İNSAN İLİŞKİLERİ

 

APATİK OLMAK: İlgisizlik, duyarsızlık, hiçbir şeye ilgi göstermeme, duygusuz olma. Aşırı biçimi insanı depresyona götürebilir. Apatik olmak kalabalıktan doğar.

SEMPATİK OLMAK: Diğer insanların duyguları ile aşırı ilgilenmek. Bazı insanlar sempatik olabilmek için kendi duygularını önemsemezler. Başkaları için yaşarlar. Başkalarına karşı aşırı ilgilidirler. Oldukça kırılgan olurlar.

Burada iki temel duygu vardır

A-Merhamet duygusu

B-Sahiplenme duygusu

EMPATİK OLMAK: Apatiklik kavramı ile sempati arasında bir duygudur. Kişiyi sahiplenmeksizin ilgi gösterir. Onun dünyasına bakış açısına karışmaksızın kimliğini kaybetmeksizin yaşamaktır. Onun duygularını hisseder ama onun duyguları ile yaşamaz. Acı ve stres hissetmez.

 

SOSYAL İLETİŞİM BECERİLERİ

 

1-EMPATİ :

2-KABULKARLIK: Karşımızdaki kişiyi din, dil, ırk ,cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey farklılığı gözetmeden kabul etmek.

3-SAYDAMLIK (İÇTENLİK): Olduğu gibi olma yaklaşımı. Ne isen öyle ol. ”Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” Sosyal maske takmadan olduğumuz gibi olmak.

 

İLETİŞİM BECERİLERİ

A-RAPPORT KURMA:

İyi bir ilişkiyi başlatma.

Merhaba........

Nasılsınız..... gibi

İyi bir rapport kurmak için sosyal iletişim becerilerine sahip olmak gerekir.

B-AKTİF DİNLEME: Konuşmaktan çok konuşturmaya yöneltmek.

Karşılıklı-dengeli söz almak. Aktif dinlemenin sonucunda özetleme yapılır. Bu kişiye ilgilenildiği hissini verir.

C-BEDEN DİLİ: En iyi iletişimi bedenimiz yapar. Jestler, mimikler, beden duruşu(dik oturuş,eğik oturuş ) çok önemlidir. Çocuklar; özellikle akıl hastaları beden dilinden iyi anlıyor. Bunların sezgisel güçleri kuvvetlidir. Ayrıca iletişimde göz ilişkisi de çok önemlidir. Kişiye bakarak onu etkileyerek konuşma önemlidir. Ruhsal problemi olanlar, depresif insanlar... göz ilişkisinde bulunmazlar.

D-EMPATİ

E-SORU SORMA: Karşımızdaki kişiyi tanımak için ona sorular sorarız. Soru sorma kişiye yeni bir bakış açısı kazandırır. Ancak soru sorarken kişi sorgulanıyor hissine kapılmamalıdır.

 

ATILGAN-PASİF-SALDIRGAN DAVRANIŞLAR

PASİF (ÇEKİNGEN) DAVRANIŞ:

  • Kendisini inkâr eder.
  • Duygularına karşı dürüst değildir.
  • İstediği amaçlara ulaşamaz.
  • Başkaları kendisi hakkında karar verir, buna sesini çıkartmaz.
  • Sürekli öfkeli ve kaygılıdır
  • Alçak ses tonu
  • Temkinli, sorunlardan kaçma.
  • Kendi duygularına önem vermeme eğilimindedir.

SALDIRGAN DAVRANIŞ

  • Hiç düşünmeden başkalarını kırarak kendisini haklı çıkarmaya çalışır.
  • Duygularını tanımaz.
  • Başkaları adına seçim yapar karar verir.
  • Kendisini üstün görür.
  • Amaca ulaşmada başkaldırır, kırma eğilimine girer.
  • Yüksek ses tonu,
  • Argo ve kaba dil.
  • Düşünce ve duygularını inatla savunur.

ATILGAN (GİRİŞİMCİ) DAVRANIŞ

  • Duygularını tanır.
  • Dürüsttür.
  • İstediği amaca ulaşır.
  • Kendi kararlarını kendisi verir, kendi seçimlerini kendisi yapar.
  • Kendisine güvenir.
  • İçinden geldiği gibi akıcı bir dili vardır.
  • Hem kendisini hem de başkalarını kırmamaya özen gösterir.
  • Atılganlık Becerileri

Şunları içerir:

1-Atılgan-saldırgan-pasif davranışları birbirinden ayırt edebilir.

2-Yapıcı eleştirilere açıktır ve yapıcı eleştiriler yapabilme yeteneğine

sahiptir.

3-Suçluluk duymadan hayır diyebilir.

4-Duygularını uygun bir biçimde ifade edebilir.

5-Stresin nedenlerini tanıma ve stresle başa çıkabilme

 

NOT: Atılganlık becerilerinde popülerliği arttırıcı, problemlerden arınmış bir duruma kavuşmak gibi şeyler düşünülmemelidir.

Güven: Güven kişinin güç duygusundan kaynaklanır. Kendisine güvenen kişi başkasına da güvenir. Başkasına güvenmeyen kişi kendisine de güvenmez. Kendisine aşırı güvenin temelinde güvensizlik yatar. Bu narsistik (kendini beğenmişlik) belirtisidir. ”Ben Her şeyi yaparım, ben her şeyi bilirim...”anlayışını yaratır. Kendisine güvenen kişi başkalarını kontrol edebilir. Çevresini etkileyebilme kapasitesine sahiptir. Toplumumuzda güven ve güç başkasını kontrol etme anlamında kullanılıyor. Yani iyi bir yönetici kendisine güvenen ve başkalarını kontrol eden yapıya sahiptir.

Bizler fiziksel açıdan bizden daha iri yapıda olanların yanında, bilgi açısından bizden daha üstün olanların yanında kendimizi güçsüz hissedebiliyoruz. Gücün kontrolden daha fazla bir şey olduğunu anladığımızda güvenimiz artacaktır.

Kendinizi en güçlü hissettiğiniz anlar neler?

Kendinizi en güçsüz hissettiğiniz anlar neler?

Önemli olan güçsüzlüklerin bulunmasıdır. Bu güçsüzlüklerin nedenlerinin bulunmasıdır.

 

7 POTANSİYEL GÜCÜMÜZ

 

1-ÖZGÜVEN:Doğru ve değerli olduğumuz.

2-BİLGİ:Gerçekleri anlama

3-İLETİŞİM:Anlama ve anlatma yeteneği.

4-DUYGULANIM:Diğerleri tarafından istenme kabul edilme.

5-HIRS:Coşkun bir ilişki kurabilme.

6-KONTROL:Diğerlerini ve çevreyi etkileyebilme.

7-AŞKINLIK:Neyin değişip neyin değişmeyeceğini bilme.

 

NOT:Her bir maddeye 1......10 arası puan veriniz..

DEĞERLENDİRME:

0......30:       Daha çok olumsuz yönlerinizi görme eğilimindesiniz.

31....40:       Olumsuz yönlerinizin farkındasınız ve bunları değiştirmek için gereken gücü kendinizde bulabiliyorsunuz.

41....70:       Olumlu yönlerinizi görerek kendinizle barışık bir özelliğe sahipsiniz.

“Yedi kişi sizin hakkınızda ne düşünüyorsa, sizi herhangi bir konuda yeterli görüyorsa siz öyle bir yapıya sahipsiniz.”    

  • Yaşamınızda oynadığınız çeşitli rolleriniz neler?
  • Anne, baba, kardeş, öğrenci,evlat................

İyi bir

abla..........................................................................

İyi bir

baba........................................................................

İyi bir

öğrenci.........................................................................

Olumsuz yönlerimiz, kendimiz hakkında olumsuz inançlarımız, özgüvenimizi sarsar. Mükemmeliyetçilik özgüvenimizi sarsar.

 

Kendinizi eleştirdiğiniz beş şey nedir?

  • Kendinizi eleştirilerinize yol açan inançlar neler?
  • Bu inançlar akılcı mı?
  • Bunu geliştirmenize ne yol açtı?
  • Bu eleştirilerinizi kendinize ilk ne zaman söylediniz ya da size ilk

kim söyledi?

  • Sizce değişmesi size ne avantaj sağlayacak?
  • Eğer bundan vazgeçerseniz ne kaybedersiniz?

Özeleştiri ilk defa ilkokul döneminde başlar. Ancak ergenlik döneminde bu daha fazla ve daha hızlıdır. İnsanları eleştirmeden önce olumlu yönleri üzerinde durmak gerekir. Bu eleştirilerin daha yapıcı olmasını sağlar.

 

 

Yorumlar

Yorum Bırakın