ERGENLİK DÖNEMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
Ergenlik çağı çocukluktan yetişkinliğe geçiş hazırlıklarını içine alan bir gelişme dönemidir. Bu dönemle ilgili yaş sınırları toplumdan topluma ve toplumun bir kemsinden diğerine farklılık göstermektedir. Bizim toplumumuz için bu yaş sınırları kızlar için 13-18, erkekler için 15-20 olarak alınmaktadır. Sağlık ve beslenme yönünden koşullar iyileştikçe ergenlik yıllarının başlangıcı olarak kabul edilen erinlik daha küçük yaşlarda ortaya çıktığı halde karmaşıklaşan toplum yapısı içinde ergenin gelişim görevleri çeşitlenerek bunların gerçekleşmesi daha uzun yıllar alır duruma gelmiş bulunmaktadır. (Örneğin, meslek edinmenin uzun yıllar alması vb.)
Ergenlik yıllarında ergenlerin üstesinden gelmeleri gereken görevler ( gelişim görevleri ) şunlardır. Bu gelişim görevleri zamanın da yerine getirilirse, kişinin çevresiyle ahenkli ilişkiler kurmasına yol açmakta, başarılamayan her gelişim görevi ise kişiliğin uyumunda bir sorun ve güvensizlik durumu meydana getirmektedir. Bu gelişim görevlerinin zamanında başarılmasında kişinin kendi benliğine karşı geliştirdiği güvenin ve saygının önemi olmakla beraber , çevrenin kişiye sunacağı güvenin de çok büyük önemi vardır.
Ergenlik döneminde sizlerin üstesinden gelmeniz gereken gelişim görevleri şunlardır. (yanıtlamanız gereken sorular, üstesinden gelmeniz gereken işler) Bunları dikkatle dinleyiniz. Burada verdiğimiz soruları kendinize de sorunuz. Yanıtlarını, kendi kendinize vermeye çalışınız.
1-Cinsel rolünü kabullenme ve bu role uygun davranış örüntüleri geliştirebilme.
2-Duygusal bağımsızlığını kazanma ve kendiyle ilgili önemli kararları kendi başına verebilme.
3-Yaşdaş dünyası içinde kabul görme ve arkadaşlık, işbirliği , liderlik yeteneklerini geliştirebilme.
4-Çatışan değerleri uzlaştırma ve kendi yaşına özgü bir yaşam felsefesi geliştirebilme.
5-Meslek seçimi için gerekli ön hazırlıkları yapma kendine en uygun mesleği seçebilme.
6-Özkimliğine ulaşma ve bunu kabullenebilme(ben kimim ? sorusunun yanıtını verebilme)
Ergenliğin ilk yıllarında birey ne çocuktur, ne de gençtir. Bu nedenle ona “yeniyetme”
denilmektedir. Ama erginliğin son yıllarında kişi artık bir genç sayılabilir. Aynı kimsenin normal bir kişilik gelişimi süreci içinde yeni yetmelik yılları ile gençlik yılları birbirinden oldukça farklı özellikler göstermektedir. Ergenliğin ilk yıllarında kişi çelişkili ve tutarsız davranışlar ortaya koyarken ergenliğin son yıllarında daha tutarlı ve belirgin davranış örüntüleri geliştirmeye başlamıştır.
İlköğretim ikinci kademesine denk düşen ilk gençlik ya da yeniyetmelik yaşlarında, cinsel uyanışla birlikte yeni ruhsal özellikler ve davranışlar kendini gösterir.: Dengeli ve uyumlu ilkokul çocuğu gider, yerine oldukça tedirgin, güç beğenen ve çabuk tepki gösteren bir genç gelir. Duyguları, hızlı iniş ve çıkışlar gösterir. Çabuk sevinir, çabuk üzülür. Çabuk sinirlenir, olur olmaz şeyi sorun yapar. tepkileri önceden kestirilemez oldur. Derslere ilgisi azalmış, çalışma düzeni bozulmuştur. İstekleri artmıştır. Kendisine tanınan hakları yetersiz bulur. Evde ki kuralların çokluğundan ve sıkılığından yakınır . Ana babanın uyarılarına birden tepki gösterir, ters yanıtlar verir. Sürekli bir gidiş geliş içindedir. Evde pek durmak istemez, dönüş saatine aldırmaz, yemeğe geç kalır. Dağınık ve savruk olur. Sık sık bir şey devirip kırar. Oburlaşır, girip çıkıp bir şeyler atıştırır.
İlgileri artmış, gelgeç hevesleri çoğalmıştır. Gürültülü müziğe bayılır. Süse ve giyime düşkünlük gösterir. Genç kız ayna karşısında saatler geçirir., bir sivilceyle gün boyu uğraşır, kaygılanır. Genç erkek, boyasız ayakkabısına bakmaz ama saçını uzatır, günün modasına göre kestirmekte direnir.
Zayıflık, şişmanlık, uzun boy ,kısa boy yüz çizgilerinin düzgün olup olmayışı sorun olmaya başlar. Gizliliğe önem verir. Genç odasına kapanır, kapısını kilitli tutmak ister. Duvarlara renkli resimler ve film oyuncularının resimlerini asar. Arkadaşlarıyla gizli konuşmaları ve fısıldaşmaları olur. Kardeşlerini yanına sokmaz, tersleyip uzaklaştırır. Uzun uzun düşler kurar. Günce tutmaya başlar . şiir , öykü yazmaya özenir. Kendinden habersiz mektuplarının ve yazdıklarının okunmasına büyük tepki gösterir.
Toplumsal olaylara ve politikaya ilgi artar. Kulaktan dolma ya da ödünç alınmış görüşler savunur, büyüklerle tartışmaya girişir. Bunu yaparken ana babasına aykırı gelen düşünceler ileri sürer. Ana babasını eleştirmek fırsatını kaçırmaz. Öğütleriyle davranışları arasındaki aykırılığı yüzlerine vurur. Ana babaya ters gelen davranışları sürdürmekten özel bir tat alır gibidir. Onların seçtiklerini giymez. Aykırı renkler seçer. “okuyup da ne olacak ? futbolcular daha çok kazanıyor, ben futbolcu olacağım ! “ der. Genç, istemekle yıldız futbolcu olamayacağını bilir ama ana babasının tepkisini sınamaktan da kendisini alamaz. Başka bir deyişle, karşı çıkmış olmak için karşı çıkar. Bunun en belirgin örneğini şu öyküde bulabiliriz: Gencin biri bir gömlekçiye gider ve kendine bir gömlek seçer. Parasını öder ve tam çıkarken satıcıya sorar : “Annem babam beğenirse geri getirebilir miyim ? “
Örnekleri çoğaltabiliriz. Kısacası ilk gençlik ve gençlik çağı oldukça fırtınalı bir dönemdir. Bu dönemde genç kendi kendisiyle ve çevresiyle sürekli savaş içinde görünür.. ruh bilim açısından , bu çelişkili duyuş ve davranış özellikleri bu dönem için olağan sayılır. Ancak kimi gençte bu dönem daha gürültülü geçer. Kimi gençte de az bir çalkantı ile atlatılır. Gençteki bu coşkuyu, tedirginliği ve tutarsız davranışı en iyi tanımlayan terimi Türkçe’de buluyoruz: Delikanlılık Anadolu da yalnız erkekler için değil, kızlar içinde “ Delikanlı Kız” deyimi kullanılır.
Şimdiye dek sayılan belirtiler, bu çağdaki gencin bocalamalar, çelişkiler ve bunalımlar içinde olduğunu göstermeye yeter sanırız. Gencin içine düştüğü bu ruhsal çalkantının bir nedeni, bir anlamı vardır. Hızlı beden gelişmesiyle birlikte gelen cinsel uyanış genci hazırlıksız yakalamakta ve bunaltmaktadır. Genç birden bastıran bunca değişikliğe kendini uyduracak gücü bulamamaktadır. Çünkü , doğanın bir oyunuyla, bedensel büyüme hızlanmakta , ruhsal olgunlaşma ise geri kalmaktadır. Dengesi bozulan genç bu yeni duruma alışmaya çabalamaktadır. Tepkilerinde ki iniş çıkışlar, davranışlarındaki tutarsızlıklar, duygulardaki değişkenlik hep bu uyum çabasıyla açıklanabilir. Başka bir değişle, genç, içten gelen saldırganlık ve cinsel dürtülerin baskısı altında bulunmakta, kendisi için yeni ve yabancı olan bu duyguları bir düzene sokmaya çalışmaktadır.. tıpkı toy bir sürücü gibi arabasını doğru yolda tutmaya çabalamakta ama sağa sola yalpa yapmadan yol alamamaktadır.
Genç bir yandan büyümek için sabırsızlanmakta , öte yandan çocuksu davranışlardan sıyrılamamaktadır. Ergenlik belirtilerini yaşıtlarından çok önce gösteren gençlerde bu bocalama daha da belirgindir. Yetişkin boyutlarına ulaşmış bir gövdede çocuk kişiliği vardır.. Bu çağ gencin yeni arayışlar içinde olduğu bir çağdır. Genç her şeyden önce kendini aramaktadır. “Ben kimim , Neyim? Ne olacağım ? Toplumdaki yerim neresi? Sorularını bilinçli ve bilinçsiz olarak kendine sorar. Kendi kişiliğine çeki düzen vermeye çalışır. Sanki bütün çocukluk dönemlerini yeniden yaşar bu dönemde. Kendi kimliğine kavuşabilmesi için, genç, önce ana baba etkisinden sıyrılmaya çalışır. Onun gözünde artık anası babası hiç yanılmaz, hep haklı kişiler değildirler. Onları eleştirici bir gözle yeniden değerlendirmeye girişir. Dolaylı ve açık olarak eleştirir. Beğenileriyle alay eder. Düşüncelerini eskimiş bulur. İnançlarını kuşkuyla karşılar. Sanki anadan babadan öğrenecek bir şeyi kalmamıştır. Öğütleri batar, uyarıları onu kızdırır. Bunları yaparken, genç hiç kuşkusuz çok aşırıya gider. Kişiliği olduğuna kendini inandırmak için işe yadsımakla başlar. Bu gerçeği gülmece yazarı Mark Twain çok iyi dile getirmiş: “ Onbeş yaşımdayken babamı çok bilgisiz sanırdım. Yirmi beşime geldiğimde babamın geçen on yıl içinde ne çok şey öğrendiğini görerek şaştım”. Kuşkusuz babası tüm bildiklerini on yıl içinde öğrenmedi. Ama genç olgunlaştı. Duruldu. Babasını daha gerçekçi olarak değerlendirmeye başladı.
Gençlik çağı bağımsızlık çağıdır. Topluma karışma çağıdır. Genç evden kopar çevreye yönelir. Gerçekten Bu çağda evde oturmak, gence işkence gibi gelir. Spora ilgi artar. Sporun bir dalında kazanacağı başarı kendine güvenini artırır. Daha da önemlisi toplu sporlar , gence yaşıtlarıyla kaynaşma ortamı sağlar. Kendini arkadaşlarıyla karşılaştırır. Yaşıtlarının davranış, giyim kuşam beğenilerini benimser. Onlar gibi argo konuşur. Kendine sırdaş ve dert ortağı seçer. Arkadaş kümesi içinde bağlılığa ve dayanışmaya önem verir. Genç kümede kalmak için kendini arkadaşlarının etkisine bırakır. Onlardan ayrı düşünmeye korkar gibidir. Kendini benimsetmek için, arada, kendine aykırı gelen davranışlara bile katlanır.. Evde arkadaşlarının eleştirilmesini tepkiyle karşılar. Onlara söz söyletmez. Ana baba ise gencin kötü arkadaşlara uyup baştan çıkarılacağından korkar. Sıkı denetleme ve kimi arkadaşlarını yasaklama yoluna giderler. Bu ise genci daha çok sokağa iter.
Evde ana ve babasıyla çatışması çok olan bir gencin, arkadaşlarına kendini tümden kaptırması olasılığı daha yüksektir. Kendini bulma çabasında olan güvensiz ve yetersiz bir genç, daha atılgan ve becerikli yaşıtlarının egemenliği altına girebilir. Bu nedenle gencin yoldan sapması kötü arkadaşa uyma sonucu ortaya çıkmaz. Tersine, ana babasından yeter destek bulamayan genç, olumsuz arkadaşlara yönelir. Ancak, ana babanın denetlemesi ve uyarısı gereklidir. .en sağlıklı gençler bile ara sıra yoldan çıkma eğilimi gösterirler. Ana babasıyla ilişkileri sağlıklı gelişen bir genç , kendini bir süre kaptırsa bile , geri dönüş yapmasını bilir.
Gençlik dönemi hayranlıkların ve tutkunlukların bol olduğu bir dönemdir. Gençler bir yandan ana baba etkisinden sıyrılırken, öte yandan kendilerine yeni örnekler seçerler. Bir öğretmen, bir sporcu, bir şarkıcı onların benzemek istedikleri kişiler olur. Genç hayran olduğu kişilere her yönüyle benzemek ister. Yeteneklerinden kusurlarına değin her şeyini körü körüne beğenir. Bir süre sonra kendine yeni bir örnek seçer, onunla özdeşim kurar .
Kuşkusuz , gençlik çağında ortaya çıkan değişikliklerin tümü olumsuz değildir. Ruhsal alanda yaşanan çalkantı yanında , gençte pek çok olumlu gelişme olur. Bir kez, gencin düşünme yeteneğinde önemli bir sıçrama olur. Soyut kavramları daha iyi anlar ve kullanır. İlgi alanı genişler ve çeşitlik kazanır. İlerde seçeceği meslekle ilgili konulara eğilir. Bir şeyler yapmak, başarılı olmak eğilimi çok güçlenmiştir. Toplumsal olaylara ilgi duyar. Kendini ve başkalarını gözlem yeteneği güçlenmiştir. Hiçbir şeyi beğenmez tutumu, giderek yerinde eleştirilere ve yorumlara dönüşür. Çoşkuludur. Duygu ve düşüncelerini inançla savunur. Haksızlıklara dayanamaz .Bu gelişmelerde ergenlik döneminin olumlu değişiklikledir.
Yorumlar