DERSLERE GÖRE VERİMLİ DERS ÇALIŞMA

 

MATEMATİK

Matematik nedir?

Matematiğin amacı; insanların doğuştan getirdiği düşünme kabiliyetini geliştirmektir. Bu gelişmeyi sağlamak için, bizlere bir kısım bilgiler kazandırarak karşılaşacağımız olay ve problemlerde inceleme, araştırma ve karşılaştırmalar yaptırarak, düzenli ve dikkatli olmamızı, mantıklı düşünmemizi ve her konuda doğruyu bulmamızı sağlar. Problemleri çözerken değişik bağlantıları bulmak insana heyecan verir. Böylece insanda yeni şeyler bulma arzusu doğar. Bütün bilimlerin doğması ve gelişmesi insandaki bu arzudan doğmuş bu da matematik yardımıyla olmuştur. Bu sebeple bütün bilim dallarında matematikten yararlanılır. Matematik nitelikleri değil nicelikleri konu edinir, fakat niteliği bulunan her şeyin sayılabilir ve ölçülebilir olması, matematiğin fen bilimleri ve teknolojinin yanında değil sosyal bilimlerde de vazgeçilmez olmasını sağlamıştır. Bu yüzden matematik her öğrencinin öğrenmesi gereken bir bilimdir.

Matematiği niçin öğreniyoruz? 

Ezberciliğe dayalı bilgi aktarımının esas alındığı geleneksel eğitim, günümüzde çocukların zihnini körelten bir mekanizma haline gelmiştir. Okulun asli görevi, çocuklara nasıl öğrenileceğini öğretmektir. Bugün okullarda yeni bilgi ile mevcut bilgiyi bütünleştirerek anlama, sentez yapabilme, bilgileri yorumlayabilme gibi beceriler değil; bilgiyi kitaptaki gibi öğrenme ve ezberleme gibi etkinliklere yer verilmektedir. Bunun sonucu olarak öğrencilerimizin çoğunluğu matematiğin gerçek manasını anlayamamakta ve "matematiği niçin öğreniyoruz?", "bu dersin bana faydası nedir?", günlük hayatta uygulaması nasıl oluyor?" gibi ifadeler kullanmaktadırlar.

İnsanlığın gelişmesine paralel olarak bilimde ve teknikte hızlı ilerlemeler olmuştur. Zamanla gelişen ticaret ilişkileri sonucu para, ölçü, zaman, alan, hacim vb. gibi kavramlar ortaya çıkmıştır. Fizik, kimya, biyoloji, mühendislik, astronomi, ekonomi ve psikoloji gibi bütün bilim dalları esaslarını geliştirmek ve sonuçlandırmak için matematiğin temel kurallarına uymak zorundadırlar. Bilim adamları, binlerce bilgiyi küçük bir bilgisayara programlama ve istenildiğinde bilgilere anında ulaşmada matematiğin gücünden faydalanırlar. İnsanlar günlük hayatlarında ihtiyaçlarını karşılarken matematik ve öteki bilimlerden faydalanırlar. Matematik bilimi insanda sistemli ve doğru düşünme yeteneğini geliştirmeyi amaçlar. O halde matematik, farkına varmasak da hayatımızın her aşamasında yer almaktadır.

Matematiği nasıl öğrenmeliyiz?

Matematik küçük yaşlarda verilen iyi bir temel bilgiyle öğrenilir, fakat bu demek değildir ki matematik ileriki yaşlarda da öğrenilmesin. Bu süreç ne kadar geciktirilirse öğrenme de o kadar zor olacaktır. Temel problem de buradan kaynaklanmaktadır. Öğrencilerimizin büyük çoğunluğu temel bilgileri zamanında alamadığından matematik hakkında önyargıya kapılıp, bu dersin zor olduğunu ve öğrenilemeyeceğini düşünmektedir. Temeli olmasa dahi matematik belirli bir düzeyde herkes tarafından öğrenilebilir. Bunun için ilk şart, matematiğin öğrenilebilirliğini kabul etmek ve o ders hakkındaki önyargıları bir kenara bırakmaktır. Matematiği öğrenmede öğretmenin rolü çok önemlidir. Bu dersi sevdirmek ve öğrenciyi belli bir düzeye getirmek öğretmenin görevidir, fakat unutulmamalıdır ki öğrenmede aktif olan, öğrenci olmalı ve her şeyi öğretmenden beklememelidir. Öğrenci kendisini ne kadar zorlar ve öğretmeni sadece yol gösterici olarak görür ve o yolda kendisinin ilerlemesi gerektiğini bilirse sonuca da o kadar çabuk ulaşır. Aksi taktirde öğretmenin ön plana çıktığı durumlarda öğretmen olmayınca öğrenme ve ilerleme de olmayacaktır. Genelde öğrenciler kolaycılığa kaçarak her şeyin çözümünü öğretmenden beklemekte, öğretmenin anlattıklarını anlamakla sonuca ulaşabileceğini zannetmektedirler. Halbuki anlamak ile yapmak çok farklı şeylerdir.

 

Bir problemi çözebilmek için önce o konu problem tipleri hakkında belli bir bilgi birikimine ihtiyaç vardır. O birikimi oluşturmadan çözülen sorular anlaşılsa dahi başka problemleri yapmada güçlük çekilecektir. Bu durum kişinin kendisini kandırmasıdır, soruyu algıladığını zannetmesidir. Bilgi beyne gitmiştir, fakat kalıcı olmamıştır. O yüzden konunun kalıcı olmasını ve problem tiplerinin beyne yerleşmesini sağlamak gerekmektedir. Bunu yapmak için de öğretmenin yaptığı çözümlü örneklerin tekrar tekrar incelenmesi, bıkmadan usanmadan soruların çözümlerine önce bakarak sonra cevabı kapatarak bir kez daha çözülmeleri gerekmektedir. Bu yöntem uygulanırsa artık o konu hakkında beynimizde belli bir birikim sağlanacak, artık başka sorular da yapılabilecektir. Değişik sorular çözerken öncelikle basit sorulardan başlanmalı konunun iyice pekişmesi sağlanmalıdır. Bir soru çözülemiyorsa pes edilmemeli, tekrar tekrar çözmeye uğraşılmalıdır. Unutulmamalıdır ki çözümüne zor ulaşılan sorular veya uğraşmanıza rağmen çözülemeyen sorular size çok şey katacaktır. Siz farkında olmadan konunun genel tekrarını yapmakta değişik durumları düşünerek bilgilerinizi sağlamlaştırmaktasınızdır. Son noktada yine çözülemeyen sorular soruyu çözen arkadaşlarınızla irtibata geçerek çözümlenmelidir. Hiçbir arkadaşınız çözememiş ise artık bu soru için öğretmeninize başvurabilirsiniz. Bu şekildeki bir çaba sizin hazırcı olmadığınızı göstererek gayretinizi ortaya koyacak ve kendinize güven duymanızı sağlayacaktır.

Öğrencilerin en büyük problemlerinden bir tanesi de unutma olayıdır. Temeli sağlam olmayan bir öğrenci, bir konuyu öğrense dahi çalışmaya ara verir, geri besleme yapmazsa o konuyu çok çabuk unutacaktır. Bu yüzden her konuyu gündeminizden eksik etmeyin ve geri besleme yaparak muhakkak konularla ilgili tekrar örnekleri yapın.

ÖSS de matematikten gelen sorular LİSE 1 ağırlıklı olup, temel konuları kapsamaktadır. Bu sınav sisteminde, bilgiden ziyade bilgiyi yorumlama ve temel kavramlar üzerinde durulmaktadır. Bu sebeple konuları belirli düzeyde öğrenir, konuların temel problem tiplerini kavrar ve bu öğrendiklerinizi unutmazsanız, sınavda başarılı olmanız mümkün değildir. Temeli iyi olan öğrenciler soru hazinelerini artırmak için daha çok pratik yapmalıdırlar. Temeli iyi olmayan öğrenciler ise ilk önce çok soru çözmek yerine belirli konularda belirli soru tiplerini öğrenmeli, daha sonra değişik soru çözümlerine başlamalıdırlar.

Matematik dersini ne kadar sever ve ne kadar çok ilgilenirseniz başarı o kadar çabuk gelir. Unutmayınız ki matematiğin size çok şey katacağını kabul etmeniz, başarılı olmanızda ilk adım olacaktır. Düşünen ve araştıran bir insan olmanız temennisiyle...

TARİH

Tarih, Orta öğretimde Sosyal bilimler ve Türkçe-Matematik bölümünde okuyan öğrenciler için verilen sözel içerikli bir derstir.

Tarih geçmişteki olayları sorgulayan, araştıran, olaylar arasındaki sebep-sonuç ilişkisini kurmaya çalışan sosyal içerikli bir derstir.

Genel tarih, ilkçağ uygarlıkları, İslam tarihi, İslamiyet öncesi ve sonrası Türk tarihi, Avrupa tarihi, Osmanlı Devleti’nin tarihi, T.C. İnkılap tarihi ve Milli güvenlik tarihi ÖSS’de çıkan belli başlı konulardır.

Tarih kolay öğrenildiği kadar kolay unutulan bir ders olma özelliğini de taşır. Ezber gücüne dayalı bir ders olduğu sanılması yanlış bir kanıdır. Bu nedenle başarı düzenli aralıklarla soru çözülmesi ile mümkün olmaktadır.

Tarihi öğrenirken, olayların çıkış nedenleri sorgulanması ve sonuçları eleştirilerek çalışılmalıdır. Tarih dersinden başarılı olmak için bazı basit kuralları uyulması gerekmektedir.

 

Buna göre:

Derse başlamadan önce dış etkenlerden arınılmalı,

Konu anlatımı dikkatli bir şekilde dinlenmeli,

Ezberlemeye değil yorum ve düşünceye yönelinmeli,

Konular ile ilgili temel kavram ve terimler (merkezi otorite, siyasi birlik, feodalite, rönesans, manda, himaye vb.) iyi bilinmelidir.

Konularla ilgili temel bilgiler ile temel kavramlar arasındaki bağlantılar kurulmalıdır.

Tarih olayları arasındaki benzerlikler, ortak noktalar bilinmeli,

Tarih çalışırken mutlaka tarih atlası kullanılmalı,

Konular ile ilgili çözülen örnekler iyi öğrenilmeli; benzer nitelikte örnekler bulunarak çözülmeli,

Konular bir bütün halinde öğrenilmeli, üzerinde düşünülmeli,

Konu ders notlarından tekrara edildikten sonra çözülmüş örnekler ve sorular tekrara edilmeli,

Geçmiş yıllara ait sorular incelenmeli,

Sorunun açıklama bölümü ve esas vurgulanan kısmı çok iyi okunmalı

ÖSS sorularının bir bölümü içerisinde verilen bilgiye göre sonuca gidilmesi istenir. Bu nedenle sorular dikkatli okunmalı sorunun mantığı kavranılmadın çözüme geçilmemeli,

Çözülemeyen sorular için konu yeniden incelenmeli, hatta çözümlü sorulara benzer, soruların çözüm yöntemi gözden geçirilmeli,

Çözülemeyen sorular için konu yeniden incelenmeli, hatta çözümlü sorulara benzer, soruların çözüm yöntemi gözden geçirilmeli,

Konular ilerledikçe geçmiş konuların unutulmaması için düzenli tekrar edilmeli. Bunun için konunun yeniden çalışılmasına gerek yoktur. Konuyla ilgili tekrar testlerinin çözülmesi yeterlidir.

ÖSS’de binlerce  öğrencinin üç saatlik sürede belirlendiği düşünülürse bir soru fazla yapmanın önemi açıkça anlaşılacaktır. Bu nedenle Tarih özellikle sosyal bilimler öğrencileri için ihmal edilecek bir ders değildir.

TÜRKÇE                                    

Belli bir yolda ilerlemeyi sağlamak değil, gidilmek istenen yollardaki kapıları aralamak, yani hangi alanda olursa olsun zihinde beliren derin düşünceleri, kurulan hayalleri, üretilen projeleri dile ve yazıya dökebilmeyi sağlamak, insanlar arasında sağlıklı ve düzeyli iletişim kurmayı geliştirmek Türkçe dersinin orta öğretim kurumlarında verilmesinin temel nedenleridir.

Her branşın algılamayı gerçekleştirmede kendine özgü somut ya da soyut birtakım materyalleri vardır. Türkçe'nin öğrenmeyi sağlayan en önemli vasıtası sözcükle düşünebilmek, bir başka deyişle sözcüğü doğru anlamlandırabilmektir.

Örneğin "Zalimin kanlı baltası indi belimize belimize." Cümlesindeki balta sözcüğünü cinayette kullanılan alet mantığıyla ele almak gibi bir hataya düşmemek gerekir.

Cümledeki anlam mantığına ulaşılan sözcükler bize aynı zamanda kendilerinin yapısal ve görevsel özelliklerini hissettirdiği gibi cümle kuruluşuna katkıları hakkında birtakım ip uçları verecektir, yani "masa" sözcüğüne anlamından dolayı isim, "şefkatli öğretmen" adesineki "şefkatli" sözcüğüne yine anlamı gereği sıfat denecektir.

O halde sözcüğü cümledeki anlamına uygun yorumlayıp cümlenin doğru masajına ulaşmayı başarmak Türkçe'yi öğrenmenin temel koşuludur. Hiçbir kuş kanatsız uçamaz. Sizin için yegane kanat hızlı ve doğru yorumlamaktır."

Okuma ve okuduğunu anlama düzeyi iyi olmayan öğrenciler için çeşitli zorluklar elbette olacaktır; ama bu durum kalıcı değildir. İstenirse bol bol kitap okunarak ve okunan kitaplardan özetler çıkarılarak okuma ve anlama seviyesi iyileştirilebilir.

Bir başka zorluk da Türkçe'nin terim sorunudur. Bu sorunu gidermenin  yolu da terimlerin konuşma dilindeki karşılıklarını öğrenmektir. Örneğin "dolaylı tümleç" teriminin konuşma dilinde "bir yere yönelme ya da bir yerden çıkma" anlamında olduğunu bilmek, sizi bu tür sıkıntılardan kurtaracaktır.

Türkçe'ye sözcüğü anlamlandırma işinden başlayarak cümlenin yorumuna oradan da paragrafın düşüncesine ulaşılmalıdır. Bunu yaparken de özellikle sözcüklerin, sözcük öbeklerinin ya da cümlelerin kazanabileceği mecaz anlatımları iyice özümsememek gerekir.

Bütün yağa, yoğurda, peynire dönüşmesi gibi Türkçe hiçbir branştan yardım istemez, bilakis her bilim dalına farkı bir mantıkla temel teşkil eder. Düşünmenize yazı ya da konuşma olmasaydı tarih olur muydu? İnsanoğlu bilimsel çalışmalarını saklayabilir miydi? Filozoflar ürettikleri düşüncelerle tüm insanlığı etkileyebilirler miydi? Atalarımız özlü sözleriyle bizleri uyarıp, ozanlarımız, şairlerimiz duygularıyla, ezgileriyle bizleri ağlatabilir ya da çoşkulandırabilir miydi?

Kısacası Türkçe kendi yapısı ve mantığı içinde çalışılması gereken bir branştır.

Türkçe'yi yorum, gramer, imla ve noktalama genel başlıkları çerçevesinde çalışmak gerekir. Sözcüğü, cümleyi ya da paragrafı yorumlama konusunda mecaz anlatımlara dikkat etmeli, dolayısıyla mecazlaştırma yollarını iyice öğrenmelisiniz.

Gramer yani dilbilgisi konularını öğretmen-öğrenci iletişimiyle anlamaya çalışmalı, öğretmenin konuyla ilgili mantığından yeteri kadar yararlanmalısınız. Dilbilgisi terimlerini ezberlemek, gramer sorularını çözmek için iyi bir yol değildir, terimlerin sözcük ya da cümleyle ilgili mantığını kavrarsanız bu tür soruları rahatlıkla çözersiniz.

Bu durumda "zarf nedir?" sorusuna değil "zarf ne işe yarar" sorusuna cevap aramalısınız.

İmla ve noktalama konusu belli kurallar dahilinde olduğu için söz konusu kurallar öğrenilmeli ve bunlar yazıda uygulanmalıdır.

BİYOLOJİ:

  • Derse ön hazırlık yaprak gelinmeli
  • Ders dikkatle dinlenmeli
  • Konu içinde geçen önemli kavram, ilke, hipotez kuramları açıklayıcı notlar tutulmalı
  • Ders notlarında sistemli tekrarlar yapılmalı
  • Konularla ilgili bol sorular çözülerek soru çözme hızı arttırılmalı (Üniv. haz. Öğren.)
  • Konular bir bütün halinde öğrenilmeli
  • Çözümünde güçlük çekilen sorular öğretmene sorulmalı
  • Soruların çözüm yollarına ve açıklamalarına dikkat edilmeli
  • Geçmiş yıllara ait sorular incelenmeli (Üniv. Hazırlık)
  • Dersle ilgili diğer problemler için sınıf rehber öğretmeni veya Rehberlik servisine başvurulmalı

COĞRAFYA:

  • Derse ön hazırlık yaparak gelinmeli
  • Derse hazırlanırken konuların birbiriyle ilişki içinde olduğu düşü-nülerek konular arasında bağlan-tı sağlanmalı
  • Olayların nedenleri ve sonuçları iyi incelenmeli, konular bütünlük içinde öğrenilmeli
  • Konular çalışılırken gerekli araç gereçlerden ( atlas, grafik, şekil vb.) yararlanılmalı
  • Konu içinde geçen kavram ve tanımlar iyi öğrenilmeli
  • Sistemli tekrar yapılmalı
  • Tekrarlardan sonra konuyla ilgili sorular çözülmeli (üniv. Hazırlık)
  • Sorularda istenilen bilgileri ezberlemek yerine açıklama ve sonuç çıkartılmaya yöneltilmeli
  • Konu eksikleri giderilmeli
  • Sorularda verilen her bir maddenin yeni bir soru kökü olabileceği düşünülerek sorular iyi incelenmeli, açıklamalar yapılmalı
  • Geçmiş yıllara ait sorular incelenmeli.

Yorumlar

Yorum Bırakın