ZİHİN KONTROLÜ İLE İLGİLİ OKUNULASI...

 

FORUM

Uluslararası İnsan İlişkileri Dergisi

İnsan Kaynakları Dergisi “Forum”dan alınmıstır. Telif Hakkı: 1980, Uluslararası Forum Ltd. Şirketine aittir. Telif hakkı sahibinin izniyle tekrar basılmıstır.

Judith Glossman tıp ve bilim yazarı/araştırmacıdır. Yazıları pek çok ulusal dergide yayınlanmıştır. Şu sıralar kanser araştırmaları hakkında yazmakta olduğu kitap, bu yıl Grosset &;; Dunlop tarafından yayınlanacaktır.

Bir pazar günü öğleden sonra, Manhattan’ın orta yerlerinde bir sınıfta, iki üç kişilik gruplar oluşturarak birbirleri çevresinde toplanmış yirmi kadar insanla oturmaktayım.  Gözlerim kapalı, derin ve düzenli nefes alıyorum, tamamen gevşeyip rahatlamış bir haldeyim ve karşımda oturan tanımadığım kadına “ben hazırım” diyorum.

Kadın kendisinin arkadaşı olan, benim hiç görmediğim bir adamın adını, yaşını ve bulunduğu yeri bildirerek, onu hayalimde canlandırmamı ve bu adamın nasıl bir sorunu olduğunu kendisine söylememi istiyor.

Bu kişinin 35 yaşında ve New Jersey’li olduğunu söylediği anda, zihnimde bir resim şekillenmeye başladı.  Önce siyah ve gür saçlar ve kirli, güçlü eller gözümün önüne geldi.  Bu kişinin beden yapısı da yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.  İnce bir bedeni, kaslı yapısı vardı, kot pantolon pamuklu bir gömlek giymişti, kolları iki yanda dimdik duruyordu, bakışları sabitti.

Zihnimde canlandırdığım adamı tarif ettiğimde kadın, söylediklerimi onayladı; adamın gür ve vahşi saçları vardı, elleriyle çalışıyordu bu yüzden de genellikle elleri kirli oluyordu.  Zayıf fakat çok güçlüydü ve her zaman rahat giysileri seçerdi. Dimdik durduğunda da haklıydım. Çünkü çok gergindi. “Devam et” dedi kadın.

Zihnimdeki hayale yoğunlaştım. “Midesi kırmızı ve kızgın, sanki sırtı ağrıyor ve beyninde birçok siyak nokta görüyorum.  Kalbi sağlıklı fakat yumuşak ve hamurlaşmış”

“Aslında çok haklısın, pek fazla bir sorunu yok, sadece sinirleri çok gergin, bu da midesine vuruyor ve hayata kapkara bir bakış açısı oluşturmasına neden oluyor.  Bildiğim kadarıyla kalbinde hiçbir sorunu yok, kalbini hamurlaşmış görüyorsun çünkü yüreğinde yaşam canlılığı yok, aslında yaptığı hiçbir şeye yüreğini katmıyor.  Şimdi ona sevgi ve enerji gönder.”

Gözlerim hala kapalı durumda, bu adamın beynini ve ellerini yıkadım, midesine ve sırtına rahatlatıcı bir krem sürdüm.  Gülümsediğini, rahatladığını gördüm ve “kendimi harika hissediyorum” dediğini duydum.

Gözlerimi açtım, oda ışıl ışıldı, nefesim kesilmiş, zihnim tamamen berrak, bedenim enerji saçıyordu.  Etrafımdaki heyecanlı fısıltılardan anladım ki herkes ayni şekilde başarılı olmuştu.

Benim ismini verdiğim arkadaşımı gözlemleyen kadın, bu arkadaşımın kronik başağrılarını görmüştü; ben ise bunları tamamen unutmuştum. Ayrıca arkadaşımın fiziksel ve duygusal özelliklerini doğru olarak tarif etmişti.  Bir başka adam grubundaki arkadaşına uyuşturucu ile mücadele etmekte olan bir çiftin adını vermişti.  Ruhsal okuyucu, isimlerini duyduğunda hemen “eroin” demişti.

Bu zihinde canlandırma şeklindeki ruhsal deneyimler, yaşamınızı daha iyiye yönlendirmek için hızlı ve kolay bir yöntemi öğreten dört günlük “Silva Zihin Kontrolü” eğitim seminerinin katılımcıları arasında gerçekleşmişti.  Eğitim seminerine katılmadan önce ben ve arkadaşlarım böylesi ruhsal deneyimler yaşayacağımızı hiç aklımıza bile getirmemiştik.

Oysa şimdi, dört günlük bu eğitimin sonunda hepimiz kendimizin ruhsal güçlere sahip olduğumuzu keşfetmiş ve hayatımızı daha iyiye yöneltmek için gereken pek çok yöntem öğrenmiştik.

Bu kurstan mezun olanlar, sigarayı bırakmayı, kilo vermeyi, uyuşturuculardan uzak durmayı, uyku ilacı almaksızın uyumayı ve saatin alarmını kurmadan istedikleri saatte uyanmayı başarmışlardı. Kısacası hayatta yapmak istedikleri her ne ise onu gerçekleştirmeyi başarmışlardı.  Ne yapmak istediklerini bilmeyenler için ise, ne yapmak istediklerini keşfetmelerine yarayacak yöntemler vardı.

Kişisel olarak ben, kendimi zenginleşmiş, içimde yeniden derin bir kaynak keşfetmiş olarak hissediyordum.  Sanki çocukluğumda var olan ancak sonradan kapanmış bulunan bir kapı yeniden açılmıştı.

Meksika kökenli bir Amerikalı, dinamik doğal bir psişik olan Jose Silva tarafından 1960 ların başlarında geliştirilen bu eğitim, 50 ülkede on dört milyondan fazla mezuna sahip olmakla haklı bir gurur duymaktadır.  Üç günlük bu deneyim sonunda eğer tatmin olmaz iseniz paranızı geri alma garantisi vardır.  Mezun olduktan sonra ise dünyanın çeşitli ülkelerinde verilmekte olan ve Silva felsefesinin özel boyutlarına odaklanan “mezunlar kursları”na eğer isterseniz ücretsiz olarak tekrar katılabilir ve yeni deneyimler kazanabilirsiniz.

Zihin Kontrol Merkezlerinin pek çoğu reklamlarla duyuru yapsalar da, eğitim seminerine katılanlar, genellikle bu eğitim seminerini almış ve hayatları olumlu yönde değişmiş olan arkadaşlarından aldıkları bilgiler üzerine eğitimlere kaydolmaktadırlar. Binlerce kişi bu eğitim seminerine katıldıktan sonra hayatlarının nasıl değiştiğini anlatmışlar, bunlardan bir bolümü Jose Silva ve Philip Miele tarafından hazırlanan “Silva Zihin Kontrol Metodu” adlı kitapta yeralmıştır.

Silva’nın bu kadar ün kazanmasına şaşırmamak gerekir. Çünkü bu metot çok hızlı bir tempoda akıp giden çağımızda çok iyi bir terapidir; hızlı sonuç vermekte, keyifli ve işe yaramaktadır. Psikanaliz, meditasyon veya diğer disiplinlerin yıllarca süren çaba ve çalışmalar sonucu elde ettikleri akılsal özgürlüğü üç gün gibi kısa bir sürede başarmaktadır.  Eğitimlere katılıp mezun olanların kişilik değişimleri üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, sonuçların dikkate değer ve inanılmaz olduğunu ortaya koymuştur.

1972 yılı Eylül ayında A.B.D.de Philadelphia’daki Hallahan Lisesinin 2200 öğrencisine Silva eğitimi verilmiştir.  Eğitmen Dr. George DeSau, eğitimlere katılan öğrencileri eğitimden önce ve eğitimden iki hafta sonra lise standart kişilik testini uygulamıştır.  Sonuçlar, eğitime katıldıktan sonra öğrencilerin ego gücü yönünde gelişme, olgunluk, sükûnet, kendine güven, tutum ve zekalarında kayda değer olumlu gelişmeler meydana geildiğini ortaya koymuştur.

Dr. DeSau, aynı uygulamayı Pittsburgh’daki Lawrenceville ve St. Fidelis liselerinde, eğitimlerden önce, iki hafta sonra ve dört hafta sonra yapmış ve iki hafta sonraki test sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, dört ay sonra yapılan testlerin çok daha olumlu sonuçlar verdiğini ortaya koymuştur.

Philiadelphia’lı bir psikiyatrist ve psikanalist olan Dr. Clancy D. McKenzie bu eğitime katılmayı kabul eden 189 hastası üzerinde bir çalışma yapmıştır.  Bu hastalardan 75’i psikotik veya sınırda psikotik, diğer 114’ü ise nörotik hastalardı.  Psikotik hastalara eğitim öncesi ve sonrası verilen testlerin sonuçlarına göre bunların 36’sı gerçeği algılamada dramatik iyileşmeler sergilemiştir.  Nörotikler ise yararlı değişiklikler kaydetmişlerdir.

Peki, bu üç günlük eğitim sırasında insanların düşünce ve varlıklarında kalıcı değişimlere yol açan neler olmaktadır?   Bu eğitim, davranışları ve tutumları değiştirecek pek çok özgün teknikler sunmakla birlikte, eğitimin temeli; dünyada insan potansiyelini harekete geçirmek için pek çok guru ve Transandantal Meditasyon kursları tarafından popüler hale getirilmiş olan “meditasyon”a dayanmaktadır.

Meditasyon yaptığınızda beyniniz alfa dalgaları üretir. Bu dalgalar, saniyede 7-14 devir hızında veya frekansındadır. Oysa normal uyanık gündelik yaşam içindeki halimizde beynin ürettiği beta dalgalarından daha yavaş; uykuda iken üretilen uzun ve yavaş teta veya delta dalgalarından daha hızlıdır.  (Aslında beynimizin farklı bölümleri sürekli olarak bu dalgaları üretmekte olmasına rağmen, bir dalga bilincin farklı konumlarına egemen olur.)

Son zamanlarda yogilerin ve Zen üstatlarının trans halinde iken alfa dalgaları yaydıkları bilinmektedir. Araştırmalar, uzun zamanlardır istem dışı çalıştıklarına inanılan kalp atışı, kan basıncı, sindirim gibi beden fonksiyonlarının bilinçli kontrolümüz altına alınabileceğini ve bu kontrol sağlandığında alfa dalgaları ile bu durum arasında belirlin bir korrelasyon olduğunu ortaya koymuştur.

Eğitimler bu rahatlama haline nasıl geçeceğinizi öğretmekle kalmayıp ötesine geçerek zihinde sanal olarak canlandırma yöntemlerini öğretmektedir.  Bu imgelemeler meditasyon sırasında kullanılmakta ve böylece bu zihinsel uygulamalar hayatınızı iyileştirmektedir.

Bu üç günde sunulanlar yeni şeyler değildir.  Vurgulanan pozitif us tutumları ve pozitif düşüncelerdir.  Bu eğitim, Norman Vincent Peale, Doğu Mistisizmi, Baba Ram Dass ve 1920’lerde Amerika’da “Ben, her gün, her bakımdan daha iyi, daha iyi oluyorum” sözcükleriyle popüler hale gelen “oto-öneri” kavramını ortaya atan  Fransız  Emile Coue öğretilerinden alınarak hazırlanmıştır.

“Düşünceler, şeylerdir” der, güleç yüzlü, tombul, kibar eğitmenimiz Paul Grivas.  İlk gün, Paul Grivas’ın ışıltılı pozitivizminin gücü bizi  çok etkiler.  Tekrar ve tekrar, yaşam örnekleri verilerek olumsuz düşünce ve tutumların ne kadar yaygın olduğu ve bizi varmak istediğimiz yere varmaktan, yapmak istediğimizi yapmaktan nasıl alıkoyduğu anlatılır.  Olumsuz düşüncelere takıldığımızda, kendi kendimize “iptal et, iptal et” dememiz öğretilir.

İşte bence eğitimin ana noktasıdır.  Niyeti takdir etsem de bu tavsiyenin ardında şirin bir sözcük oyunu vardır “iptal et-iptal et” ve ayni gece gerçekleştirmeyi başaramayacağımı düşündüğüm bir proje hakkında konuşurken kendimi “iptal et-iptal et” derken buluveririm.

Ayni gün, yani eğitimin ilk gününde Paul problemlerimize yeni bir açıdan bakmamızı önerir, onları problem/sorun olarak değil, bir proje olarak görmeliyiz.  Bu öneriyi çok sevdim ve sık sık kullanıyorum.

Düşüncelerimizi yeniden şekillendirme girişimleri, genellikle basit, komik konuşmalar ve ayni derecede entelektüellikten uzak soru-cevap dönemleriyle gerçekleştiriliyor.  Fakat bunlar Silva eğitiminin puding kısmı, pudingin içindeki meyveler ise, günde beş, altı kez yapılan ve alfa seviyesinde çalışmayı bize öğreten zihinsel uygulamalardır.

Bizim alfa seviyesine girmemiz için Paul masasının üzerindeki bir not defterinden şunları okuyor: “rahat bir pozisyon alın, bedeninizi tamamen rahatlatın, göz kapaklarınızı kapatın, derin bir nefes alın ve nefesinizi verirken zihninizde üç sayısını üç kez canlandırın.  Tekrar derin bir nefes alın ve bu kez nefesinizi verirken zihninizde iki sayısını üç kez canlandırın.  Ve ayni işlemi bir sayısı için yapın.  Şimdi, daha derin, daha sağlıklı bir zihin seviyesine ulaşmış bulunuyorsunuz.  Şimdi artık arzu ettiğiniz herhangi bir amaç için kullanabileceğiniz zihin seviyesine girmiş bulunuyorsunuz.  Daha derin, daha sağlıklı zihin seviyelerine girmek istiyorsanız eğer, sayma sürecine 10 sayısından başlayıp bire kadar inebilirsiniz.”

Zihinsel uygulamalar, bir başka deyişle şartlandırma çalışmaları yararlı söylemleri içermektedir, bir tanesi : “pozitif düşünceler bana arzu ettiğim yarar ve fırsatları getiriyorlar” cümlesidir.  Her zihin uygulaması yarım saat ile kırk beş dakika sürmekte ve arzulanan çeşitli hedefleri gerçekleştirebilmek için yukarıdakinin benzeri tümceleri içermektedir.

Her zihin uygulamasının sonunda sınıf, kendimizi iyi hissettiğimiz yolundaki söylemlerle yavaşça normal uyanık haline döndürülmektedir.

İlk zihin uygulamasından sonra kendimi harika bir biçimde gevşemiş, rahatlamış hissediyorum.  Ancak hepimizin aklında pek çok soru var.  “Tam alfa seviyesine geçtiğimi sanmıyorum”, “Alfa seviyesine geçtiğimi nasıl anlayacağım?”  Sınıfta hep birden şu sözler mırıldanır “bunu kafana takma”.  Paul bu genç kıza “Sadece gevşe, alfa seviyesine olacaksın” der.  Bir başkası, “söylediklerinizin çoğunu duydum, sanırım uyuya kaldım” der.  Paul gülümseyerek, “bunun için de üzülme” der ve alfa seviyesine girmeden, girince ve sizi uyanıklık durumuna getirmek için söylenmesi gerekenleri söylediğini, uykuya dalsanız bile söylenenleri algılayacağınızı ve hiçbir şeyi kaçırmayacağınızı anlatır.

Silva metodunu eleştirenler alfa seviyesine geçmenin hipnoz anlamına geldiğini öne sürerler ve Paul eğitimin ikinci gününde zihin kontrolu ile hipnoz arasındaki farkı ayrıntılarıyla anlatır. Hipnoz altındaki kişiye, uygulayıcı, bu konumda algıladığı gerçeğin objektif mi, sübjektif mi olduğunu söyler. Zihin Kontrolu uygulayan kişi halüsinasyon görmez, sadece canlandırmalar yapar. Kendi kendini hipnotize edebilmek için kişi, önce bir hipnotizmacı tarafından hipnotize edilir ve hipnotizmacı bu kişiye, hipnotizma sonrası kendi kendini hipnotize edebilmesi için önerilerde bulunur.  Başlangıçta bir hipnotizmacının yardımına gerek bırakmayan herhangi bir hipnotizma şekli, Zihin Kontrolü gibi bir oto-koşullandırma yöntemidir.

Meditasyon aşaması, dakikada binlerce düşünce üreten bilinçli beyni sakinleştirir.  Bu düşünceler durdurulunca, içsel bilincimiz öne çıkar ve biz kendimizle daha barışık oluruz ve bu durumdan pek çok yarar sağlarız.  Bilincimizin boğuştuğu pek çok sorun, içsel bilinç önderliğinde zihnimizde kolayca çözümlenir.  Yaratıcı ilhamlar, zihnimi netleştirmek ve bir hedefe odaklanmak için sık sık Silva yöntemlerini kullandım.  Araştırmacılar, bilinçli beynin düşüncelerinin durdurulmasıyla psişik güçlerin ortaya çıktığına inanırlar.  Çünkü bilinçli düşünce sürekli olarak aldığımız psişik izlenimleri engeller.

Alfa seviyesi, beraberinde, gerçek bir duyusal gevşeme ve beden hakkında yeni bir farkındalığı beraberinde getirir.  Bilinçli beyin, bedenle daha doğrudan bir bağlantı içindedir ve bilinçli beyin sessiz olduğunda bedene verilen yönergeler inanılamayacak kadar etkilidir.  Paul, her hücrenin bilincinden söz etmekte ve bu hücre bilincini içsel bilinçle zihnimize verdiğimiz yönergelerle değiştirebileceğimizi anlatır.  Hastalık ya da sağlıktan söz ederiz ve beden “kendini iyileştirme” gücünü kullanmaya yöneltilir.  Bu eğitimi aldığımdan beri pek çok acı veya ağrımı geçirmek için Silva Metodunu başarı ile kullandım.

İkinci günü sıra eğitimin en değerli yöntemlerinden birini öğrenmeye gelir.  Bu yöntemin adı “Zihin Aynası” adını taşır.  Çok eski bir meditasyon yöntemidir.  “Zihin Aynası” yöntemi herhangi bir sorunu çözmek için, kötü bir alışkanlığı değiştirmek için olduğu gibi, maddi bir hedefe ulaşmak için de kullanılır.

Paul, “önce çözümlemek istediğiniz probleme odaklanın. Diyelim ki on kilo vermek istiyorsunuz.  Alfa seviyesine girin ve zihninizde siyah çerçeveli bir ayna canlandırın.  Sorununuzu aynada görün. Aynada siz varsınız, çok şişman, çok yiyen, bedeniniz istemese bile yiyecek arayıp duran, masadan patlayacakmış gibi kalkan, bir tartışmadan sonra ya da sevilmediğini düşündüğünde durmadan atıştıran siz.  Sorunu her boyutu ile aynada görün. Kısaca o aynada gerçek sizi görüntüleyin, canlandırın.

Sonra bu aynayı parçalayın ve yerine beyaz çerçeveli bir ayna asın. Bu aynada ise kendinizi yeni aldığınız güzel giysiler içinde, kendini daha iyi, daha hafif, daha canlı, daha cazip hisseden, “kilo verdikten sonra ne kadar hoş olmuşsun” diyen arkadaşlarını duyan yepyeni bir kişi olarak imgeleyin.  Ve bundan böyle çözümü zihninizde canlandırın. Sorun hakkında düşünmeye başladığınızda, çözümün resmi ile sorunu yer değiştirin.

Paul’a göre, her sorunun çözümü için bu tekniği kullanabiliriz.  Yeni bir otomobil mi istiyorsunuz?  Bir ilişkinizi iyileştirmek mi istiyorsunuz?  Kendinizi olumlu şekilde bunu gerçekleştirirken imgeleyin. Bu gündüz hayalleri kurmak gibi görünebilir.  Ancak bu yepyeni bir yöntemdir. Sürekli olarak hedefinize odaklandığınızda aslında hiç aklınıza gelmeyecek olan fikirler ortaya çıkar ve siz hedefinizi gerçekleştirme yolunda koşmaya başlarsınız.

Bu imgeleme yöntemini çok kullandım ve çok işime yaradı.  Örneğin bir dergide yazılarımın yayınlanmasını çok istiyordum ve sonunda o dergide makalelerimden birinin yayınlanacağı haberini aldım.

Bu eğitimde, imgelemelerle belleğimizi geliştirme yöntemleri de öğretilmektedir.  Ellerimizden birinin ilk üç parmağını bir tetikleme mekanizması gibi kullanmamız öğretildi.  Bu mekanizmayı, örneğin anında bir taksi ya da park yeri bulmak gerektiğinde kullanabilirsiniz.  Alfa konumunda tüm duyularımız alarm halinde olduklarından büyük ihtimalle o boş taksiyi başkası görmeden önce ben görüp hemen durduracağım.  Öte yandan ben üç parmağımı öğretilen şekilde birleştirdiğimde evrenin akışı ile uyum halinde olduğumu hissedeceğim.  Çünkü gevşemiş ve alıcı konumda olduğum için psişik sinyalleri hemen algılayacağım. Yani doğru zamanda doğru yerde olacak ve taksiyi yakalayacağım.

Üçüncü günde psişik laboratuarımızı kullanmaya başladık.  Bu, laboratuar olduğunu düşündüğümüz hayali bir oda, bu odaya gidecek ve kendimizin ve diğerlerinin sağlık sorunlarına yardımcı olmak üzerek psişik gücümüzü kullanacaktık.

Dördüncü günün sabahı kendimizi sağlıklı bir insan bedeninin içinde yolculuk yaparken görüntülüyoruz.  Bu bizi, öğleden sonra gerçekleşecek psişik gözlemler ve hastalıkların iyileşmesi şeklindeki psişik sonuçlara hazırlayacak.  Eğitime katılan doktorlar, sınıftaki öğrencilerden birinin, hastalarından birinin rahatsızlığını doğru olarak teşhis etmesi karşısında hayrete düşmüşlerdir.  Silva eğitmenleri, hastalıkların iyileştirilmesi için psişik güçleri devreye sokarak sevgi ve enerji gönderdiklerinde iyileşmenin gerçekleştiğini belgelerle ortaya koymaktadırlar.

İlk üç gün kuşkularımıza rağmen, dördüncü gün herkes bir şekilde psişik bir gözlem yapmayı başardı. Tabii bazıları daha fazla başarılı oldu. Zihin Kontrolu’nu öğrenmek bireysel bir deneyim ise de dördüncü günün sonunda herkes amaca çok yakındı.  Olağanüstü bir deneyim paylaşmıştık.

Seminere katıldığımdan bu yana dört hafta geçmiş olmasına rağmen, başka bir şeyden söz edemiyorum. Güçlü rastlantıların arasında buluyorum kendimi. İşim daha iyi, kendimi daha iyi hissediyorum. Duyduğum coşku, sekiz arkadaşımın daha bu eğitim seminerine katılmasına neden oldu. Bunlardan yedisi bu eğitimdeki teknikleri uyguladıklarını, yarar sağladıklarını ve bu metodu çok değerli bulduklarını söylüyorlar.  Sekizincisi ise, tüm çabasına rağmen pek bir işe yaramadığını ancak, elinin parmaklarını birleştirdiğinde her zaman aradığı taksiyi bulduğunu anlatıp duruyor.

Aradan iki buçuk yıl geçtikten sonra hala bu eğitimin hayatımı iyi yönde değiştirdiğine inanıyorum. Hayat hızlandıkça öğrendiğim yöntemlere başvuruyorum ve bazen gidip yenileyici olması amacıyla eğitimi yeniden alıyorum.  Kısacası, tüm potansiyelime ulaşmakta bana sağladığı yardım nedeniyle Silva Metodu eğitim seminerine teşekkür ediyorum.

SILVA METODU

Yorumlar

Yorum Bırakın