OKUL FOBİSİ
OKUL FOBİSİ
Çocuklarda kuvvetli bir endişe nedeniyle okula gitmek istememe ve gitmeme durumu; okul reddi ya da okul fobisi olarak adlandırılmaktadır. Zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden okula başlamaya hazır olan çoğu çocukta, okulun ilk günlerinde ağlama, okula gitmek istememe, anneden ayrılamama gibi davranışların görülmesi doğal bir durumdur.
Okul fobisi olan çocuklar, okula olan isteksizliklerini tipik bir biçimde bedensel yakınmalarıyla dile getirmeye çalışan, bu nedenle kendilerini evde tutma yolunda anne-babalarını ikna etmeye çalışan çocuklardır.
Okul korkusu çocuğun okula uyum sağlamasını engelleyen korkulardandır. Bu korku her çocukta rastlanan bir durum olmayıp, ortaya çıkması halinde çocuğun akademik yaşantısını olumsuz etkileyerek anne babayı çaresiz bırakabilir.
Okul Korkusu Kimlerde Ortaya Çıkmaktadır
Anaokuluna giden çocuklarda, İlköğretime giden çocuklarda (ki en fazla bunlarda görülür.)Daha az oranda orta ve lise öğrencilerinde görülür.
Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli 6–11 yaş arası çocuklarda daha sık görülen okul fobisinin, kız öğrencilerde görülme oranının yüzde 13, erkek öğrencilerde görülme oranının ise yüzde 9 olduğunu belirtmiştir.
OKUL FOBİSİNİN BELİRTİLERİ
Baş ağrıları,karın ağrıları, bulantı-kusma hissi,iştahsızlık, isteksizlik,uyku düzeninde bozukluklar,okul sorumluluklarının yerine getirilmesinde aksamalar şeklinde kendini gösterir.
Yukarıdaki belirtiler özellikle sabahları ve okul saatlerinde ortaya çıkar ve yoğunlaşır. Bu tabloyu iyi değerlendiremeyen anne-baba ve öğretmenler, hatalı tutumlarıyla çocuğun korkusunu pekiştirebilirler.
OKUL FOBİSİ OLAN ÇOCUKLARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Bu çocuklar genellikle sosyal ilişki kurmakta güçlük çeken, içe kapanık, utangaç çocuklardır.
Başarı kaygısı duyarlar, uslu, uyumlu evde kendisini fazlasıyla kabul ettiren ve aşırı onay bekleyen yapıları vardır.
Bu çocuklar ailelerine özellikle annelerine bağımlıdırlar.
Anne ve babaları olmadan bir yere gitmek, bir şey yapmak istemezler
Her istedikleri anında karşılanmış ve anında tatmin isteyen ve olmayınca hileye başvuran yapıdadırlar…
OKUL FOBİSİ KARŞISINDA NE YAPMALI?
Birinci olarak çocuğu anlayışla karşılamalı; kızmak, öfkelenmek, dayak atmak sorunu ağırlaştırabilir. Çocuğu kolundan tutup zorla okula götürmek çözüm değildir. Suçlamadan, ona değer vererek, onu dinleyerek soruna neden olan faktörleri bulmak, çözüm için ilk adım olmalıdır. Çocuğa bu korkunun birçok çocukta görülebildiği ve tedavisinin mümkün olduğu anlatılmalı, ona güven verilmelidir.
Okul ve öğretmeniyle hatta sınıf arkadaşları ile işbirliği sağlanmalıdır.
Bir psikiyatriste, psikoloğa danışıp yardım istenmelidir.
Olumsuz aile tutumlarının değiştirilip yerine olması gereken davranışlar konmalıdır.
Çocuğun güven duyduğu insanla okula gitmesi teşvik edilmelidir. ilk günlerde okulun bahçesine, sonra okul içine, daha sonra sınıfa götürülmeli. Böylelikle adım adım çocuğu tekrar okulla buluşturmak, korkusunu yok etmesine yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak iyi bir okul, psikiyatrist-psikolog, aile ve çocuk işbirliği sağlanırsa sorun kısa sürede çözülür.
Aile neler yapabilir…
Evde drama yaparak okuldaki ilişkiler canlandırılabilir. Anne kendi öğrencilik fotoğraflarını gösterebilir.
Eğer sorun zor ise çocuğun bir iki saatliğine daha sonrada tam gün okula gitmesini sistematik bir yaklaşım kullanarak sağlanabilir.
Sabırlı, tutarlı ve kararlı bir tavır içinde olunuz . Sorunu görmezlikten gelmek ve bir sonraki yıla havale etmek ancak çözümü zorlaştırır.
Çocuğun çantasına ailesini hatırlatacak küçük bir obje ya da resim koymak ve özlemini giderebileceği söylemek faydalı olur.
Çocuk okula gittiği zamanlarda maddi olmamak şartıyla ödüllendirilebilir.
Okulda olduğu zamanların yani ayrılığın geçici olduğunu anlatılmalıdır.
Çocuk okula gideceği gün, aile üyelerinin sıradan bir günmüş gibi davranmaları, korkuyu çağrıştıracak ya da tetikleyecek davranımlardan uzak durmaları gerekmektedir.
Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, gerekli açıklamaları yapıp, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilebilir.
Çocuğa neden okula gitmesi gerektiği ve gitmezse neler kaçıracağı anlatılmalıdır.
Ona gününüzün nasıl geçeceğini anlatıp, onunla gününün nasıl geçtiği hakkında konuşmak her ikinizi de rahatlatabilir
Çocuğun endişeleri, duyguları üzerinde konuşmak, hem sıkıntısını paylaşmasını hem de anlaşıldığını hissedip rahatlamasını sağlar.
Yapılan araştırmalara göre çocukla savaşa girince sonucu ne olursa olsun ana baba kaybeder…
Sevilen ve kişiliğine saygı duyulan çocuk başkalarını da sever ve saygı duyar.
Böylece sevgi ve saygı erken gelişim yılları boyunca çocuğun disiplinin temelini oluşturur.
Yorumlar