KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ

 


          2916 Sayılı Özel Eğitime muhtaç çocuklar kanunu; özel eğitimin genel eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğunu; özel eğitim hizmetlerinin çocukların özür ve özellikleri dikkate alınarak, mümkün olduğu kadar çocuğun yakınına götürülecek biçimde planlanacağını; durumları ve özellikleri uygun olan özel eğitime muhtaç çocukların, normal çocukların eğitimleri için açılmış olan okul ve eğitim kurumlarında, normal akranları arasında eğitim görmeleri için gerekli tedbirlerin alınacağını; resmi ve özel ilköğretim kurumlarının, kendi çevrelerindeki özel eğitime muhtaç çocukları için özel eğitim hizmetlerini sağlamakla yükümlü olduklarını belirtmektedir.

(2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu ve Özel Eğitim Ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 11.08.1999 tarih ve 2237 sayılı genelgesi).
1.          Kaynaştırma Yoluyla Eğitim: Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüklerince yapılan inceleme neticesinde, eğitilebilir seviyede olduğu tespit edilen çocukların eğitimleri, yeterli sayıda öğrenci bulunamaması halinde özel sınıf açılamayan durumlarda ilköğretim okullarında normal sınıflar içinde kaynaştırılmalarıyla sürdürülür.
2.          Kaynaştırma için okulda, bir sınıfa bir öğrenci verilir. Bu sayı çok zorunlu durumlarda ikiye çıkarılabilir.
3.          Bu öğrencilerin bulundukları sınıflarda öğrenci sayısı, diğer kaynaştırma öğrencisi olmayan sınıflara göre, en az beş öğrenci eksik olacak şekilde düzenlenir.
4.          Zihinsel özürlü öğrencilerin kaynaştırma yoluyla eğitim öğretim gördükleri okulun idarecileri tarafından, denetim esnasında müfettişlere, bu öğrencilerin özellikleri ve öğretmenlerinin faaliyetleri konusunda bilgi verilir ve denetimde bu bilgiler dikkate alınır.
5.          Okul idarecileri bu çocukların bulundukları sınıfta, kaynaştırma yoluyla eğitim ve öğretimleri için, özürlerinin gerektirdiği eğitim ortamını sağlayacak tedbirleri almakla yükümlüdür.
6.          Kaynaştırma uygulamalarında eğitimlerini sürdüren özel eğitim gereksinimi olan öğrenciler devam ettikleri okulun sınıf geçme ve sınav yönetmeliğine göre değerlendirilir. Ancak bireysel gelişim özellikleri dikkate alınarak, sınavlarda gerekli önlemler alınır ve düzenlemeler yapılır.
7.          Görme yetersizliği olan öğrencilere; yazılı yoklamalarda yeteri kadar zaman verilecektir. Bu öğrenciler çizimli ve şekilli sorulardan muaf tutulacaktır.
8.          İşitme yetersizliği olan öğrenciler; ilköğretim ve orta öğretimde, istekleri doğrultusunda müzik ve yabancı dil dersleri programlarının bazı konularından veya tamamından muaf tutulacaktır. Bu öğrencilerin başarıları yazılı sınavlar, ödevler ve projelerle değerlendirilir.
9.          Ortopedik yetersizliği olan öğrencilerden yazmada güçlük çektiği belirlenenler sözlü olarak değerlendirilecektir.
10.          Özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler; güçlükten etkilenme durumlarına göre yazılı sınav veya sözlü değerlendirmelerin birinden istekleri doğrultusunda muaf tutulacaklardır.
11.          Özel eğitim sınıflarında veya kaynaştırma uygulaması yapılan sınıflarda eğitimini sürdüren 5.ci sınıf öğrencilerine herhangi bir diploma düzenlenmeyecek, bu öğrenciler diğer öğrenciler gibi 6.cı sınıfa devam edeceklerdir.
12.          Kaynaştırma uygulamaları ve özel eğitim sınıflarına devam eden zihinsel öğrenme yetersizliği olan öğrencilerden yaşı ve fiziksel gelişimi uygun olanlar, sınıf öğretmeninin önerisi ve ailenin onayı ile 1.ci sınıfa iki yıl devam edebilirler. Ancak ilköğretimin diğer sınıflarında sınıf tekrarı yaptırılmayacaktır.
          
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN AMAÇLARI

          Kaynaştırma eğitiminin amacını birkaç boyutta açıklamak mümkündür: İlk olarak, İlimiz genelinde özel eğitime muhtaç çocuklar için bir kurum (özel eğitim sınıfı veya okul) olmadığı göz önüne alınırsa, sayıları azımsamayacak ölçüde olan özel eğitime muhtaç çocukların bir eğitim imkanına kavuşturulması kaynaştırma eğitimi programının en önemli amacıdır.
          Halen okula devam etmekte olup ama üst üste sınıfta kalmış, okuma ve yazmayı başaramamış, öğrenme güçlüğü çeken, konuşma gelişimi ve diğer gelişimlerinde akranlarına göre sürekli gerilik gösteren öğrencilerin durumlarının belirlenmesi, okul idaresi, öğretmen ve öğrenci velilerinin problem hakkında bilgilendirilmesi, öğrencinin durumunun bir açıklığa kavuşturularak kendisine ihtiyaç duyduğu özel eğitim ve rehberliğin verilmesi kaynaştırma eğitiminin hem bir amacı hem de hedeflediği bir yarar olmaktadır.
          Öğrencinin akranlarıyla sosyal bütünleşmesinin sağlanması, kendini kabul etmesi ve çevresinden kabul görmesinin sağlanması kaynaştırma eğitiminin bir diğer amacı olarak düşünülebilir.


KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNE ALINACAK ÖZÜRLÜ ÖĞRENCİLER

          Kaynaştırma eğitimine alınacak özel eğitime muhtaç öğrencileri ve özür türlerini şu şekilde sıralayabiliriz :
1.          Zeka özürlü çocuklar: Bunlar eğitilebilir zihinsel özürlü olarak belirlenen, zeka bölümleri (IQ) 45-75 arasında bulunan öğrencilerdir.
2.          İşitme engelli çocuklar: İşitme engeli 90 db"e kadar olan ve işitme cihazı kullanan çocuklar.
3.          Ortopedik özürlü çocuklar: Bir organını ya da fonksiyonunu kaybetmiş, iskelet,eklem, sinir sistemi ve kaslarında bir sakatlık bulunan, ancak sınıfta başkasına bağımlı olmadan kalabilen çocuklar.
4.          Görme özürlü çocuklar: Az gören yada görme gücünü tümüyle yitirmiş çocuklar.
          Sıraladığımız bu tür özürlere sahip çocukların kaynaştırma eğitimine alınabileceği, birden fazla özrü bulunan çocukların İl Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü uzmanları tarafından incelendikten sonra, çocuğun söz konusu eğitimden faydalanıp faydalanmayacağına karar verilmesi gerekmektedir.

TESPİT - TEŞHİS VE YERLEŞTİRME

          Kaynaştırma Eğitimine alınacak öğrencilerin teşhis ve yerleştirme işi İl Rehberlik ve Araştırma Merkezi müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.

          TESBİT: Okul Müdürleri her öğretim yılı başında sınıf öğretmenlerine bir duyuru yaparak sınıflarında, üs tüste sınıfta kalmış, okuma-yazma ve dört işlemi başaramamış, öğrenme güçlüğü çeken, bütün gelişiminde akranlarına göre gerilik gösteren, dikkat ve algılama güçlüğü içinde bulunan, ortopedik özürü, görme veya işitme kaybı olduğundan şüphe ettiği öğrencileri belirleyerek bir liste yapmasını ister. Bu gereklidir, çünkü özel eğitime muhtaç çocukların belirlenmesinde sınıf öğretmeninin kanaati tanılama sürecinde çok önemlidir.
          Okul Müdürlüğü okul genelinde oluşturduğu listeyi il Rehberlik ve Araştırma Merkezine bildirerek adı geçen öğrencilerin incelemesinin yapılmasını ister.

          TEŞHİS: İl Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü uzmanları tespit edilen öğrencileri özür türlerine göre incelemeye alır. (Zeka testi, odiometrik inceleme veya snellen scale görme testi) yapılan inceleme sonucunda özel eğitime veya kaynaştırma eğitimine alınacak öğrenciler belirlenir, okul idaresiyle işbirliği yapılarak bu öğrenciler uygun sınıflara yerleştirilir.
          Rehberlik ve Araştırma merkezi kaynaştırma eğitimine alınan her öğrenci için bir inceleme raporu düzenler. Bu raporun bir nüshası öğrencinin okuldaki dosyasında saklanır.
          Ayrıca okul müdürlüğü "Kaynaştırma Eğitimi Bilgi Formu"nu her öğrenci için doldurup onayladıktan sonra İl Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğüne gönderir. Böylece yerleştirme işlemi tamamlanmış olur.

EĞİTİM ORTAMLARI VE PROGRAMLARININ DÜZENLENMESİ

          Eğitim öğretim ortamlarında öğretmen, okul, program, kitap ders araçları ve bütün eğitim teşkilatı kaynaştırma eğitimine alınan çocukların daha iyi yetiştirilmelerinde başlıca unsurlardır. Bu unsurlar, ancak, çocukların bedeni, zihni ve sosyal alanlardaki istidat ve kabiliyetlerine göre ele alındığında yararlı olabilir.
          Eğitim ortamı düzenlenirken kaynaştırma eğitiminden yararlanacak öğrencileri mevcudu az olan sınıflara yerleştirmek esastır. Ayrıca öğrencilerin belirli zamanlarda destek eğitimi alması amacıyla uygun araç ve gereçlerle düzenlenmiş kaynak odalar oluşturmak gerekmektedir.
          Kaynaştırma eğitimine alınan öğrencilerin özellikle bazı sosyal faaliyetlere katılmaları ve sorumluluk almaları sağlanmalıdır.
          Kaynaştırma eğitimine alınan çocuklarla yapılacak çalışmalarda, eğitim amaçlarına ulaşabilmek için, uygulanacak metot ve teknikler büyük önem taşır. Eğitim ve öğretim çalışmalarında bu çocukların bedeni, ferdi, grup etkinliklerinde öğretmen en uygun metot ve teknikleri uygulamaya çalışmalıdır. Kaynaştırma eğitimi programına alınan eğitilebilir zihinsel engelli çocuklar sınıf seviyesinin altında oldukları için, öğretmen etkinliklerde çocuğun ferdi özelliklerini ve ihtiyaçlarını dikkate almalıdır. Çalışmalarda ihtiyaca göre, takrir, soru-cevap, gözlem, inceleme gösteri, iş-proje deney vb. metot ve teknikleri kullanılabilir.
          Eğitilebilir zihinsel engelli çocuklar öğretmenden etkilendikleri kadar, sınıftaki diğer öğrencilerden de etkilenirler. Özellikle öğretmen bu çocukların akranlarıyla etkileşimde bulunmalarına özen göstermelidirler.
          Kaynaştırma eğitimine alınan öğrencilerin eğitiminde bulunduğu sınıfın programı esas alınır. Ancak programlar öğrencinin özür ve özellikleri dikkate alınarak gerekli ekleme ve çıkarmalar yapılarak uygulanır.
          Kaynaştırma eğitimine alınan eğitilebilir zihinsel özürlü çocukların eğitiminde "Eğitilebilir Zihinsel Özürlüler Eğitim Programı" esas alınmalıdır.
          Kaynaştırma eğitiminde öğrencinin kendi yaş grubu içinde bütün olarak yetiştirilmesi esastır. Öğrencinin yıllık başarısı bütün derslerde ve ders dışı eğitici çalışmalarda uygulanan programlar doğrultusunda,öğrencinin ilgi, kabiliyet ve özel yetenekleri dikkate alınarak özürlerine uygun ölçme ve değerlendirme araçlarıyla değerlendirilebilir.
          Özel eğitime muhtaç çocukların belirli derslere katılımında öğrencinin isteği göz önüne alınır. (Resim, yabancı dil, müzik, beden eğitimi)
          Nihayet özel eğitime muhtaç çocukların pratik yaşam için gerekli olan bilgi ve becerilerle donatılması, günlük yaşamda karşılaştığı problemleri çözebilme yeterliğine ulaştırılması bu çocuklara verilecek eğitimin odak noktasını oluşturmalıdır.

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN YARARLARI

          Özürlü öğrencilerin toplum dışına itilmesi yerine, toplumla daha kolay kaynaşmaları bütün eğitim imkanlarından sonuna kadar faydalanmalarına bağlıdır.
          Kaynaştırma, bireyselleştirilmiş eğitim planları ve programları içerisinde uygun görülen, özürlü çocuklarla normal olanlarını belirli sürelerde eğitim ve sosyal yönden bütünleştirmedir. Yani kaynaştırma programı özürlü ve normal çocukların aynı sınıflarda kaynaştırılmasının sağlanmasını, özürlü çocukların mümkün olabildiğince bağımsız olabilme, bulundukları çevrede yaşama ve öğrenmelerine ve çalışmalarına yardımcı olmayı hedefler. Bu program, özürlü çocukların sınıf faaliyetlerine tam ve etkin olarak katılmalarını sağlamak amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir. Ayrıca kaynaştırma programı, öğretim teknik ve faaliyetlerini özel ihtiyaçlara göre (özür grubu tanınmalı ve buna göre tedbir alınmalıdır.) adapte eden öğretmenlerin, bu çocukların kapasitesinin tümünü kullanabilme fırsatı bulabilmesine yardımcı olmalarını hedefler. Bu çerçevede kaynaştırma eğitiminin yararlarını şu şekilde özetlemek mümkündür :
-          Çocuk normallerle birlikte olup, bazı davranışlarını akranlarından öğrenecektir.
-          Toplumun özürlülerin sorunlarını bilmesi için onlarla birlikte yaşamasının birincil koşul olduğu düşünülürse, sorunları bilen ve gören toplum bu sorunlara çözüm arayacak ve normaller bu tür çocuklarla birlikte yaşamayı öğrenecektir.
-          Kaynaştırma gerçekçi benlik (durumun olduğu gibi kabullenilmesi ve gizil güçlerini kullanmaya yönelme) açısından yarar sağlar.
          Ayrıca normal akranları içinde eğitim gören çocuğun sosyal gelişiminin özürlüler için açılan sınıflardan çok daha olumlu olması kaynaştırma eğitiminin bir diğer faydasıdır.

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN BAŞARILI OLMASINI SAĞLAYACAK İLKELER

1.          Kaynaştırma eğitimine alınacak öğrencilerin sayısı aynı sınıfta mümkünse belli bir sayıyı geçmemelidir.
2.          Çocuğun sosyal yönden akranlarıyla kaynaştırılması ve yeteneklerini azami derecede kullanmasını sağlayacak yöntemin seçilmesi gerekir.
3.          Özürlü çocuğun ailelerinin okul idaresi ve öğretmen tarafından bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi gerekir.
4.          Öğretmen özürlü çocukların eğitimi konusunda çeşitli programlarla bilgilendirilmeli. (Bu konuda İl Rehberlik Araştırma Merkezi kaynak temin edebilir).

ÖZÜR TÜRLERİNE GÖRE ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİMİ

A- ZİHİNSEL ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTMİ
          Tanım : Kapsamlı olarak zihinsel engellilik; doğumdan önce, doğum sırasında ve gelişim sürecinde, çeşitli nedenlerle zihin gelişimlerinde ve fonksiyonlarında oluşan sürekli yavaşlama, duraklama ve gerileme gösteren ve bunun sonucu olarak etkili uyumsal davranışlarda gerilik ve yetersizlik gösteren sürekli bir durumdur.
          Zihinsel özürlüler genel olarak ikiye ayrılırlar :
1.          Zeka bölümü 25-44 arasında olan Öğretilebilir zihinsel özürlüler,
2.          Zeka bölümü 45-75 arasında olan Eğitilebilir zihinsel özürlüler.
          Bizim burada üzerinde duracağımız grup eğitilebilir zihinsel özürlüler olacaktır. Çünkü ilköğretimlerde eğitilebilir öğrenciler, diğer normal öğrencilerle aynı sınıfta öğrenim görebilmektedirler.

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNE ALINACAK EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ

MOTOR GELİŞİMLERİ
-          Beden gelişimleri çok geri kalmış veya duraklamış olabilir. Boy ve ağırlık olarak yaşıtlarına göre daha zayıf ve gelişimleri daha yavaştır.
-          Hastalıklara karşı dirençleri daha zayıftır.
-          Büyük ve küçük kasları kullanmada belirgin derecede zayıflık gözlenir, el göz koordinasyonunu geç ve güç sağlarlar.
-          Basit hareketlerde yaşıtlarından gerilik gösterirler.

ZİHİNSEL ÖZELLİKLERİ
-          Akademik kavramları geç ve güç öğrenirler.
-          Dikkat süreleri kısa ve dağınıktır.
-          Soyut terim, tanım ve kavramları çok geç ve güç kavrarlar.
-          Zaman kavramı geç ve güç gelişir.
-          Konuşmaya geç başlarlar, akranları ile anlaşmada güçlük çekerler.
-          Genelleme yapamazlar.
-          Kazandıkları bilgileri transfer edemezler.
-          Yeni durumlara uymada zorluk çekerler.
-          Kolayca yorulurlar, bir işi sonuna kadar sürdüremezler.
-          Kendilerinden küçükler ile ilişki kurmayı ve oynamayı severler.
-          Gördükleri, duydukları ve öğrendikleri şeyleri çabuk unuturlar.
-          İlgileri kısa sürelidir. Yakın şeylere ilgi duyarlar. Uzak gelecek ile ilgilenmezler.
-          Algıları, kavramları, tepkileri basittir.

KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
-          Kendilerine güvenleri azdır.
-          Belli amaca ulaşmak için çaba harcamazlar.
-          Bir işi sonuna kadar sürdürmezler.
-          Geç ve güç dostluk kurarlar.
-          Sorumluluk almaktan kaçınırlar.
-          Birlikte bulundukları kimselerin duygu ve düşüncelerine ilgi ve saygı duymazlar.
-          Kendi kendilerine bir işe başlama ve devam ettirme arzusu duymazlar.
-          Duygu ve düşüncelerini ifade etmede bir çok duygusal bozukluklar gösterir.

DİL GELİŞİMLERİ
-          Konuşmaya geç başlarlar.
-          Konuşmalarında ses bozuklukları vardır.
-          Kelime hazineleri azdır.
-          Alıcı ve ifade edici dil gelişimleri zayıftır.
-          Konuşmaları akıcı değildir.
-          Okuduklarını anlatmakta zorluk çekerler.
-          Geç ve güç dostluk kurarlar.

ÖZBAKIM BECERİ GELİŞİMİ
-          Tuvalet eğitimlerini geç kazanırlar.
-          Bazılarında gece işemeleri devam edebilirler.
-          Temizlik, giyinme, soyunma, tuvalet alışkanlığı vb. öz bakım becerilerini geç kazanırlar.

EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR İÇİN
ÖZEL EĞİTİMİN AMAÇLARI

          Eğitilebilir zihinsel engelli çocukların eğitimlerinde ilk öğretimin amaçlarına paralel dört amaç tespit edilmiştir. Bunlar :
1.          Kendini anlamak ve gerçekleştirmek.
2.          İnsan ilişkileri kurmak ve gerçekleştirmek.
3.          Ekonomik beceriler geliştirmek.
4.          Uygar sorumluluk kazandırmak ve geliştirmek.
          Bu temel amaçların özel hedefleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir :

1.          Kendini anlamak ve gerçekleştirmek.
-          Sağlığını koruyucu temel bilgileri benimser, gerekli sağlık ve temizlik alışkanlığını kazanır.
-          Kazalara karşı uyanık ve tedbirli olmayı öğrenir.
-          Çevredeki bütün canlı ve cansız varlıklara değer verir, onları sever ve korumayı öğrenir.
-          Okuma-yazma ve hesaplama gibi temel bilgileri ve becerileri kavrar.
-          Öğrenme merak ve hevesini geliştirir.
-          İyi düşünme ve doğru hüküm verme alışkanlıklarını kavrar.
-          Görev ve sorumluluk duygusunu kazanır.
-          Boş zamanlarını hoş ve yararlı kullanma alışkanlıklarını kazanır.
-          Doğal güzelliklere ve güzel sanatlara karşı ilgi ve hayranlık duymayı öğrenir.
-          Ana dilini düzgün ve doğru kullanmayı öğrenir.
-          Güvenilir bir karakter geliştirir, başarılı olduğu zaman aşırı öğünmelerden sakınmayı, başarısızlık karşısında ümitsizliğe düşmemeyi öğrenir.

2.          İnsan ilişkileri kurmak ve geliştirmek :
-          İyi bir aile hayatının dayandığı temel ilkeleri kavrar, payına düşen sorumlulukları öğrenir ve benimser.
-          Başkaları ile birlikte yaşamayı ve birlikte çalışmayı öğrenir.
-          İnsan ve insanlığa saygı duymayı öğrenir.
-          Nezaket kurallarını öğrenir.

3.          Ekonomik beceri geliştirmek :
-          Toplumun bağımsız ve etkin bir üyesi olabilmek için çalışmanın ve iyi bir üretici olmanın gerekliliğine inanır.
-          İyi bir tüketici olmanın aile ve memleket ekonomisindeki yerini ve önemini kavrar.
-          İnsan gücünün ve iyi bir mesleğe yönelmenin, meslekte uyum kurma ve verimli olmanın kişisel ve toplumsal açıdan önemini kavrar.

4.          Uygar sorumluluk kazandırmak ve geliştirmek :
-          Sosyal etkinliklere katılır ve sosyal anlayış kazanır.
-          Çeşitli durumlarda hoşgörüye sahip olur.
-          Din, milliyet, renk vb. ayrılıkları dikkate almadan insanlarla ilişki kurar.
-          Kanunlara uyar.
-          Demokratik yaşamın en iyi toplum düzeni olduğuna inanır ve ona bağlılık duyar.

EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR İÇİN
SÜREKLİ YAŞAM İLKELERİ

          Eğitilebilir zihinsel engelli çocukların eğitimlerinde amaçlanan hedefler doğrultusunda, bu çocuklarda sürekli yaşam için gerekli olan ve aşağıda açıklanan hususların, öğrenim süresince işlevsel hale getirilmesine özel bir önem gösterilmelidir.
1.          Fikirlerle iletişim kurma :
          Genellikle konuşma, dinlenme, okuma-yazma ve aritmetik temel alışkanlıkları, beceri ve davranışlarının öğrenilmesi.
2.          Kendini anlama ve başkalarıyla iyi geçinme :
          Bireyin kuvvetli ve zayıf yönlerini ve ona uyum sağlaması için gerekli olan alışkanlıkları, beceri ve tavırları, toplumda demokratik yaşam için gerekli olan davranışları ve becerileri kazanmak.
3.          Yakın ve uzak yerlere seyahat etmek :
          Şehir içinde yakın çevresinden başka şehirlere, uzak mesafelere seyahat etmek için gerekli temel alışkanlıkları, tavırları ve becerileri kazanmak.
4.          Sosyal, teknolojik ve fiziksel çevreye uyum sağlamak:
          Sosyal imkanları ve töreleri, teknik alet ve araçları kullanma ve uyum sağlamada gerekli olan temel alışkanlıkları ve davranışları, becerileri kazanmak.
5.          Sağlığını korumak :
          Ferdi beslenme, beden hareketleri, beden bakımı, dinleme, hastalıklardan korunma önlemleri ve batımı, sağlığını korumak için gerekli temel alışkanlıkları, davranış ve becerileri kazanmak.

6.          Yaşamını kazanmayı öğrenme :
          Kendisine uygun işi seçmesi, o işe göre hazırlanması ve bir iş bulması ile iyi bir işçi olması için gerekli temel alışkanlıkları, davranış ve becerileri kazanmak.
7.          Emniyetli yaşamayı öğrenme :
          Oyunda, işte ve hareket halinde, tehlikeli durumlarda emniyetini sağlamak için gerekli temel alışkanlıkları, davranış ve becerileri kazanmak.
8. Ev işleri yapmayı öğrenme :
          Bireyin kendi kendine beslenme, giyinme ve ailesine yardım için gerekli temel alışkanlık, davranış ve becerileri kazanmak.
8.          Parasını iyi ve uygun biçimde kullanma :
          Kazandığı parayı bütçesine göre en uygun biçimde kullanabilmek için gerekli olan temel alışkanlık, bilgi ve becerileri kazanmak.
9.          Zamanı hoş ve yaralı kullanmayı öğrenme :
          Zamanını öldürmeden hoş ve sağlıklı etkinliklere katılabilmek için temel alışkanlık, davranış ve becerileri kazanmak.
10.          Güzellikten hoşlanma ve güzel şeyler yapma :
          İyi bir görünüm içinde bulunmak, bunu devam ettirmek, el işleri, müzik, resim, dans ve halk oyunları ile kendini ifade etmeyi öğrenmek.

EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMLERİNDE GÖZÖNÜNE ALINACAK ESASLAR

          Çocukların istenilen davranışları göstermeleri veya göstermemeleri türlü sebeplere dayanır. Uygun davranışların geliştirilmesi için aşağıdaki esasların göz önünde bulundurulması gerekir :

A. Kavramları basitleştirerek öğretim alanına sokmak :
          Zihinsel engelli çocuklar için soyut kavramlar güç öğrenilir. Somut ve fonksiyonel kavramlar tercih edilmelidir. Zihinsel engelli çocuk bir defada pek çok kavram öğrenemez. Öğretile bilinecek kavramların sayıları sınırlandırılmalı, kavramlar çocuğa tek tek öğretilmelidir. Bir kavram iyice öğretilmeden diğer kavrama geçilmemelidir. Aynı kavramlar çeşitli durum ve ilişkileri içerisinde çocuğa öğretilmelidir.

B. Kısa süreli konular ele almak :
          Eğitilebilir zihinsel engelli çocukların uzun konuları takip etmek yönünden dikkat ve yetenekleri yeterli değildir. Bu sebeple ünite bütünlüğü içinde ele alınacak konular, kısa süreli zaman dilimleri içinde, küçük bölümler halinde işlenmelidir.

C. Öğrenme,rastlantıdan ziyade programlara bağlı ve öğretmen gözetiminde yapılmalıdır :
          Eğitilebilir zihinsel engelli çocukların kavrayış seviyeleri dikkate alınarak, etkinlikler anlamlı parçalara bölünmeli, bölümler sırasıyla iyice kavratıldıktan sonra devam edilmelidir.

D. Öğretim çocuğun gelişim düzeyine uygun olmalı :
          Eğitilebilir zihinsel engelli çocuğun öğrenme düzeyi tespit edilmeli ve öğrenime o seviyeden başlanarak devam edilmelidir.

E. Öğretimde çocuğun gelişim düzeyine uygun araç ve gereçler kullanılmalıdır :
          Bu çocuklar için kullanılacak araçlar çevredeki gerçek araçlar olmalıdır. Karmaşık parçalı araçlar yerine, az parçalı basit araçlar seçilmeli, araçların parçaları yerine bütünü ve işlevi ele alınmalıdır.

F. Sınıftaki günlük çalışmalar,düzeye uygun ve basit olmalı :
1.          Ferdi eğitim etkinliklerin çıkış noktası olmalıdır.
2.          Öğrencilerin başarılı çalışmaları mutlaka görülmeli, değer verilmeli, gerekirse ödül verilmelidir.
-          Çocuğa başarabileceği görevler verilmeli.
-          Doğru yanıtlayabileceği sorular sorulmalı.
-          Gerekirse görevi yerine getirmede yardım edilmeli.
-          Çocuğun başarısız olduğu noktada bırakılmamalı.
3.          Olumsuzdan daha çok olumlu ifade kullanılmalıdır.
4.          Güven sarsıcı sözlerden ve isteklerden kaçınılmalıdır.
5.          Maddi ceza verilmemelidir.
6.          Acele ve telaşlı emirler yerine, sakin ifadeler kullanılmalıdır.
7.          Sınıfta konuşmalarına olduğunca fazla yer verilmelidir.

G. Eğitilebilir zihinsel engelli çocuğun eğitiminde, ailenin önemi göz önünde bulundurularak, öğretmen veli işbirliği sağlanmalı, aile eğitimi çalışmaları yapılmalıdır.
          Çocuğun seviyesinin tespiti, uygulanacak eğitim programı, çocukta görülen bazı davranış bozuklukları, aile rehberliği gibi konularda İl rehberlik Araştırma Merkezi Müdürlüğünden yardım istenmelidir.

H. Öğretmen ağır öğrenen çocuğu ileri eğitim kademelerine değil, iş yaşamına hazırladığını iyi bilmelidir.
          O bir önder olacak değildir, yaşamını kafasıyla değil, elleriyle kazanacaktır. Bu bakımdan ona yaşamı boyunca kullanacağı temel bilgi ve becerileri kazandırmaya çalışmalıdır.

I. Tekrara önem veriniz :
          Geç ve güç öğrenirler, çabuk unuturlar. Bu çocukların eğitiminde en aza indirilmiş beceri bilgiler üzerinde sık tekrara önem veriniz.

İ. İlgi ve dikkatlerini uyanık tutmak :
          Dikkatleri dağınık ve dikkat süreleri kısadır. Sık sık dikkatlerini toplayıcı hareketler yapmalı, ilgi duymadığı konular üzerinde fazla durulmamalı, dersler elden geldiğince somutlaştırılmalıdır.

J. Genelleme yapamazlar :
          Zihinsel engelli çocuklar genelleme yapamazlar, bir konuda öğrendiği kuralı bir başka konuya aktaramazlar. Bu bakımdan her konuda gerekli olan bilgi ve becerileri ayrı ayrı öğretmek gereklidir.

B - İŞİTME ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİMİ

          Tanım : İşitme özürü, bütün düzeltmelere rağmen, özel eğitim gerektirecek kadar işitme yetersizliği halidir. Bu tanım işitme özürlüleri iki ana gruba ayırmaktadır.
1.          Sağırlar : İyi işiten kulağındaki işitme kaybı 70 db"in üstünde olanlara denir.
2.          Ağır işitenler : İyi işiten kulağındaki işitme kaybı 25-70 (db) arasında olanlara denir.
          Kaynaştırma eğitimi açısından tanımlayacak olursak; herhangi bir işitme cihazına sahip olmadan eğitim öğretim ortamından yararlanamayacak derecede işitme güçlüğü içinde olan çocuklara işitme özürlü denir.

EĞİTİMLERİ

          Bizde temel eğitim beş yılı kapsayan birinci kademe ile üç yılı kapsayan ikinci kademe olmak üzere sekiz yıldan oluşmaktadır.
          Herhangi bir özel eğitim kurumuna gidemeyen (sağılar okulu) işitme özürlü bir çocuk için temel (ilköğretim) eğitim vatandaşlık eğitiminin verileceği yerlerdir. Bu bakımdan ilköğretime devam eden işitme özürlü çocuklar için normal ilköğretim programı uygulanır. Ancak işitme özürlü çocukların özüründen doğan ayrıcalık ve gereksinmelerini dikkate alarak onları tamamlama yoluna gidilir. Bu gruba giren çocuğun en büyük ayrıcalığı lisan ve konuşma gelişiminde görüldüğü için ağırlık genellikle bu alana verilir.
          İlköğretimin ikinci devresinde ağırlık el işleri ve mesleğe hazırlık pratik becerilere verilmelidir. Temel eğitimin ikinci kademesinde de yine temel eğitimin ikinci kademe programı esas alınır. Ancak lisan, konuşma ve işitme eğitimine ağırlık verilmesi zorunludur.
          Temel eğitim kademesinde hangi tür program uygulanırsa uygulansın üzerinde önemle durulması gereken husus rehberlik çalışmalarıdır. Rehberlik çalışmaları bir bütünlük göstermelidir. Öğrenci-öğretmen-veli ve diğer ilgilileri kapsamına almalıdır. Ayrıca rehberlik hizmetlerinin devamlılık göstermesine özen gösterilmelidir. Bu hizmetlerde kopukluk olduğunda işitme özürlü çocuklar diğer akranlarından daha fazla zarar görmektedirler. En azından eğitim çalışmalarından gereği kadar yararlanamamak-tadırlar.

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ

          İşitmesi özürlü olan çocukların bu özürlerine bağlı olarak görülen ayrıcalıkları daha çok iletişim kolaylıklarındaki kayıplarıdır denilebilir. Böyle olunca da bu gibilerin eğitimlerinde ağırlık iletişim tekniklerini kazandırmaya verilmelidir. Bu açıdan bakıldığında konuşulanı anlama, meramını ifade edecek derecede konuşma ve çevresindeki seslerden yararlanmayı kapsayan yöntemler ortaya çıkmaktadır. İşitme özürlülerin eğitiminde bu yöntemler : 1. Dudaktan okuma, 2. Konuşma eğitimi, 3. İşitme eğitimi diye adlandırılır.

          DUDAKTAN OKUMA :
          Konuşulanı ağız ve yüz hareketlerinden anlamaya dudaktan okuma denilmektedir. Sağırların iletişim becerilerini geliştirmek için dudaktan okumaya önem verilmesi gerekmektedir.
          Çocuğun konuşanın dudak ve yüzünü iyi görmesi dudaktan okumada esastır. Burada öğretmen normal şekilde konuşmaya dikkat etmelidir. Çocuk daha iyi bir şekilde fark etsin diye ağız ve mimik hareketlerini aşırı şekilde yapmaya yönelmek sakıncalıdır. Ayrıca ses normal şekilde çıkarılmalıdır. Ölçü her ikisi içinde normal işiten bir çocuğa konuşuyormuş gibi davranmak olmalıdır.
          Dudaktan okumada çocuk konuşanın ağız ve yüz hareketlerini hep aynı açıdan ve yönden görmemelidir. Ağız ve yüz hareketlerini hep aynı açıdan ve yönden görmemelidir. Ağız ve yüz hareketlerini bazen karşıdan bazen de yandan izlemek zorunda kalabileceği hatırdan çıkarılmamalıdır. Onun için çocuk konuşanı değişik açılardan izlemelidir.


          KONUŞMA EĞİTİMİ :
          İşitme özürlü (özellikle sağır) çocukların belirgin özelliği normal konuşmayı kendiliğinden kazanamayışlarıdır. İşitme özürlü çocuğa konuşmayı kazandırmak için ona normal ses çıkarmayı ve konuşma dilimizin seslerini doğru çıkarmayı öğretmemiz gerekir.
          Konuşma eğitiminde izlenecek yol, normal çocukta konuşma gelişimine uygun basamakları izlemektir. Yani konuşulanları duyacak, taklit edecek, heceler çıkaracak, kelimeler çıkaracak, hecelere anlam verecek, kısa cümleler söyleyecek, uzun cümleler söyleyecek. Ve nihayet okulda kazandırılan ana dili çalışmalarına geçilecek. Bu sıraları mutlaka izlemek gerekir.


          İŞİTME EĞİTİMİ :
          İşitme eğitimi çocuğun işitme kalıntısını en iyi şekildi kullanılabilir hale getirmeyi ve bunun için yapılan çalışmayı içerir.
Her işitme özürlü çocuğun bir işitme kalıntısı mutlaka vardır ve bu kalıntıdan mutlaka yararlanmak gerekir.
          İşitme eğitiminin kulak yolu ile yapılması normal ise de bunun diğer duyularla desteklenmesinde yarar vardır. İşitme eğitimi küçük çocuklarda oyun biçiminde daha büyüklerde ise ünite ve diğer okul çalışmalarına bağlı olarak ele alınmalıdır. İşitme eğitiminde çocuklara genellikle okul, öğretmen ya da yetişkin tarafından planlanan seslerin verilmesi normal ise de çocuklara kendi istedikleri sesleri dinleme ve duyma fırsatı da verilmelidir. Çalışmalar önceleri doğa ya da araç seslerini ayırt etme şeklinde ele alınmalı sonradan konuşma seslerinin ayırt edilmesine geçilmelidir.

SINIF ÖĞRETMENLERİNE İŞİTME ÖZÜRLÜ ÖĞRENCİLERİ TANIMADA YARDIMCI OLABİLECEK BAZI ÖNERİLER

1.          Sürekli olarak dikkatsiz görülürler.
2.          Sorulara çok yavaş cevap verirler.
3.          Genellikle soruları ve sözcükleri öğrenmek için "ne" sorusu sorarak tekrar ettirirler.
4.          Bir şey söylendiği zaman kaşlarını çatar, alınlarını kırıştırırlar.
5.          Başkaları kendisiyle konuşurken, başını özel bir durumda tutar, kulaklarını konuşana çevirir.
6.          Sesini geldiği yönü tayin etmede ve birinin sesini tanımada yetersizlik gösterir.
7.          Konuşmasında bazı sesleri atar ve değiştirir, basit bir sözcüğü yanlış söyler.
8.          Olağan dışı yüksek ya da düşük bir ses tonuna sahiptir.
9.          Kulak çınlaması ve gürültüden yakınır.
10.          Kulaklarında bozukluk ve şişme görülür.
11.          Sık sık kulak ağrısından yakınır.
12.          Çevresindeki sesli şeylerle az ilgilenir, seslere karşı belirgin derecede de duyarsızlık gösterir.
          Bu tanımlamalar ile öğrencilerin işitme özürleri tespit edilip tedavilerine başlanabilir. Öğretmen yukarıda sıralanan özelliklerden bir kaçına sahip olan ve durumundan şüphelendiği öğrenciyi İl Rehberlik ve Araştırma Merkezi uzmanları adı geçen öğrenciyi Odiometrik incelemeye alır ve durumu açıklığa kavuşturarak gerekirse doktora sevk eder. İşitme özürlü olduğu belirlenen öğrenci 1198 sayılı genelge doğrultusunda kaynaştırma eğitimine alınır.


SINIF ÖĞRETMENİNE ÖNERİLER

•          İşitme özürlü öğrenciler sınıflarında ön sıralara oturtulmalı, sık sık sorular sorularak konu ile ilgisinin sürekli olması sağlanmalıdır.
•          Öğretmen söz konusu öğrencilerin aileleriyle işbirliği içinde olmalıdır.
•          İşitme özürlü çocuk sınıfta yokken, sınıfa onun problemi anlatılmalı, arkadaşlarının ona nasıl davranması gerektiği anlatılmalıdır.
•          Çocuk sınıfta her türlü etkinliğe katılmalıdır. Kümelere girmeli.
•          Öğretmen sınıfa topluca soru sorduğunda çocuğun bunu anladığından emin olmalıdır.
•          Öğretmen işitme özürlü çocukla konuşurken kısa ve basit cümleleri kullanmalıdır.
•          Çocuğun işitmesinde veya dikkatinde dalgalanmalar olabilir, bazı günler daha iyi işitip daha dikkatli olabilirler.
•          İşitme özürlü çocukla konuşurken öğretmen yüzünün gölgede kalmamasına, ışıklı olmasına dikkat etmelidir.
•          Yarım konuşmalardan ya da anlaşılmaz ses çıkarmalar, ağız içinden konuşmamaya dikkat edilmelidir.
•          Bazı çocuklar kelimeleri açık olarak ifade etmekte güçlük çekerler, öğretmen çocuğun dudaklarını izleyerek anlamak zorunda kalabilir.
•          Çocuk kelimeleri tam söyleyemezse bile, bazı sesler çıkararak tepkide bulunabilir. Öğretmen çocuğun çıkarabileceği seslerden başlayarak, ses çıkarması için teşvik etmeli, daha sonra çocuğa, onun seslerini ve söylediği kelimeleri doğru telâffuz ederek yeni kelimeler yapmasına yardımcı olmalıdır.
•          Çocuğun doğru olarak söylediği kelimelerden sonra öğretmen onu ödüllendirmek için memnuniyetini bildirir ifadeler kullanmalı, çocuğu teşvik etmelidir.
•          Öğretmen elindeki nesne hakkında konuşuyorsa, çocuk hem eline hem de dudaklarına aynı anda bakamayacağı için ona önce ellerine sonra da dudaklarına bakması için zaman tanınmalıdır.
•          Öğretm yöntemleri ve diğer konular hakkında öğretmen her zaman Rehberlik Araştırma Merkezinden yardım isteyebilir.


C. GÖRME ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİMLERİ

          Tanım:
          Görme özürü halk arasında görme gücünden yoksun olmak şeklinde tanımlanmaktadır.
          Görme özürlüleri de iki ana gruba ayırmak mümkündür: 1.Körler, 2. Az görenler.
          KÖRLER: Bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10 dan aşağı olan (görme gücünün 10/9 unu yitirmiş) eğitim öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanmasına imkan olmayanlara kör denir.
          AZ GÖRENLER: Bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10 ile 3/10 arasında olan ve özel bir takım araç ve yöntemler kullanmadan eğitim öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanması mümkün olmayanlara az gören denir.

EĞİTİMLERİNDE GÖZ ÖNÜNE ALINACAK HUSUSLAR

          Sınıfında görme özürlü çocuk olduğunu tespit eden öğretmen ilk iş olarak çocuğun bir göz doktoruna muayenesini sağlamalıdır. Okul Müdürlüğü il Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürlüğüne gerekli duyuruyu yaparak çocuğun incelenmesini ister. Merkez uzmanları öğrenciyi inceledikten sonra çocuğun eğitimi için gerekli tedbirler alınır.
          Bu çocuklar için alınacak tedbirlerin başında çocuğun gözlük sahibi olmasının sağlanması ve sınıfta ön sıralara oturtulması gelir.
          Çeşitli nedenlerle özel eğitim kurumlarından yararlanamayıp ta normal sınıflarda kaynaştırma eğitimine alınan görme özürlü çocukların eğitimlerinde, sağlam olan diğer duyularından ve mevcut görme kalıntısından yararlanarak çocukta kişiliğin geliştirilmesi ve sosyal uyum sağlanması konusuna ağırlık verilmelidir.
          Özürler arasında en dezavantajlı özür görme özürüdür. Okul yaşına girildiği zaman görme gücü geniş ölçüde öteki duyulara hükmeder. Gözün yapısal ve görevsel üstünlükleri yüzünden dış dünyadan sağlanan duyumlarının nitelik ve anlamlarını onunla kestirebilmek çok daha kolay olur. Gözün sağladığı büyük avantajlardan yoksun olan görme özürlü birey özellikle sosyalleşme açısından akranlarının bulunduğu çizgiye gelemeyecektir. Görme özürlü çocuklarda taklit ve gözlem eksikliği nedeniyle ve bazı çocuklarda da körlüğe eklenen bedensel ve ruhsal problemlerden dolayı iyi bir sosyal alışkanlık kazandırmak, uygunsuz sosyal alışkanlıkları gidermek için öğretmenin çok çalışması gerekecektir.
          Konuşulan kimseyi sessizce dinleme, basit talimatları doğru olarak yerine getirme, okulda düzen ve kurallara uyma kazandırılacak davranışlar arasındadır. Yine düşünmeyi öğrenmek, güvenilir olmak, güçlüklerden kaçmamak, sorumluluk almak ve durumlarını olduğu gibi kabul etmek, karar vermek, bir plan dahilinde çalışmak vb. konular bu çocukların eğitimlerinde göz önünde bulundurulacak ve üzerinde durulacak konulardır.
          Okul hayatının ilk günlerinde bazı görme özürlü çocuklar kendi kendilerine hareket etmekte, meşgul olacak bir şeyler bulmada oldukça çaresiz kalırlar. Bu çocukların gruba katılmaları, bağımsız hareket etmelerini sağlamak için gerekli yardım yapılmalıdır.
          Görme özürlü çocuğun eğitim-öğretiminde bağımsızlık ve kendine dayanma alışkanlıklarını kazandırmak özel bir önem taşır. Sınıfta çocukların kendi kendine kullanabilecekleri araç ve gereçler bulundurulur, bunlar görme özürlü çocuğun ihtiyaç duyduğu zaman rahatça bulabileceği belli yerlerde tutulur.
          Özellikle sosyal derslerde görme özürlü çocuklar için teyp kasetlerinden yararlanılabilir. Konular kasete aktarıldıktan sonra öğrencinin bu kasetlerle sınavlara hazırlanması sağlanabilir.

GÖRME ÖZÜRLÜLERİN EĞİTİMLERENDE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI GEREKEN İLKELER

1.          sağlam kalan duyu organlarının en iyi ve uygun şekilde kullanmaları için duyuların eğitimine özel bir önem verilmelidir.
2.          Bağımsız hareket edebilmeleri için hareket serbestliği eğitimine sürekli olarak devam edilmelidir.
3.          Kazandırılacak kavramlarla o nesnenin kendisi ve modeli incelettirilmeli ve varlıklarla ilgili olarak sözlü açıklamalarla pekiştirilmelidir.
4.          Eğitim öğretim mümkün olduğunca ferdileştirilmelidir.
5.          Sınıftataki her görme özürlüye ayrı ders aracı sağlanmalıdır.
6.          El ve özellikle parmakların duyarlılığının korunması, geliştirilmesi için temel sağlık alışkanlıklarının kazandırılması gerekir.
7.          Görenlerle işbirliği yapmaları, sosyal ilişki kurmaları ve sürdürmeleri gerçeğine inandırılmaları gerekir.
8.          Boş zamanlarında yapacakları çalışmalar için çeşitli beceriler kazandırılmaları gereklidir.
9.          Öğrenciye gerçekçi bir benlik kavramı kazandırılmalı ve kendine güveni sağlanmalıdır.
10.          Görme özürlüler için normal ilköğretim programı esas alınır.
D - ORTOPEDİK ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİMLERİ

          Tanım:
          Çeşitli nedenlerle bir organını veya fonksiyonunu kaybetmiş ve bütün düzeltmelere rağmen iskelet, eklem, sinir sistemi ve kaslarından eğitim-öğretim hizmetlerinden yararlanamayacak ölçüde sakatlanmış olanlara ortopedik özürlüler denir.
          Çoğu zaman ortopedik özürlü kimselerde tanımda yer alan bozuklukların birkaçı birden yer alır.
          Ortopedik özürlü çocukların eğitim öğretim hizmetlerinden faydalanmaları, durumları elverdiği ölçüde normal okullarda ve sınıflarda yapılmalıdır. Zaten ülkemizde ortopedik özürlüler okulu sadece Ankara"da mevcuttur. Bu yüzden ortopedik özürlü çocukların normal okullarda kaynaştırma yoluyla eğitim-öğretim görmeleri hem bireyin sosyal yönden gelişmesi açısından faydalı, hem de zorunlu duruma gelmektedir.

ORTOPEDİK ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN BAZI ÖZELLİKLER

          Ortopedik özürlü çocukların büyük çoğunluğunda iskelet ve devinimsel bozukluklar belirgin şekilde görülür. Bu belirtileri üç ana grupta toplamak mümkündür:
1.          Fiziki belirtiler: Bel kemiği ve omurga çarpıktır. Omuz ve kalça aynı hizada değildir. Kol ve bacak uzunlukları farklıdır. Bedenin duruşları ve vaziyet alışları normalden farklıdır. Kol, bacak, diz, dirsek, omu, boyun, omurga, el deformasyonlarına sık rastlanır.
2.          Devimsel davranış belirtileri: Denge bozuklukları, motor koordinasyon zayıflığı, yürüyüş bozuklukları.
3.          Sık sık rastlanan şikayetler: Genellikle sırt, kol, eklem ve adale ağrılarından şikayet ederler. Çabuk yorulurlar.
EĞİTİMLERİNDE GÖZ ÖNÜNE ALINACAK HUSUSLAR

1.          Ortopedik özürlü çocukların durumu mümkün olduğu kadar erken belirlenmeli, çocuğun psikolojik, sosyal ve tıbbi bir incelemesi yapılmalıdır.
2.          Çocuğun sahip olduğu genel ve özel yetenekler belirlenmeli ve ona göre uygun yöntem ve araçlar sağlanması yoluna gidilmelidir.
3.          Ortopedik özürlü çocuğun sosyal ve ekonomik durumu ile yakın çevresinde bulunan kişilerin özüre karşı tutum ve tavırları bilinmelidir.
4.          Ortopedik özürlünün eğitim yeri belirlenirken (bölüm-sınıf-sınıfta oturacağı yer) özürün türü ve derecesi göz önüne alınmalıdır.
5.          Ortopedik özürlü çocuklar mümkün olduğu kadar normallerle birlikte eğitim görmelidir.
6.          Özel araç ve gereçler sağlanmalı ve eğitimde yararlanılmalıdır.
7.          Ortopedik özürlü çocuğun eğitiminin başarıya ulaşabilmesi için kendisine ve ailesine sürekli ve etkin bir rehberlik hizmeti verilmelidir.


Yorumlar

Yorum Bırakın