklara sorar. Daha sonra katılımcılara, onları bir gezintiye çıkartmak istediğini ve bu gezinti ile çocuklara hangi hediyeleri alabilecekleri konusunda bir karar verebileceklerini söyler. Daha sonra lider ve çocuklar bir ulaşım aracı bulmak için düşünürler. Herkes kendi istediği bir ulaşım aracıyla ülkeyi gezmeye başlar. Ülkedeki çocukların istedikleri oyuncaklar belirlendikten sonra, çocuklar hangi oyuncak olacaklarına karar verirler. Daha sonra lider, oyuncak olan çocukların ellerinden tutarak ülkedeki diğer çocuklara dağıtır. - ÖRNEK 3:
Objelerle oluşturulan doğaçlamalar
Çocuklar daire şeklinde yere otururlar. Lider dairenin ortasına parlak ve süs-ü bir hediye paketi koyar. Ve içinde ne olabileceğini düşünmeleri için çocukla-oa süre tanır. Daha sonra çocukları gruplara ayırır ve birbirlerine bu hediyenin lereden geldiğini, nasıl geldiğini anlatmalarını ister. Her grup hediye kutusu lakkında bir hikaye yaratır ve anlatır. - ÖRNEK 4:
Bedeni kullanarak oluşturulan doğaçlamalar
Lider gruptaki katılımcılara kare, dikdörtgen, üçgen ve piramit olmaları konusunda görevler verir. Katılımcılar hep birlikte bu şekilde kendilerini benzetmeye çalışırlar.
- Oluşumlar
Isınma ve rahatlama çalışmalarıyla başlayan, oyunlarla sürdürülen, doğaçlamalarla geliştirilen drama çalışmalarında artık ulaşılması hedeflenen en son aşamaya gelinmiştir. Bu aşama oluşumlardır. Oluşumlarla anlatılmak istenen sürecin özellikle önceden hiç belirlenmemiş bir çıkış noktasından başlamasıdır. Bu süreçte etkinliklerin nasıl gelişeceği ve nereye varılacağı önceden belirlenemez.
Dramanın bu son uygulama yöntemi katılımcıların yaratıcılıklarının en üst düzeyde gözlenebildiği bir süreçtir. Yine bu aşamada yardımcı pek çok araç - gereç ya da materyalin kullanılması ile farklı yaşantıların geçirilmesi sözkonusu olabilir.
3. Rahatlama ve Değerlendirme Çalışmaları
Rahatlamada hem fiziksel, hem de zihinsel rahatlama söz konusudur. Eklem yerlerinin rahat hareket ettirilmesi, kasların yumuşatılması ve çocukların sakinleştirilmesi amacıyla etkinliklerin sonunda kullanılır. Rahatlamayı kolaylaştırmak için ortamda sakin bir müzik ve sözel yönergeler kullanılır. Burada amaç; çocuğu rahatlatmak ve olayın tamamlandığını hissettirmektir.
Drama çalışmasının aşamalarının her birinin ya da bir kaçının ardından tartışma açılması, "ne yaşadınız?", "neler hissettiniz?", "nerede güçlük çektiniz?" gibi soruların sorulması ve katılımcıların yanıtlaması drama çalışmalarının önemli aşamalarındandır. Bu çalışmanın ardından başkalarının davranış biçimleri, duyguları, düşünceleri, deneyimleri ile ilgili bilgi sahibi olmak bireyin kendi yaşamına bilinçli bir şekilde göz atması açısından önemlidir.
Çalışmanın bu aşamasında diğer bir amaç da katılımcıları içinde bulundukları ortamdan kurtararak gerçeğe döndürmektir. Böylece birey yaşadığı süreci daha iyi gözlem ve analiz etme imkanı bulabilecektir.
Eğitimde Drama Uygulamaları
Dramada bir organizasyon gereklidir. Bu nedenle çocuklarla drama etkinlikleri yapılırken öncelikle göz önüne alınması gereken bazı koşullar vardır. Daha sonra her tür eğitim etkinliğinde olduğu gibi beklenen sonuçları elde etmek için bu koşullar yerine getirilerek, dramanın uygulama basamakları gerçekleştirilmelidir. Bu bölümde eğitimde drama sürecindeki öğelere, dramanın uygulama basamaklarına ve yararlanılacak kaynaklara yer verilecektir.
A. Eğitimde Drama Sürecindeki Öğeler
Drama süreci birbirini tamamlayan çeşitli öğelerden oluşan ve bu öğelerin aralarındaki ilişkileri belirleyen bir bütündür. Drama sürecindeki öğeler şu şekilde sıralanabilir:
- Çalışma mekanı (çevre, araç ve gereçler).
- Oyun grubu (katılımcılar).
- Çalışmanın kendisi (uygulama).
- Drama lideri (öğretmen).
1. Çalışma Mekanı (Çevre, araç ve gereçler)
Drama etkinliklerini uygulamak için öncelikle uygun bir çevre olmalıdır. Çevre ya da alan çok büyük olmak zorunda değildir. Ancak çocuklara yeterli bir alan sağlanması önemlidir. Özellikle rahatlama ve konsantrasyon çalışmaları sırasında çocukların birbirlerine dokunmayacakları kadar geniş bir alanın olması gerekir. Ayrıca ayakkabısız çalışmaların yapılacağı, gürültüsüz, güvenilir, sıcaklığı ve aydınlatma koşulları uygun, rahat bir ortam olmalıdır.
Drama uygulanan çevre, çocuğa her ayrıntıyı hazır sunmalıdır. Bu nedenle drama yapılan yerde, çocuğun zihinde canlandırmasına olanak verecek gerçek veya gerçeğe benzeyen nesnelerin bulunması ve önceden yerleştirilmeleri gerekir.
Drama sürecinde kullanılan araç, gereç ya da materyallerin diğer eğitim ortamlarına göre farklı bir özelliği vardır. Bu özellik araç, gereç ya da materyalin aslında farklı amaçlar için kullanılması, biçiminin değiştirilmesi ya da birkaç nesnenin birarada farklı işlevler üstlenmesi biçiminde açıklanabilir. Ancak önemli olan aracın katılımcının eline ve kullanıma sunulmasıdır. Araç, gereçler drama çalışmalarında güdülemede kullanıldığı için çocuğun duyularına hitap etmeli ve devamlılığı sağlamak için yapılandırılmalıdır.
Dramada en sık kullanılan araç teyp, ses bantları ya da müzik ileten diğer araçlardır. Teybin yanı sıra resim, fotoğraf, poster, yazı, gösterim tahtası gibi görsel araçlar, karton, resim kağıdı, kukla, renkli boya kalemleri, oyuncak, süs eşyası, kutu, vazo, eski giysiler, ayakkabı gibi bozuk gerçek eşyalar, ev eşyaları, kitap, dergi, gazete, afiş, broşür, gazete ve dergilerden kesilmiş haber, yazı, duyuru, fotoğraf gibi basılı materyaller, slayt ya da tepegöz, projektör gibi aygıtlar önemli araç gereçlerdir. Ayrıca dramada öncelikli temel amaç katılımcı olduğundan, dokunma, koku ve tad alma duyuları da çalışmalarda uyarıcı araç olarak kullanılabilir.
Drama uygulamasında kullanılacak araç-gereçlerin çocukların (katılımcıların) ekonomik durumuna uygun, kolay bulunabilen, fiziksel olarak zarar vermeyen, birçok amaç için kullanılabilen, hareket özgürlüğünü kısıtlamayan, her an ulaşılabilen nitelik taşımasına dikkat edilmelidir. Araç gereçler cinsiyet farkı gözetmeksizin kullanılabilmeli ve çocuklarla birlikte oluşturulan araç sepeti, sandığı ya da kutusunda saklanmalıdır.
2. Oyun Grubu (Katılımcılar)
Drama grup ile yapılan bir çalışma olup, drama grubu bireylerden oluşur. Bireylerin herbiri farklı deneyim ve özelliklere sahiptir. Bu yüzden drama programında dikkate alınması gereken noktalardan biri de katılımcılardır. Gruptaki katılımcıların yaşları, gelişim seviyeleri, cinsiyetleri, ilgi ve ihtiyaçları dramanın nasıl yönlendirileceğini ve çalışmanın zamanını etkiler.
Araştırmacılar, çocukların okulöncesi dönemden başlayarak drama etkinliklerine katılmaya hazır olduklarını ortaya koyan çalışmalar yapmışlardır. Sembolik oyunun iki yaşında başladığını belirten çalışmalar, dramada önemli olanın mükemmel sonuç olmadığını vurgulayarak, her yaştaki çocuğun yapabildiği kadarıyla drama etkinliğine katılmasını uygun görmektedir. Hangi etkinliğin, hangi yaşta uygun olduğunun kesin olarak belirlenmesinin güç olması, bu konuda ölçüt olarak çocukların gelişimsel düzeylerinin dikkate alınmasını gerektirir. Çocukların gerek oyuncu, gerekse izleyici konumundayken, konuya ilişkin önceki deneyimlerini hatırlayabilecekleri ve yansıtabilecekleri bir ortam içerisinde olmaları gerekir. Bu ortamda eleştiriler yapabilmeleri, sosyal, duygusal ve bilişsel yönden bireysel farklılıklarının farkına varabilmeleri, duyuya yönelik durumları yorumlayabilmeleri, dramanın alt tekniklerini kullanabilmeleri duyusal ve heyecan verici durumları keşfedebilmeleri sağlanır. Ayrıca çocukların yaratıcı hayal gücü ile ilgili olarak nesne, çevre ve kavramlara tepki gösterebilmeleri, soyut kavramları ifade edebilir hale dönüştürebilmeleri, düşüncelerini, hislerini hareketle ifade edebilmeleri, bireysel gözlem ve sosyal etkileşimlerinde dili kullanabilmeleri, kendini ve farklı karakterleri vurgulamada seslerini kullanabilmeleri gerekir. Tüm bunların yan sıra sorumluluk sahibi olduklarını gösterebilme, sosyal disiplin gösterme, kendinin farkında olma, kendini keşfetme, benzer ve farklı yönlerini keşfetme, grup ortamında bireylerle etkileşim kurma, problem çözme, doğaçlama, rolleri üstlenme, oyun kurma ve yazmaya yönelik gelişimsel yeterlilikte olmaları gerektiği de dikkate alınmalıdır. Görüldüğü gibi drama etkinliğinde gruba katılanların kronolojik yaşı değil, herhangi bir etkinliğe dikkatini yoğunlaştırması, ilgi göstermesi ve gerekli hareketleri yapabilmesi için isteklilik ve gelişim seviyesi önemlidir.
Drama grubunda birlikte yaşama, üretme ve paylaşma süreci yaşandığından tüm paylaşımlardan haz alınması için gönüllülük esası da dikkate alınmalıdır. İyi bir işbirliği ve iyi bir grup ortamı yaratmak için zamana karşı yarışılmamalı ve acele edilmemelidir. Bunun için dramaya ayrılan süre, aşağı yukarı ne kadar zaman aldığı, denemeler yolu ile belirlenmelidir. İlk kez drama yapılan grupta, çalışmalara basitten başlanmalı ve karmaşık çalışmalara doğru gidilmelidir. Sağlıklı sonuçlar alabilmek için grubun sayısı önceden belirlenmelidir. Yaş ve gelişim düzeyiyle birlikte grubun özellikleri dikkate alınarak gruptaki çocuk sayısına karar verilmelidir. Sayı bu niteliklere göre değişmekle birlikte, 10-12 kişilik grupların ideal olduğu unutulmamalıdır.
Grubun belirlenmesinden sonra seçilecek etkinliklerde çocukların görüşleri dikkate alınmalıdır. Çocuklar kendi seçtikleri etkinliklere daha iyi konsantre olur ve kendi seçtikleri etkinliklerden daha fazla zevk alırlar. Bunun yanısıra, göz-önünde bulundurulması gereken noktalardan biri de, herhangi bir rolü oynarken başarısız olma risk ve gerginliğini çocuğa yaşatmamaktır. Bu açıdan gerekli önlemler alınmalıdır.
3. Çalışmanın Kendisi (Uygulama)
Her drama etkinliğinin belirli bir yapısı ve düzeyi vardır. Doğaçlama türü de dahil olmak üzere dramada belirlenen etkinliğin bir başlama noktası, geçtiği bir yer ve oynanacak roller bulunur. Başlangıç için bu yolları gösteren bir plan yapılması gerekir. Hazırlanan planda bazı noktalar gözönüne alınmalıdır. Gözönüne alınması gereken noktalar şu şekilde sıralanabilir:
- Tema seçimi:
Çocukların ne öğrenmesi isteniyor? Örneğin; İşbirliği, para. - Çevre düzenlemesi:
Öğrenme en iyi hangi ortamda gerçekleşebilir.
Örneğin; Müze, süpermarket. - Çocukların rol seçimi:
Çocuklar kim olacak? Çocuklar deneyim kazandıkça değişik roller seçebilirler.
Örneğin; Yolcu, müşteri. - Öğretmenin rol seçimi:
Kim olacağım? Öğretmen olarak kalıp, dramayı dışarıdan mı yönlendireceğim, yoksa drama içinde yer alacak mıyım? - Çerçevenin belirlenmesi:
Bu dramadaki rollerin hangi bakış açısından ele alınacağını belirler ve konsantrasyonu arttırır.
Örneğin; Makasını kaybetmiş terziler. - Odak noktası seçimi:
Drama hakkında çözülecek problem nedir? - Eylem seçimi:
Çocuklar ne yapacaklar?
Örneğin; Malları raflara yerleştirecekler. - Püf noktasının belirlenmesi:
Başlangıçta çocuğun konuya dikkatini çekebilmek için ne kullanılacağı belirlenir. Bu işi öğretmen yapabileceği gibi, herhangi bir mektup, herhangi bir kumaş parçası, herhangi bir resim yapabilir.
Örneğin; Öğretmenin Noel baba kıyafetiyle sınıfa gelmesi.
Her drama etkinliğinden sonra etkinlik hakkında konuşulmalıdır. Ayrıca tüm drama etkinliklerinde ödül ve ceza yoluna başvurulmamak, sözel ödülün aralıklı pekiştireç olarak verilmesine özen gösterilmelidir. Drama çalışmalarının asla bir oyuncu eğitimi olmadığı, dolayısıyla çalışmaların seyircilere oynanan bir temsil olarak hazırlanmaması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Drama programında dikkate alınacak noktalar dramanın hedeflerini gerçekleştirirken, başarılı bir uygulamanın gerçekleşmesine neden olacaktır.
4. Drama Lideri (Öğretmen)
Drama etkinliklerinden beklenen yönde yarar sağlanabilmesi, önemli oranda öğretmenin yaklaşımına, davranışlarına bağlıdır. Öğretmen yönetici, yönlendirici ya da en çok kullanılan haliyle drama lideri, drama çalışmalarında katılımcılara rehberlik eden kişidir. Drama lideri drama sürecinin temellerinden ve önemli öğelerinden biridir. Çünkü grup içinde bireylerin bir yaşantıyı ya da bir olayı kendi deneyimlerini de işin içine katarak, oynayarak canlandırması ve anlamlandırması liderin hedefleri ve yöntemleri ile belirlenir. Drama sürecinde ilk komutu veren, sunan, değerlendiren ve yeniden uygulayan kişi drama lideridir. Drama çalışmalarını planlayan, uygulayan değerlendiren kişi olan liderin, eğitimde drama açısından karakteristik olan özelliği animatör bir kişiliğe sahip olmasıdır. Çocuğun oyun oynama yetisini koruyup geliştirecek olan bu kişinin, pedagojik formasyonu olan bir kişi olması, aynı zamanda ısınma çalışmalarını, oynama, doğaçlama ve oluşumları gösteriye hazırlamayı, danışma - görüşme ve bilgi edinmeyi, oyun grubunun alıştırmalarını yürütmeyi ve en sonunda bu tür çalışmaları grupla birlikte geliştirmeyi öğrenmiş olması gereklidir. Bütün bunların gerçekleştirilebilmesi için de liderin nitelikli bir eğitim donanımına sahip olması gerekir. Ayrıca çocuklarla çalışan bir kimsenin çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda bilgi sahibi olması da gerekir.
Bununla birlikte gelişim ve dramada eylem ve hareket önemli olduğundan, etkinliklerde doğru ya da yanlışın sözkonusu olmaması nedeniyle liderin sağlıklı ve tutarlı bir kişiliğe sahip olması beklenir. Görüldüğü gibi, her yaş için yürütülecek olan drama etkinliklerinde drama liderinin mesleki formasyonu; eğitim, psikoloji, gelişim psikolojisi, tiyatro, müzik, plastik sanatlar, oyun ve tiyatro pedagojisi gibi alanları kapsamalıdır. Drama lideri disiplinler arası bir ilişkide kendini yetiştirmeli, yaratıcı nitelikler taşıyan, değişmeye açık bir kişiliğe sahip olmalıdır.
Drama liderinin bir öğretmen olarak da öğretmen dayanışlarını sergilemesi, ayrıca diğer belirli kişilik özelliklerini taşıması gereklidir. Buna göre drama öğretmeni iletişime açık, istekli ve hazır olmalıdır. Lider, anında durumlara çözüm getirici yaklaşımlar bulabilen, gerektiğinde hemen karar verebilen, yetersiz kaldığında hangi bilgi kaynaklarına ulaşması gerektiğini bilen, kendini ve başkalarını tanıyan, uygulamada aktif olan bir kişidir. Aynı zamanda lider iyi bir dost, iyi bir sırdaş iyi bir arkadaş olmalıdır. Sabırlı, tutarlı, hoşgörülü, güler yüzlü, anlayışlı olmalı grubun güvenini kazanmalı ve drama eliğine sahip olmalıdır. Drama etiğine (ahlakı) sahip olabilmek için liderde bulunması gereken nitelikler şu şekilde sıralanabilir:
- Öğretmenin kendi değerleri olmalı,
- Atölyede yaşananlar orada kalmalı,
- Lider demokratik, insana saygılı olmalı ve insana değer vermeli,
- Sürekli araştırmak ve kendini geliştirmekle sorumlu olmalı,
- İyi bir dinleyici olmalı,
- Grubun durdurma, değiştirme, yönlendirme hakkına saygı göstermeli,
- Sempatik ve doğal olmalı,
- Dramaya katılanlarda bir etik oluşturmaya çalışmalı,
- Grubu olumlu yönde geliştirmeye, birleştirmeye çalışmalı,
- Lider kendisinin de gelişip öğrendiğinin farkında olmalı,
- Dramanın sınırlarını bilmeli,
- İşbirliği içinde olmalı, dürüst bir şekilde hareket edebilmeli,
- Dramaya katılanların kendi yorumlarını, yargılarım, değer ve bakış açılarını oluşturmalarına fırsat tanımalıdır.
Drama lideri, öğretmen davranışlarının sergilemesi açısından öncelikle etkinlikler sırasında iyi bir gözlemci olmalıdır. Sınıfta ne olup bittiğini bilimsel bir yaklaşımla analiz etmeli, görsel olarak yakaladığı noktaları yüksek sesli tahminlerle çocuklara açıklamalıdır. Öğretmen gözlemi etkinlikler dışında değil de kendiside etkinliklere katılarak yapmayı tercih etmelidir. Sınıfta olumlu bir hava kurmalıdır. Her çocuğun hislerinin ve duygularının önemli olduğunu kabul etmelidir. Psikolojik yönden serbest bir ortam yaratmalıdır. Çocukların fikirlerini ve davranışlarını kabul etmelidir. Çocukların daha çok yaşantı geçirmelerine izin vermelidir. Yaşantı ortamını, aktif öğrenme ortamı olarak düzenlemeli ve bu süreçte çocuğun ilgi istek ve yeteneklerini gözönünde bulundurmalıdır. Çocuğun kendi içindeki gelişimini esas almalıdır. Çocuğa öğrenmenin yollarını göstererek öğrenme eğitimi vermelidir.
Bütün bu sayılanlar öğretmenin mesleki donanımı ile ilgilidir. Onun sahip olduğu meslek bilgisi, yapacağı çalışmaları ne şekilde planlayacağı, gerçekleştireceği ve değerlendireceğini etkiler. Mesleki bilgisini uygulayabilmesinde faydalı durum ortaya çıktığında önceki planını bırakma yeteneği ve istekliliğine, esnekliğine sahip olma etkinliğin başarıya ulaşması açısından büyük önem taşır. Dinlemenin karşılıklı bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Dinleme yeteneği ve nitelikli uyarıcı sorular sorma yeteneği hedeflere ulaşma açısından gereklidir. Ancak öğretmenlik mesleki bilgisine ilave olarak eğitimde dramayı kullanmayı planlayan bir öğretmen, öncelikle dramanın değerine inanmalı ve kendine "Dramanın, eğitimdeki önemine inanıyor muyum?" sorusunu sormalıdır. Dramayı uygulamaya kesin karar verdikten sonra etkinliği organize edebilmesi ve kontrol altında tutabilmesi için etkinlik sırasında neler yapacağını net bir şekilde kestiremese de, organizasyon için şu sorulan cevaplandırması gerekir:
- Gruplar nasıl bölünecek?
- Dramaya nasıl bir giriş yapılacak?
- Drama için malzeme ve kostüm gerekli mi?
- Yansıtma çalışmaları (Örneğin; hissettiklerini resimleme gibi) gerekli olacaksa, uygun kaydetme malzemeleri (kalemler, boyalar, kağıt gibi) kolayca temin dilebilir mi?
- Sınıfın alanı nasıl kullanılacak?
- Başka ne gibi kaynaklar gerekir?
Lider grupla çalışmaya başlamadan önce, bu sorular doğrultusunda hedeflerini, içeriğini, yöntemlerini, değerlendirmesini planlamış, kullanacağı malzemeyi sağlamış, çalışma ortamını da çalışma yapabilecek hale getirmiş olmalıdır. Grup dinamiğine giden yolda katılımcıların tanışma ve kaynaşmalarını sağlayacak iletişim, uyum, gözlem, etkileşim çalışmalarını uygularken haz alma ve eğlence boyutunu gözardı etmemek gerekir. Dramada liderin amaçları şu şekilde sıralanabilir:
- Grubun etkileşim sürecine katılmasını sağlamalıdır.
- Çocuğun dramada grup bilincine ulaşması, değer ve fikirlerine yanıt verip, geliştirmesi, bir rolü benimseyip oynayabilmesi, rolü ve çeşitli durumları söz ve devinimlerle inceleyebilmesi için deneme olanağı sağlamalıdır.
- Çocuğun gelecekte kendi duygu ve düşüncelerini seçip, bunları drama ile şekillendirip sunması ve yaşam deneyimini artırması için cesaret vermelidir.
- Lider, çocukların sözlü ve yazılı dil kullanım alanlarını genişletmeli, etkili bir dil kullanımına ve gelişimine ilgi göstermelidir.
- Lider, çalışmalarda çocukların hoşnutluklarını ve eleştirilerini geliştirmede, kendilerinin ve başkalarının değerini saptamada etkili ve yardımcı olmalıdır.
Lider bu amaçlarını gerçekleştirirken etkinlik sırasında göz önünde bulundurması gereken bazı önemli noktalara dikkat etmelidir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Öğrencinin yaşantısına uygun olarak oluşturulan drama ortamında, çeşitli araç-gereçlerin yapılıp kullanılmasında öğrencileri bağımsız bırakmalı, ancak onlara katılarak eksiklikleri gidermeye çalışmalıdır. Bazı etkinliklerde kullanılması gereken araç-gereç ve malzemeyi çocuğun ulaşabileceği bir yerde bulundurmalı, araç gereçlerle çocuğa deney ve keşif olanağı sağlamalıdır.
Eleştirici olmalı, ancak kısıtlayıcı olmamalıdır. Çocukların yapabileceklerini onların yerine yapmamalı, öğrencilerin başarı duygusunu tatmalarına olanak sağlamalıdır. Çocukların tüm yeteneklerini kullanmalarına zemin hazırlamalı, liderlik duygularını ortaya çıkarılması için rehberlik etmelidir.
Çocuk hata yapmaktan korkuyorsa, çocuğun hatasını ve kendisini kabul ettirmeye yönelik çalışmalar yapmalıdır.
Çocukların duygularını ifade etmesinde öğretmenin davranışları ve tutumu önemlidir. Çocukların duygularını ifade etmesinde öğretmenin iki davranışı etkili olur. Bunlardan birincisi öğretmen kendi duygularını çocuklarla paylaşarak, gocuklara model olmalı, ikincisi ise çocuğun duygularını bastırmak yerine kabul edici tutum göstermelidir. Böylece çocuğun kendine güven kazanması sağlanabilir.
Dramatik oyunlar sırasında deneyim arttıkça ortaya çıkan dialog kargaşası ve gürültüden öğretmen endişelenmemelidir. Gürültü öğrenme, paylaşma, yaratıcılık, gelişme ve heyecan unsurlarını içeren bir esastır. Problem çözmeye yönelik olduğu sürece kaygılanmaya gerek yoktur.
Öğretmen gerek etkinliğin başlangıcında, gerekse etkinlik sırasında ve sonunda çocuklarla iletişim kurmaya, onların anlayabilecekleri sözcükleri kullanmaya deneyimlerini paylaşmaya özen göstermelidir.
Etkinliğe katılım isteğe bağlı olmalı, çocuk asla zorlanmamalıdır. Ancak kailim, sözcük kullanımı ve davranışlarla davet edici, özendirici bir tavırla gerçek-eştirilmelidir. Etkinliğe davet ederken etkinliğin oyun değil, drama olarak adlandırılmasına özen göstermelidir. Böyle bir açıklama, etkinliği çocuğun kendine özgü bir çalışma olarak algılamasına neden olacaktır.
Öğretmen çalışma konusunu önerebileceğini, neyin canlandırılacağını söyleyebileceğini, ancak nasıl yapılacağını tarif etmemesi gerektiğini unutmamalıdır.
Öğretmen dramada müdahale edeceği yerleri iyi bilmelidir. Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir:
- Etkinliğine başlamayı bildirme,
- Dramayı başlatma,
- Sahneyi tanıtma, rolleri dağıtma, uygun malzemeyi yerleştirme,
- Çocukların dağılıp pasifleştiğini hissettiğinde toparlayıcı ve harekete geçirici sözel yönergeler verme,
- Etkinlik sırasında etkinliğin oyun tarzındaki sürecini durdurup, gruba ya da belli çocuklara soru sorma,
- Etkinliği sona erdirme,
- Etkinlik sonrası soru sorma ve tartışmayı başlatma,
- Drama etkinliklerinden çıkarılacak (varsa) ders ve yargıları özetleme,
- Etkinlik sonrasında yapılacak çalışmalara çocukları yönlendirme,
- Çocuklara yaptıkları resim ve benzeri çalışmalarla ilgili soru sormadır.
Öğretmenin tüm bu müdahale aşamalarında yönerge verirken ses tonuna, kısa ve net açıklamalar yapmaya özen göstermesi gerekir. Öğretmen sözel anlatımı güçlendirecek biçimde tüm bedenini ve uygun yüz ifadesini kullanabilmelidir.
Etkinlikler ve oturumlar arasında bir geçiş ve devamlılık yaratmaya özen göstermelidir.
Öğretmen, dramada müdahale ettiği durumlardan biri olan tartışma ve değerlendirme aşamalarında katılımcıları teşvik etmelidir. Tartışmada açık uçlu soruların olması gerektiği ve soruların tek bir doğru cevabı olmayacağını göz önüne alarak, eleştirilerin kişiye değil role yapılması gerektiğini unutmamalıdır.
Son olarak öğretmen, drama etkinliklerinin asıl amacının çocukların diğer insanları anlaması, kendilerini onların yerine koyması olduğunu göz önünde bulundurarak, çocuklardan iyi bir oyuncu olmasını beklememelidir.
Dünyada yaşayan bütün çocukların birbirlerini daha iyi anlama ve değerlendirmeleri için başarılı bir drama liderine ihtiyacı bulunmaktadır.
Eğitimde Dramada Yararlanılabilecek Kaynaklar
Eğitimde drama çalışmalarında, çocukların ilgisini çekerek, onları teşvik edebilecek ve kendi eğlenceli oyunlarını doğaçlamalarına yardımcı olabilecek masal, öykü, efsane, roman, şiir gibi çeşitli kaynakları kullanmak mümkündür. Bunun yanında, günlük hayatta karşılaşılan, güncel olaylar ve haberleri liderin (öğretmen) drama çalışmalarında kullanabileceği diğer kaynaklardır. Bu bölümde eğitimde drama çalışmalarında kullanılabilecek kaynaklar sırasıyla örneklenerek açıklanacaktır.
1. Masallar
Genellikle olağanüstü kişilere, olaylara, serüvenlere yer verilen ve ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa anlatılarak geçen hayal ürünü hikayelere masal denir.Masallar çok eskiden beri, çocukların ilgisini çeken bir yazı türü olup, gerek özgün, gerekse çeviri örnekleriyle edebiyatın içinde yerini almaktadır.
Masalı diğer yazı türlerinden ayıran sadece olağan üstü olayların olması değil, aynı zamanda olayın geçtiği yer ve zamanın da bilinmemesidir. Masallarda genellikle yer ve zaman, "uzak ülkelerin birinde", "yıllar önce ve "Kaf dağının ötesinde" şeklinde verilir. Masalda olay kahramanlarının değişmez, belli özellikleri vardır. Prensler yakışıklı, prensesler güzel, üvey anneler kötü, ejderhalar ve devler korkutucudur. Masal konulan genellikle padişah (kral), şehzade (sultan, prens), fakir kız veya delikanlı gibi kahramanlar çerçevesinde gelişir. Bazen de özellikleriyle gerçek insana benzemeyen kişiler de bir masal kahramanı olarak karşımıza çıkabilir. Bütün bu açıklamalarda da görüldüğü gibi olağanüstü özellikler masala özgüdür. Ancak küçük çocuklar bu olaylar hakkında neden ve nasıl sorularını sormakta ve cevabını bulmakta zorlanmaktadırlar. Çünkü somut işlemler dönemindeki çocuklar, tüm bu anlatılanları gerçek olarak kabul etmektedir. Çocuklar ancak altı yaşından sonra bu soruların cevabının masala özgü olduğunu düşünürler. Bu nedenle altı yaştan önce klasik masallar yerine, masalımsı, özellikler taşıyan, ancak kahraman ve olaylarının çocuğun somut düşünmesine uygun, hayal gücü sınırlarının dışına taşmayan masallar olmasında fayda vardır.
Masallar, çocuğun hayal gücünü zenginleştiren, anadilini geliştiren, dinleme alışkanlığı kazandıran ve öğrenmeye hazırlayan bir araç olduğu için drama ile ilişki içindedir. Özellikle çocuklarla yapılan drama çalışmalarında doğaçlama etkinliği için masallardan faydalanılabilir. Bir drama liderinin (öğretmenin) masalı drama etkinliğinde nasıl kullanacağına dair, şöyle bir örnek verilebilir:
- ÖRNEK
Derekuşu ve Çiçekler (Halk Masalı) :
Bir varmış, bir yokmuş. Bir yaz varmış ama ne yazmış. Sıcak mı sıcak. Güneş çevreyi yakıyormuş. Günlerdir bir damla yağmur düşmemiş toprağa. Bütün çiçekler boyunlarını bükmüşler. Susuzluktan ölmek üzereymişler.
Kenarda bir dere akıyormuş. Ama çiçekler derenin suyuna nasıl ulaşsınlar? Çiçekler ağustos böceğine yalvarmışlar. "Bize dereden biraz su taşı, yoksa öleceğiz" demişler. Ama böcek yerinden kıpırdamamış ve çiçeklere su taşımamış. Kelebeğe söylemişler. O da güzel kanatlarını göstererek "suya yaklaşırsam kanatlarım bozulur" demiş. Sonra uçup gitmiş. Çiçeklerin sesini bizim derekuşu duymuş ve onlara çok acımış. Gagasıyla onlara dereden damla damla su taşımış. Böylece çiçekler ölmekten kurtulmuşlar. Ama derekuşu son çiçeğe de su getirdikten sonra, yorgunluktan çimenlerin üstüne düşmüş. Orada uyuya kalmış.
Derekuşu uyurken yağmur başlamış. Çiçekler çok sevinmişler. Suya kavuşmuşlar, kurtulmuşlar ölmekten. Ama içlerinden biri, "şu derekuşu olmasaydı, yağmur yağana kadar hepimiz çoktan solmuştuk. Bizi asıl o kurtardı" demiş.
Bütün çiçekler onu haklı bulmuşlar ve derekuşunu korumaya karar vermişler. Çiçekler eğilerek yapraklarını uyuyan derekuşunun üzerine germişler. Böylece derekuşu yağmurdan hiç ıslanmamış. Rahat rahat uyumuş. Ama masal bu ya, çiçeklerin renkleri yağmurdan kuşun üstüne akmış. Derekuşunu renk renk boyamış. Uyandığında öteki kuşlar "Renkli kuş, güzel kuş sen kimsin?" diye sormuşlar. Çünkü onu tanıyamamışlar. Küçük derekuşu şaşırmış. Derenin kenarına uçup suya bakmış. Suya bakınca ne görsün? Renkli renkli tüylerle bezenmiş, güzel bir kuş olmuş. Tabi derekuşu buna çok sevinmiş."
Lider masalı çocuklara okuduktan sonra, çocukların masalı doğaçlama ile canlandırmalarını isteyebilir. Fakat amaç masalı olduğu gibi oynamak değil, masalı bir çıkış noktası olarak kabul edip, buna göre yeni çözümler oluşturabilmek olmalıdır. Böyle bir masal için maske, makyaj ve kostüm kullanılması uygun olur.
Lider masalın başını okuduktan sonra, sırayla kahramanları seçer. Bunun için de küçük bir oyun kullanabilir. Çünkü gruptaki herkesin derekuşu olma şansı yoktur. Örneğin, adil bir oyun olması açısından sandalye kapmaca oynanabilir ve bu oyunun sonucunda birinci olan kişi derekuşu rolü için seçilebilir. Grubun diğer üyeleri de masal kahramanları rollerini üstlendikten sonra, masal konusu doğaçlanır. Masaldaki sonuçtan farklı bir sonuca ulaşılabilir. Bütün masallar bu ve bunun benzeri tekniklerle dramatize edilebilir.
Masalımsı Hikayeler (Fobi) : Çocuğun hayal edebileceği olağanüstü özelliklerle süslenmiş, ancak çocuğun yaşantısında karşılaştığı olaylarla işlenmiş masalımsı hikayeler çocuklar için oldukça ilgi çekicidir. Masalımsı hikayelerde, klasik masallardaki olağanüstü kahramanlar, sihir, büyü gibi olağanüstü unsurlar mevcut değildir. Canlı ya da cansız kahramanlar, yaşamdan alınan olaylar, hayal unsurları ile süslenmiştir. Çocuğun bu hayal unsurlarını somutlaştırarak kullanması ve düşünmesi mümkündür. Örneğin, hayvan kahramanlarının okula gitmesi, dişini fırçalaması, uzayda arkadaş edinmesi, bulutların arkadaşlığı, çocuğun şemsiyesi ile konuşması gibi olaylar onlara daha ilgi çekici gelmektedir.
Burada da yine masalımsı hikayelerin dramatik oyunda kullanılması sözkonusudur. Kullanılacak masalın seslerle canlandırılması da bir drama tekniğidir.
- ÖRNEK
Küçük Tren
Evvel zaman içinde bir küçük tren varmış, îki istasyon arasında gider gelirmiş. (Çocukların dikkatini çekmek için tren kelimesi yüksek sesle söylenir ve çocukların hep beraber trenin çalışma sesini çıkarmaları için beklenir). Küçük bir lokomotifi olduğu için tek bir vagonu varmış ve yalnız posta taşırmış. Bir gün yükünü almış. Yola koyulmuş, gidiyormuş. Önüne büyük bir tren çıkmış (çocukların daha yüksek bir tren çalışma sesi çıkarmaları beklenir). Büyük tren bozulmuş ve içindeki yolcular inmişler.
İstasyon şefi trendeki öğrencilerin okula yetişmesini istiyormuş. "Şu küçük treni öne alalım, postayı boşaltalım, sonra öğrenciler binsin. Belki onları taşıyabilir" demiş. Hemen küçük treni öne almışlar. Sonra peşine iki vagon eklemişler. Küçük tren buna çok sevinmiş. Çocuklar vagonlara doluşmuşlar. Tren düdüğünü çalmış. (Çocuklar ses çıkarır).
Küçük tren hareket etmiş. Başlamış çekmeye (çocuklarla birlikte önce yavaş yavaş, sonra hızlanarak trenin çuf çuf sesini çıkarırlar). Çocuklar yol boyunca sevinçle el çırpmışlar, şarkı söylemişler.
2. Hikayeler
Belirli bir zaman ve yerde bir veya birkaç kişinin başından geçen, gerçeğe uygun bir olayı anlatan veya birtakım kimselerin karakterlerini çizen ve çoğu kez birkaç sayfa tutan, kısa yazılar "hikaye" olarak tanımlanır.
Okulöncesi dönemdeki çocuklar yaşamlarından alınmış olayların hareketli bir anlatımla verildiği hikayeleri zevkle dinlerler. Hikayelerde gerçek olayların ele alınması nedeniyle çocuğun bilgi kazanması ve toplumsal beklentilerin gerçekleştirilmesi kolaylaşır. Yaşadığı toplumun kültürel yapısını öğrenmesine de hikayeler yardımcı olur. Hikayeler de kullanılan farklı karakterler çocuğun ;örüş açısını genişletir, deneyim kazandırır. Eğlendirici özelliklerin, mutlu olayların ele alınması çocuğun hoş vakit geçirmesine, mutlu olmasına yardımcı olur. Çocuklar bunlardan dolayı hikaye dinlemekten hoşlanırlar. Çocuklara anlatılan bir hikaye zaman zaman dramatize ettirilebilir.
Dramatizasyon çalışmalarında öğretmen çocuklara yakın davranan ve sözlü anlatımın gelişmesinde rehber olan kişidir. Öğretmen hikayenin yorumlanması sırasında, çocukların oyuna kendilerinden bir şeyler katmaları için cesaretlendir. Bunun için aynı hikaye birkaç kez dramatize edilse bile, birbirine benzemez e her defasında yeni bir oyun gibi canlı ve tazedir.
Dramatizasyona uygun hikaye kitabı seçerken bazı noktalar göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü hikaye seçimi dramatizasyonun başarıya ulaşmasındaki ilk basamaktır. Seçilen hikayenin hem öğretmene, hem de çocuğa hitap etmesi, kolayca oynanabilecek nitelikte, dilinin anlaşılır olması gerekmektedir. Hikaye seçimi dramatizasyonun ilk adımıdır. Daha sonra hikaye dramatize edilir. Dramatizasyon olay ve durumların oynanmasıdır. Hikaye ya okunur ya da liderin kendi kelimeleriyle anlatılır. Hikaye anlatımında hangi metot kullanılırsa kullanılsın, üzerinde durulması gereken nokta, çocuğun hikayedeki hareket ve karakterlerinin birbirleriyle etkileşimini anlamasıdır.
Dramatizasyona başlarken "kimsenin daha önce duymadığı yeni bir hikaye oluşturacağız" şeklinde bir açıklama yapmak etkinliğe başlamak için iyi bir yoldur. Daha sonra gruptaki çocuklar, daire olarak yere otururlar. Öğretmen hikayeyi başlatır. Örneğin; "Bir gün bir ülkedeki kral uykudan kalkmış ve aynaya bakmış. Bir de ne görsün..." Liderin (öğretmen) sağında oturan çocuk, öyküye kendisinden bir parça ilave eder ve gruba söyler. Örneğin "saçları bembeyaz olmuş"... Daha sonra kendine sıra gelen diğer bir çocuk, öyküye bir cümle daha der ve çalışma böylece devam eder. Oluşturulan hikaye çocuklar tarafından oynanır.
3. Efsaneler
Doğa üstü varlıkları, hayali olayları konu alan ve bir halkın yaşadığı olayların ya da o halkın aile düzeni ve toplumsal ilişkilerini temellendiren yapıların anılarını düşselleştirerek yansıtan halk ya da edebiyat anlatışına efsane (mit) denilmektedir.
Efsanelerin içerikleriyle ve birçok kuşak arasında yayılma biçimleriyle önemli toplumsal işlevleri vardır. Ayrıca efsaneler sık sık ayinlerle de birleşirler. Örneğin, Afrika'da belli bir yaş sınırı için düzenlenen geçiş ayininde, aşiretin kurucusu olarak görülen ilk insanın efsanesi yinelenir.
- ÖRNEK
Ar akne
Eski çağlardan birinde Arakne adında çok iyi dokuma yapan bir kız yaşarmış. Arkadaşları dışında kimse onun çok iyi dokuma yaptığını bilmezmiş. O ülkenin bir de dokuma tanrısı varmış ve tanrı kendi dokumalarının dünyanın en iyi dokumaları olduğunu söylermiş. Fakat Arakne kendi dokumalarının da tanrının dokumaları kadar güzel olduğunu düşünüyormuş. Arakne çevresindekilere kendi dokumalarının tanrılarının dokumalarında daha güzel olduğunu söylemeye başlamış. Bir gün bu sözler tanrının kulağına gitmiş ve Arakne'yi bulup onu cezalandırmaya karar vermiş. Tanrı Arakne'yi bulmuş ve ona, başkasının kılığına girerek bu düşüncesinin halen devam edip etmediğini sınamış. Arakne ısrarla kendisinin dokumalarının daha güzel olduğunu iddia etmiş. Bunun üzerine tanrı onu ölümle cezalandırmış. Halk ve arkadaşları buna çok üzülmüş ve tanrıya gidip yalvarmışlar. Tanrı düşünmüş, taşınmış ve Arakne'yi dünyaya bir örümcek olarak tekrar getirmiş. Bu yüzden de örümcekler kendi evlerini çok güzel dokurlar.
Efsaneler öykü ve hikaye de olduğu gibi dramatizasyon ile canlandırılabilir. Bununla birlikte efsanenin bir kısmı okunup kalan kısmının çocuklar tarafından tamamlanarak doğaçlanması yapılabilir.
4. Romanlar
Daha çok insanların serüvenlerini, karakterlerini, düşünce ve duygularını ayrıntılarıyla, kendine özgü bir biçimde anlatan uzun düz yazılara verilen isimdir.
Romanda anlatılanlar hayali veya gerçek hayat durumlarına dayanabilir. Roman konuları,
- Roman konuları,
- Yakın çevre ile ilgili,
- Hayvanlarla ilgili,
- Mizahi,
- Serüven ile ilgili,
- Duygusal konularla ilgili,
- Tarihi konularla ilgili,
- Gezi ile ilgili olabilir.
Hikaye ve roman edebiyat türü olarak birbirlerine çok benzerler. Ancak ha-bakımından farklıdır. Yani romanlar sayfalara yazılabilirken, hikaye birkaç sayfadan oluşur. Çocuklar romanlarda, çeşitli konulara ilişkin olarak çözülmesini gerekli gördükleri sorunların karşılığını, olayların sebebini açıklayan bilgileri ve yorumları bulabilirler. Romanlar çocuğun hayat tecrübelerini zenginleştirir, türlü insan tipleri üzerinde düşünmelerine imkan sağlar. Geliştirmekte oldukları değer yargılarının daha açıklık kazanmasına yardımcı olur.
5. Şiirler
Şiirler hayal gücü, duygusallık, uyum ve ölçü gibi kendine özgü anlatım biçimi olan edebiyat türüdür. Çocuğa güzellik, insanlık duyguları kazındırır. Şiirler ritm ve ahenk sağladığından çocuklar tarafından sevilir. Kafiyeler, kelime oyunları, çocuklardaki ritm ihtiyacını besler.
Olayların, insanların, cansız varlıkların duygulu, renkli ve etkili bir biçimde ildiği şiirler her dönemde olduğu gibi, okulöncesi dönemdeki çocukların da duygusal ihtiyaçlarına cevap verir ve onlara duygusal zenginlik sağlar. Şiirler zamanda çocuğa düşünce zenginliği ve esnekliği de kazandırır.
Çocukların şiirle ilişkisi önce dinlemekle başlar. Sonraları kendileri okuyarak, ezberleyerek bu ilişkiyi sürdürürler. Şiirler zevkli tekerlemelerle başlayıp, ileri yaşlarda estetik duygusunun gelişmesine neden olur. Çocukların sevdikleri şiirler canlı, hareketli, melodik, vezin ve kafiyeli şiirlerdir. Bu yüzden öğretmen şiir seçerken, çocuğun düşünme ve olayları algılayış biçimini, duygularını ifade ediş biçimini, sözcük dağarcığını, dikkat süresi gibi özelliklerini dikkate almalıdır. Seçilen şiir çocukta anlama ya da söylemede güçlük yaratacak olursa, çocuğun şiire karşı olumsuz tavır geliştirmesi söz konusu olabilir.
Şiirler okulöncesi çocukların anlayabileceği kadar basit ve ilgi çekiciyse hemen öğrenilip ezberlenebilir. Bu tip şiirlerin içine "parmak oyunu" denilen tekerleme türü şiirler de girmektedir. Parmak oyunları söylenirken, parmak ve vücut hareketlerinin de yapılması drama ile ilişkilendirilebileceğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte parmak oyunları oldukça yalın bir dramatizasyon türüdür. Okunan ve dinlenen basit durumların eylemleştirilmesinde bu tür seçilir. Eylemleştirmenin tamamı parmakla yapılır. Öğretmen önce kendisi yaparak çocukların parmak hareketlerini nasıl yapacaklarını gösterir. Parmak oyunları dra-manın diğer türlerine bir geçiş olarak da düşünülebilir. Başka bir deyişle, okulöncesi dönemdeki çocuklarla yapılan çalışmalardaki rahatlama ve ısınma çalışmasında bu teknik kullanılabilir.
- ÖRNEK l :
İki ev
Tepede iki ev var (iki el yumruk yapılır, öne uzatılır). Bu evde Ayşe oturur (Bir yumruk öne uzatılır, baş parmak çıkarılır). Bu evde Ali oturur (Diğer el yumruk yapılır, öne uzatılır ve baş parmak çıkarılır). Bir gün Ayşe evinden çıktı. (Baş parmak gösterilir). Tepeye tırmandı, tepeden aşağı indi. (El yukarı, aşağı hareket ettirilir). Fakat kimseleri göremedi. Ayşe evine girdi. Kapısını kapattı. (Baş parmak avuç içine saklanır). Ertesi gün Ali evinden çıktı. (Yukarıdaki sözler ve aynı hareketler tekrarlanır). Bir başka gün Ayşe ile Ali evlerinden çıktılar (İki elin baş parmaklan kaldırılır). Tepeye tırmandılar, birbirlerini gördüler.
Ayşe Ali'ye "Günaydın nasılsın?" dedi (baş parmaklar hareket ettirilir). Sonra el e tutuştular ve okula gittiler (İki baş parmak birleştirilir).
Yaratıcı dramada şiir çalışmaları bireyin imgelem gücünü geliştirmedeki önemli anahtarlardan biridir. İmgelem gücünü geliştirmeye yönelik şiir çalışmaları genellikle daha büyük yaştaki gruplarla uygulanan bir tekniktir. Bu sayede rey, düş gücünü de harekete geçirir. Şiir çalışmaları aynı zamanda bireyin sözcük dağarcığını da geliştirir. Bireyin kelime hazinesine yeni sözcükler katar. Günlük dili eskimiş sözcüklerden arındırır. İletişimsel becerileri artırır. Şiir okuyucusu ve dinleyicisi olarak bireyi geliştirir.
- ÖRNEK 2:
Öğrenciler dört gruba ayrılır. Her grup için kendilerine verilen şiirlerin okun-ısı sağlanır. Şiirlerin okunması bitince, gruptan bu şiiri canlandırmaları ister. Canlandırdıkları şiirler için her gruba, tek sözcükten oluşan bir başlık bulmaları söylenir. Gruplar tarafından bulunan başlıklardan yola çıkarak her öğrencinin kendi şiirini yazması istenebilir. Seçilen sözcüklere ve belirlenen satırlara üç satır örnek olarak verilebilir.
"Çocuktum, güzellik, doğa,
Yaşam, sevgi, bekleyiş,
Bahar, mutluluk, aşk"
Bu sözcüklerden ve belirlenen satırlardan sonra yazılan şiire Sare Ünal'ın yazdığı örnek verilebilir.
Çocukluğum doğada güzelliklerle geçti,
Bekleyiş dolu sevgili yaşam,
Aşk mutluluktur, baharsa sevgi.
Öğrencilerin kendi şiirlerini yazmaları için belli bir süre verilir. Daha sonra isteyenlerin kendi şiirlerini gruba okumaları sağlanır.
6. Güncel Olaylar
Kitle iletişim araçları, bireylerin dış dünya ile ilişki kurmalarını, bilim ve teknikteki gelişmeleri izlemelerini, çok uzaklarda meydana gelen toplumsal, kültürel ve politik olaylardan, çağdaş sorunlardan haberdar olmalarını sağlar. Drama sürecinde kitle iletişim araçlarım düşsel olarak yararlanmak çocuklar için zengin yaşantılar sağlar. Diğer taraftan bu araçlar hakkındaki olumsuz algılamaların düzeltilmesi ya da varolan düşüncelerin analiz edilmesi konusunda yeni fırsatlar oluşturur. Birey bu süreci yaşarken, mevcut resim, fotoğraf, gazete kupürleri gibi malzemeleri farklı biçimlerde değişik amaçlar için kullanır. Bu çalışmalar içinde öğrenir.
- ÖRNEK l:
Öğrencilerin sırtlarına kitle iletişim araçları yoluyla tanınan siyasetçi, sporcu, sanatçı, gazeteci, öykü yazarı, sunucu, şak gibi kişilerin resimleri bantla yapıştırılır. Oyunun her öğrencinin kendi sırtındaki resmin kime ait olduğunu buluncaya kadar sürdürüleceği söylenir. Resmin kim olduğunu bulmada önemli olan kural, yanıtı evet ve hayır olan değişik soruları, istediği arkadaşlarına sormaktır. "Türk müyüm, yaşıyor muyum?, kadın mıyım?, son kitabım ödül aldı mı?" gibi sorular sorulabilir. - ÖRNEK 2:
Öğrenciler dört eşit gruba ayrılır. Her gruba, gazete ve dergilerden kesilmiş çeşitli renklerde ve büyüklüklerdeki resimler verilir. Gruplardan bu resimleri çeşitli biçimlerde sıralayarak ya da gruplayarak televizyon programları oluşturmaları istenir. Bunu yaparken görüntünün arkasındaki seslerin kendileri olacağı, programın türüne göre konuşmacıların bu resimleri kullanacakları anlatılır. Her grubun bulunduğu alanın bir televizyon stüdyosu olduğu hatırlatılır. Çocuklara kendi televizyon haberlerini oluşturmaları için gereken süre verilir.
Öğrencilerin hazırladıkları sonra dört ayrı televizyon kanalının programlan ırayla izlenir ve alkışlanır. Daha sonra, her öğrenciden izlediği televizyon programları ile ilgili eleştiri, öneri ve dileklerini yazmaları istenir. Daha sonra bu eleştiri ve öneriler okunur. Bir sonraki aşamada da mektubu yazan kişilere nasıl ir cevap verileceği konusunda tartışılır. Grubun kararına uygun olan cevap azılır. Bu aşamaların tümünde her gruba canlandırmalar için belli bir süre verir.
PSİKODRAMA / YARATICI DRAMA
Kendimizi, başkalarını, çevremizi ve dünyayı kişilik filtremizi keşfederek, beklentimize ve ihtiyacımıza uygun ancak başkaları tarafından yorumlandırtmadan salt bilgi olarak algılama anıdır farkındalık.
Bu özel eğitim programında, katılımcılar birbirleri hakkında farkındalıklarını artırdıkları ve kişilerin bizzat içinde yaşadıkları bir süreçtir.
Bireyin kendi ve diğer insanların sınırlarını fark etmesi ve ekip içi duygu geçirgenliğini zenginleştirmeye yönelik bir çalışmadır. Psikodramanın kurucularından Moreno'ya göre "insan beden yapısının özeliği itibariyle eyleme yönelik girişimci bir varlıktır".
Bu bağlamda eğitim sırasında uzman kişiler tarafından çeşitli psikodrama ısındırıcı aktiviteler ve yaratıcı drama uygulamalar ile, kişilerde empati yetenekleri harekete geçirilmektedir ve katılımcılar çeşitli öğrenme türlerini bir arada yaşama fırsatını yakalmaktadırlar.
Yaşantılara dayalı öğrenme
İşbirliği kurarak öğrenme
Etkileşim yolu ile öğrenme
Duygusal öğrenme
OLASI DRAMA AKTİVİTELERİ
Geçmişten Bir FotoğrafUyumlu ve Direnen Kukla
Büyülü Şişe
Bir özelliğimden kurtulmak istiyorum
Kırmızı Minder
Bir Sırrım var
Kendi Reklamım
Ayna çalışması
Doğaçlama çalışmaları
Heykel ve Heykeltıraş
Gündüz Rüyası
Maskeli Balo
SANAT VE SANAT EĞİTİMİNİN ÖNEMİ -3-
ÇOCUK ve DRAMA
Drama öncelikle okul öncesi eğitim olmak üzere, eğitimin her kademesinde eğitici ve öğretici amaçlar için kullanılmaktadır. Drama kelime anlamı olarak eylemek, davranmak demektir. Drama yine tiyatro eğitiminin de temellerini oluşturmaktadır. Aslında çocukların sınıfta oynadıkları pek çok oyun özellikle de evcilik oyunu bir çeşit dramatizasyondur. Hızlı bir biçimde roller paylaşılır kimi anne, kimi baba, kimi de çocuk oluverir. Anne ve baba olarak sizler bu oyunları izleseniz karşınızda birer küçük modelinizin durduğunu görürdünüz. Oynanan bu oyunların kendine özgü kuralları vardır, sınırları bellidir. Ama yaratıcılık sonsuzdur.
Çocuk drama yaparken yaşamdan edindiği pek çok tecrübeyi yansıtır. Drama yaparken seslerden ve bedeninden de yararlanır. Yaratıcı drama çalışmalarında grubun yapısı ve katılımcıların özellikleri dikkate alınarak, bir esneklik içerisinde izlenmesi gereken bir sıralama vardır.
ISINMA VE RAHATLAMA ÇALIŞMALARI: Isınma çalışmaları psişik ve bedensel açıdan kendini tanıma, karşılıklı iletişim kurma ve giderek daha çok kişiyle iletişim ve etkileşime geçme, grup dinamiği oluşturma, sözellendirme ve etkileşim çalışmaları, öykü anı anlatma ve diğer aşamaya geçme biçiminde olmaktadır.
OYNAMA ( PANDOMİM VE ROL YAPMA ): Belirlenmiş kurallar içinde özgürce oyun kurma ve bu oyunları geliştirme çabalarından oluşur. Yaratıcılık işin içine girer. Oynama çalışması da kendi içinde bütünleşen öyleymiş gibi yapma , yaratıcılık ve imgelem aşamalarından oluşur.
DOĞAÇLAMA ÇALIŞMALARI: Daha kesin olarak belirlenmiş bir süreç olup, belirlenen bir amaca doğru belli aşamalarla yol alınmaktadır. Kişisel ve gurupsal yaratıcılık ön prova gerekmeksizin, doğallıkla ortaya çıkmaktadır. Yaratıcılığın en belirginleştiği safhadır. (Adıgüzel 1993, Akın 1993, Okvuran 1993) Görüldüğü gibi yaratıcı drama çalışmasının her aşamasında çocuğun yaratıcılığı ön plana çıkmaktadır. Yaratıcı drama çocuklardan gençlere ve hatta yetişkinlere kadar tüm gruplarla yapılabilmektedir. Yaratıcı drama eğitimi yoluyla katılımcıların sosyalleşme düzeyleri arttırılmakta, onların yaratıcı bireyler olmaları sağlanmakta.
Bireyler yaratıcı drama etkinlikleri, yoluyla kazandıkları tecrübeler sayesinde kendilerini başkalarının yerine koyabilmekte ve güven duygusu geliştirmektedir.Ayrıca kendini ifade edebilme duygu ve düşümcelerini anlatabilme yeteneğini kazanmaktadır. Ülkemizde artık yaratıcı drama çalışmaları öncelikle okul öncesi eğitim olmak üzere eğitimin her kademesinde kullanılmaya başlandı ve giderek de yaygınlaşıyor. Okulların dışında da bu eğitime katkıda bulunan pek çok kurum var. Yaratıcı drama eğitiminin yagınlaşması ve gelişmesi adına önemli çalışmalarda bulunmaktalar. Tobav, çağdaş drama derneği eski ve köklü gruplar, çeşitli hafta içi ve hafta sonu kursları ile bu konuda eğitim vermeye devam etmektedirler. Sizler de çocuklarınıza güzel bir hafta sonu uğraşısı bulmak ve grelişimine, yaratıcılığına destek olmak istiyorsanız bu kurslardan yararlanabilirsiniz.
YARATICI DRAMANIN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ
Bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir cümleyi, bir fikri yada yaşantıyı, veya bir olayı, tiyatro tekniklerinden yararlanarak, oyun veya oyunlar geliştirerek canlandırma olarak tanımlanan Yaratıcı Drama; olay, olgu, yaşantı ve bilgileri yeniden yapılandırmaya yönelik etkinlikleri içerir.
Yaratıcı Drama etkinlikleri; kurumsal boyutun oluşturulması yanısıra oyunlaştırma, canlandırma ve doğaçlama temel alınmak üzere atölye çalışmaları çerçevesinde yürütülür. Drama, yaşam durumlarını oyunda var olan “Kurallar içinde özgürlük” öğesini kullanarak yaratıcı süreçlere dönüştürmek suretiyle; katılımcılara kendini keşfetme, tanıma , başkalarını tanıma, kendini başkalarının yerine koyabilme fırsat ve olanaklarını verir. Böylece drama bir disiplin, bir öğretim yöntemi ve bir sanat eğitimi alanıdır.
Yaratıcı drama; önceden yazılmış bir metin olmaksızın, katılımcıların kendi yaratıcı buluşları, özgün düşünceleri, öznel anıları ve bilgilerine dayanarak oluşturdukları eylem durumları ve doğaçlama canlandırmalardır. Böylece eğitim sürecinde oyunlarla geliştirilen bir etkinliktir ve eğitimin yaşamsal parçasıdır. Yaratıcı drama ve eğitsel drama çalışmaları, örgün eğitimin her basamağında, yaygın eğitimde, dersler içinde bir öğretim yöntemi olarak giderek daha da yaygınlık kazanmaktadır. Önemli olan dersler ya da konu alanlarında ve hemen her düzeyde uygun koşullar sağlanması durumunda kullanılabileceğinin bilinmesidir.
Yaratıcı drama etkinliklerine katılanların, en başta grup içi bir çalışmaya hazır olmaları, kendilerini rahat ve güvenli duyumsamaları, kendilerinde yeni ve değişik yönler keşfetmeye hazırlıklı olması gereklidir. Bu tür etkinliği yönetecek grup liderinin ise, oyunculuk ve tiyatro yapma hakkında az da olsa bir eğitim almış olması gereklidir.
Olay, olgu, yaşantı ve bilgileri yeniden yapılandırmaya yönelik olan yaratıcı drama çalışmalarında, tiyatro olgusunda olduğu gibi bir başlangıç ve son bölümü olmayabilir. Ama bildiğimiz çocuk oyunlarındaki gibi, belli kuralları ve kurallar içindeki sonsuz özgürlükleri içerir. Tıpkı tiyatroda olduğu gibi, gruptakiler, belli bir atmosferi ve o andaki oyun oynama yaşantısını paylaşırlar. Grup liderini de bir bakıma tiyatro yönetmenine benzetebiliriz.
Bu etkinlik, yine çocuk oyunlarında olduğu gibi ciddiye alınır. Tiyatroda olduğu gibi oynayarak canlandırılan gerçek olmayan imgelem (hayal) ürünü olarak yaratılanlardır, ilk kez vardırlar, dolayısıyla ortaya çıkan şeylerin doğrusu, yanlışı yoktur. Sonradan üzerinde tartışıldığında daha iyi yollar olabileceği ortaya çıkarsa, bu yollar yeniden denenebilir. Kısaca dramada “Yanlış yapma korkusu” yoktur.
Gruptaki bireyler, kendileri için önceden belirlenmiş genel bir çerçeve içinde kalırlar ancak bu çerçeve içinde birey, kendi yaratıcılığı, önceden yaşantıları ve bilgileri ışığında, deneyimlerinin ve izlenimlerinin rehberliğinde alabildiğine özgürdür. Yine birey canlandırmalar süresince, tiyatroda olduğu gibi, tipler, roller ve kişilikler yaratıp bunları deneyebilir. Bu yönüyle drama çalışmaları ne tiyatro yapmaktır ne de oyunculuk.
HEDEFLERİ
Günümüz eğitim sistemi içinde yaratıcı dramanın hedeflerinden bir bölümü şöyle sıralanabilir;
- - Yaratıcılık ve estetik gelişimi sağlama
- - Eleştirel düşünme yeteneği kazandırma
- - Sosyal gelişim ve birlikte çalışma alışkanlığı kazandırma
- - Kendine güven duyma ve karar verme becerileri kazanma
- - Dil ve iletişim becerileri kazanma
- - İmgelem gücü
- - Duygularını ve düşüncelerini geliştirme
YÖNTEMLERİ
Yaratıcı drama çalışmalarında genellikle beş tür uygulama yöntemi yer alır. Bunlar Isınma ve rahatlama çalışmaları, Oynama, Doğaçlama, Oluşumlar ve Değerlendirmedir.
Isınma ve rahatlama çalışmaları; çeşitli yöntemlerle beş duyuyu kullanma, gözlem yetisini geliştirme, bedensel ve dokunsal çalışmaların yapılması, tanışma, etkileşim kurma, güven ve uyum sağlama gibi özellikleri katılımcıya kazandıran, grup liderinin yönlendiriciliğinde yapılan çalışmalarıdır.
Oyunlar; Belirlenmiş kurallar içinde özgürce oyun ve bu oyunları geliştirme çalışmalarından oluşur. Yaratıcılık ve imgeleme boyutları işin içine girer.
Doğaçlama; Daha az kesin olarak belirlenmiş bir süreç olup saptanan bir konu yada temadan çıkılır ya da saptanan bir hedefe doğru belli aşamalarla yol alınır. Bireysel ve grupsal yaratıcılığın en çok ön plana çıktığı çalışmalardır.
Oluşum; Bu süreç kimi zaman önceden hiç belirlenmemiş bir çıkış noktasından, kimi zaman da bir nesne, resim, fotoğraf, heykel vb. ile iletişim kurma ile başlar. Sürecin nasıl gelişeceği ve nereye varacağı önceden belirsizdir.
Değerlendirme; Bu aşamaların her birinin yada bir kaçının ardından tartışma açılması “Ne yaşadınız?”, “Neler hissettiniz?”, “Nerede güçlük çektiniz?” gibi soruların tartışılması ve katılımcılarca yanıtlanması drama çalışmalarının önemli aşamalarındandır. Bu yolla başkalarının davranış biçimleri, duyguları, düşünceleri, deneyimleri ile ilgili bilgi sahibi olmak bireyin kendi yaşamına bilinçli bir biçimde göz atması açısından önemlidir.
İÇERİĞİ
Yaratıcı drama çalışmaları sanat eğitimi alanı başta olmak üzere eğitim bilimlerinin tüm ana bilim dallarından yararlanır. Fotoğraftan müziğe, heykelden şiire, öyküye, kitle iletişim araçlarının eğitim açısından etkilerinden resme, eğitimin psikolojik temellerinden sosyolojiye olduğu gibi pek çok alandan kendine içerik oluşturabilir ve yukarıda sayılan yöntemler ile yine sayılan hedefleri gerçekleştirmeye çalışır.
EĞİTİMDE DRAMA
Eğitim literatürü, eğitimde drama kavramı yerine bir öğretim tekniği olarak rol içinde öğrenme yada dramatizasyon gibi kavramları tercih etmiştir. Dramatizasyon da genellikle sınıf içi bir eğitim tekniği olarak ele alınır. Eğitimde drama, eğitim amaçlarıyla sınırlandırılabilir. Söz konusu olan etkinliğin kapsamı eğitimci tarafından belirlenir, çünkü bu etkinlik eğitimde dramadır, drama eğitimi değildir. Eğitimde drama bir adım sonra ne ile karşılaşacağını bilmeden yaşama ait rolleri yeri gelince oynamak ve bu yolla yaşamı tanımak demektir. Daha uygun bir ayrıma gidersek, eğitsel olan ve olmayan drama şeklinde yapılabilir. Bu iki tip oyun arasında farklar, etkinlikler ve çocuğun eğlenmesine değil, etkinliklerin hazırlanmasından ve uygulanmasından sorumlu olan kişilerin amaçlarına bağlıdır.
Bu yöntem –eğitimde drama- bir karakter eğitimidir. Her drama etkinliğinin bir macı olmalıdır. Bu amaç detaylandırılmış olmalı ve etkinlik yolu ile çocuğa kazandırılmalıdır. Doğal olarak eğitimciler rollerini en iyi bilen kişilerdir. Drama etkinliği esnasında da bir eğitimci yaratıcı doğaçlamalar yaparsa “rolünün” amacı gerçekleşmiş olur.
EĞİTİMDE YARATICI DRAMA BİR ÖĞRETİM YÖNTEMİDİR
Öğretimde yöntem, öğrencilerin öğrenme etkinliklerine rehberlik sürecidir. Başka bir deyişle öğretim yöntemi, öğrenciyi hedefe ulaştırmak için izlenen yoldur. Yöntemle, belli öğretme teknikleri ve araçları kullanılarak öğretmen ve öğrenci etkinliklerinin bir plana göre düzenlenmesi ve yürütülmesi amaçlanır.
Günümüz öğretim yöntemlerinde öğretmene düşen görev; geleneksel yöntemlere göre oldukça değişik biçimdedir. Öğretmen, öğrencinin öğrenmesini kolaylaştırma, öğrenciye rehberlik etme, öğrenme sürecine öğrencinin katılımını sağlama ve öğrenciyi sürekli güdüleme ile yükümlüdür. Bu bağlamda öğretmenin kullanacağı yöntem de bu etkinlikleri gerçekleştirecek nitelikte olmalıdır.
Yaratıcı drama; eğitim sürecinde oyunlarla geliştirilen bir etkinliktir ve bu özelliği ile eğitimin yaşamsal parçasıdır. Eğitsel drama çalışmaları, örgün eğitimin her basamağında, yaygın eğitimde, dersler içinde bir öğretim yöntemi olarak gederek daha da yaygınlık kazanacaktır.
Öğretimde önemli olan öğrenciyi edilgin bir dinleyici durumundan kurtarabilmek, onu bedeni ve duyu organları ile harekete geçirebilmek, konuları canlandırarak yaşanır duruma getirebilmek olduğuna göre yaratıcı drama bu süreçte uygun bir seçenek olarak görülebilir. Böylelikle öğrenci; öğrenme sürecinde etkin durumdadır, kendi yaptığıyla öğrenirken bir yandan da duyu organlarını harekete geçirmekte olay ya da durumları yaşamaktadır.
Öğrenme süreci belli bir yaş diliminde yapılıp bitirilen, belli bir sürede sonuçlanan bir olgu değildir. Buna göre yaratıcı dramanın bir yöntem olduğu ve bu özelliği ile öğrenme-öğretme yaşantılarının paylaşılmasındaki yeri kolalıkla anlaşılabilir.
Yaratıcı dramanın bir öğrenme yolu olarak en önemli varlığı; düşünsel, duygusal ve bedensel boyutlarıyla bütünleşmiş olmasıdır. Her öğrenme biçiminde bulunan pek çok beceri yaratıcı dramaya katılım yoluyla elde edilir. Bu özelliği ile yaratıcı dramanın; öğrenme ve duyu organları arasındaki ilişkilerle burada yorumlanabilecek yönü bulunmaktadır.
Bu konuda yapılan araştırmalar (Y. Dramanın öğrenme ve duyu organları arasındaki ilişkiler)
Araştırma sonuçlarına göre, zaman sabit tutulmak üzere insanlar;
Okuduklarının %10’unu
Duyduklarının %20’sini
Gördüklerinin %30’unu
Hem görüp hem duyduklarının %50’sini
Görüp, duyup, yapıp söylediklerinin %90’ını hatırlamaktadır.
Öğrendiklerimizin %1’ini tatma, %1,5’ini dokunma, %3,5’ini koklama, %11’ini işitme ve %83’ünü görme yoluyla öğreniriz.
Yaratıcı dramada birey farkında olmadan; bir yandan duyularını eğitme sürecindedir, diğer yandan da öğrenme sürecinde etkin katılımcıdır. Öğrenci kendi yaptığıyla öğrenirken duyu organlarını harekete geçirir ve unutulmayacak yaşantılar kazanır. Bu yaşantıların kazanılması aynı zamanda, bireyin sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerini de geliştirmesi demektir.
EĞİTİMDE YARATICI DRAMANIN ÖĞRENCİLERE KAZANDIRDIKLARI
Eğitimde drama öğrencilerin:
- - Özgüven duygusunun gelişmesini
- - Bilişsel, dil, motor ve sosyal açıdan gelişmesini
- - Kendini başkasının yerine koyarak (empati) çok yönlü düşünebilmesini
- - İşbirliği, dayanışma ve paylaşma duygusunun gelişmesini
- - Kendini ifade edebilmesini
- - Öğrendiği şeylerin kalıcılığını
- - Değişik yaşantıları tanımasını
- - Eğitim ve öğretimde aktif rol almasını
- - Rahatlamasını (oyun ve değişiklik ihtiyacını gidermesi)
- - Sorumluluk duygusunun gelişmesini
- - Kendini ve vücudunu tanımasını, nerede ve nasıl kullanılabileceğini
- - Yaratıcı olmasını
- - Yaşamı çok yönlü algılamasını
- - Araştırma istek ve duygusunun gelişmesini
- - Farklı görüş açılarına sahip olmasını, eleştirmeyi, tartışmayı öğrenmesini sağlar.
Not ; Drama oyun yoluyla çocuğun doğasında zaten vardır. Burada önemli olan, çocuğa öğretilmek istenen şeyin önceden belirlenip planlanmasıdır. Çocuk aktif olarak konunun içine girdiğinde, kendi yöntemleri ile ayrıntıları araştıracak ve sonuca ulaşacaktır. Böylece çocuk, yaşadığı dünyayı gözlemleme, araştırma ve keşfetme şansına sahip olacaktır. Çocuğun, bir şeyi öğrenmesi, öğrendiği şeyi unutmayıp günlük yaşamına uyarlayabilmesi için bir nedene, yani bir gerekliliğe ihtiyaç vardır. İşte bu gereklilik eğitimde yaratıcı drama aracılığı ile yapılabilir.
Drama : Drama bireyin duygu, düşünce ve hayal gücünü tiyatro tekniğini kullanarak ortaya koymasını sağlayan grup çalışmalarıdır.Drama dersinde oyun, eğitim hedefli uygulanarak çocuklar eğlenmeyi ve bilinçlenmeyi aynı anda öğrenirler. Drama, yaparak – yaşayarak öğrenme tekniklerinden en önemlisidir. Drama çocuğun psikolojik yapı ve psikolojik yaşantılar konusunda bilinçlenmesini de, özel bir yetenek olarak yaratıcılığı kazanmasını da amaçlar.
Yorumlar
melike
çok güzel bir kaynak oldu benim için teşekkürler .
melike
Çok güzel hazırlamışsınız teşekkürler .